kızlarımız da güzel dimi?
yiğidi öldür hakkını yeme türünden yorumlarınızı alabilirmiyim?
istediğim kadar yorum alabilirsem kuzeyin ağzından yazılan bir bölümle bu akşam yine gelirim...kırmayın beni olurmu?keyifli okumalar=)
TANEM
Kahvaltıdan sonra herkes toparlanıp geldiği arabayla dönmüştü.biz en son çıkan gruptuk çünkü çiseyi yine geleceğimize ikna etmek baya zor olmuştu. Arabanın yanına kuzeyden önce gelmiştim ve istesem sürücü koltuğunu kapabilirdim ama şu an kuzeyin homurdanmalarını çekecek kadar keyifli hissetmiyordum o yüzden paşa paşa manita koltuğuna geçtim ve kemerimi taktım.kuzey arabayı yola sokunca son bir kez daha kapının önünde bize bakan çiseyle ayşeye el salladım ve kuzeye döndüm.köye geldiğimizden beri traş olmamıştı ve üç günlük sakalı mümkünmüş gibi daha yakışıklı gözükmesine sebep olmuştu..ona baktığımı hissedince bir an bana döndü hafifçe sırıtıp takrar yola bakmaya başladı.bende kaldığım yerden yüzünü incelemeye devam edebildim.sakkallarının içinde elimi dolaştırmak nasıl hissettirir acaba? Sakallarının elime batması ne hissettirirdi ki?tam bunu öğrenmek için gerekli cesareti toplamıştım ki kuzey konuşarak dikkatimi dağıttı.
"aslında köyde seni tarlaya indirip haşatını çıkartıcaktım ama çise işi bozdu" bir an ne tarlası diye atarlanacaktım ama hemen kendimi toplayıp sakince
"niye tarlaya inecektim ki?" diye sordum.hafifçe sırırtarak
"seni Karadeniz kızı yapcam taktım" dedi ve cd çaların düğmesine bastı.ben söylediği şeyin anlamını sindirmeye çalışırken şarkı arabayı doldurmaya başlamıştı.
Trabzon yazan dev levhayı geçtiğimizde kuzeyin telefonu çalmaya başladı.vitesin yanına atmış olduğu için arayanın kim olduğunu görebiliyordum.kuzey telefona bakıp ekranda ivan yazısını görünce bir an ne yapacağını şaşırdı,gözlerinde ufaktan endişe parıltıları belirirken
"Rusça biliyomusun?"diye sordu .başımı olumsuz anlamda sallayınca gözlerinden bir rahatlama ifadesi geçti ve telefonu alıp kulağına götürdü.yaklaşık on dakika benim hiç anlamadığım dilde bişeyler söyledi ve telefonu kapattı.bana hiç bakmadan bi numara daha çevirip tekrar kulağına götürdü.bu defa Türkçe konuşuyodu.
"nerdesin"diye sorup karşı tarafı dinledi sonra da
"kızların evinde bekle Rusya ya gitcez" dedi biraz daha dinledi ve telefonu tekrar kapatıp vitesin yanına attı ve bana döndü.gözlerimde soru işareti fışkırtarak kuzeye baktım ama bana bir açıklama yapmak yerine tekrar yola döndü.en son dayanamayıp
"nereye gidiyosun?" diye sordum.başını bana hiç çevirmeden
"rusyaya ufak bi seyehat" dedi.benim bildiğim ufak seyehatlar ülke içinde olurdu dünya çapında değil ama anlatmak istemediği her halinden belli olduğu için kurcalamadım ve peki diyip önüme döndüm.evimin önünde arabayı durduğunda hiç bişey söylemeden inecektim ama kolumu tutup beni kendisine çevirdi ve
"trip mi atıyosun kız" diye sorup gülümsedi ama bu gülümseme gözlerine ulaşmamıştı sadece dudaklarda başlayıp bitmişti.suratımı asıp
"olamazmı?" diye sordum.yüzü ciddi bir ifadeye bürünürken bana sadece
"olabilir tabi ki ama işlemez" dedi.sinirlerime hakim olmaya çalışarak
"ne zaman dönersin" diye sordum.
"belli olmaz"ne demek ya belli olmaz ne demek!tam trip atıp kolumu kurtarmıştım ki içimdeki piç bana acı gerçekleri hatırlattı.rusya dedi.rusya demek rus demek.rus demek güzel demek.güzel kızların içine taş gibi adamı yollicam ben demek.bide trip atıyorum ki adam kızları görünce kendinden geçsin!hemen kendimi toplayıp
"aşkım ne yapıcaksın Ruslarla" diye sordum.ani ruh değişimimden durumu çakmış olacakki sırıtarak
"bakarım artık güzel bişeler yapmaya çalışcam" dedi.
"kuzey seni öldürürüm bak vallahi yaparım elimi kana bulaştırtma benim" diye atarlanmaya başladım.yüzü ciddi bir ifadeye bürünürken arabada tamamen bana döndü.
"sen bana güvenmiyomusun?" diye sordu.böyle durumlarda söylenebilecek en mantıklı şeyi söyledim bende
"sana güveniyorum aşkım çevrene güvenmiyorum"
"çok klişe oldu be maviş" ne yapayım yani klişe olacak diye erkek milletine güven olmaz mı diyeyim?gerçi oda klişe ama napıym.arabadan hiç bişey söylemeden inip eve çıktık.kapıyı açıp içeri girdim ama kuzeyde bi hareket göremeyince dönüp
"gelmeyecenmi?" diye sordum.bana suratını asarak
"yok uşakları çağırsana" dedi.bende suratımı asıp kuzeye bakarak var gücümle içeriye bağırdım ama tahminen alt mahalledekiler bile duymuştu.
"OSMANN!!
Kuzey sinirle elini ağzımın üstüne bastırarak
"ses tellerine sövdürtme lan!"
Suratım hepten asılırken yapabileceğim en iğrenç şeyi yaptım ve ağzımın üstündeki avcunu yaladım.ben iğrenir diye düşünmüştüm ama elini ağzıma daha da bastırarak beni kendine çekip göğsüne yasladı ve tüm bedenini bana yapıştırdı.
"tanem" diye tısladı birbirine bastırdığı dişlerinin arsından ve devam etti
"bir hafta önce olmaz demiştim hatırlatırım"
Ben kıpkırmızı kesilirken odanın kapısı açıldı ve Osman peşinde ela yla birlikte dışarı çıktı.kuzey arkadaşını görünce hemen elini çekip beni serbest bıraktı.kafamı önüme eğip Osman la elayı izlemeye başladım.ela bildiğin Osman a hesap soruyordu Osman da paşa paşa cevap veriyordu.patavatsız olduğum gerçeğinin verdiği cesaretle
"sizin aranızda ne var?" diye sordum.kuzey dahil herkes bana şaşkınlıkla bakarken omuz silkip gözlerimi osmana diktim.soruma cevap almadan bırakmayacağımı anlayınca
"bu konuyu ben dönünce açığa kavuştururuz" dedi ve elaya döndü.ela önce bi bana baktı sonra osmanın kravatının tutup kendine çekti ve
"hiç gerek yok" diyip dudaklarına yapıştı.OHA!kuzey başını önüne eğerken ben şaşkınlıkla onları izlemeye devam ettim.sonunda ayrıldıklarında kuzey merdivenin başına gitmiş arkası dönük yerdeki mermerleri inceliyordu.ela arsızca bana dönüp sırıttı sonra osmanın şaşkın bakışlarına karşılık olarak
"Dikkatli ol sevgilim" dedi.osman sırıtıp
"olurum aşkım" dedi ve kuzeyin yanına gidip kolunu çekiştirmeye başladı.ben sadece izliyordum.bu ne hız arkadaş?kuzey bana dönüp sırıtarak
"görüşürüz aşkım" dedi.bende sırıtıp
"dikkatli ol sevgilim" diyerek taze çifti gıcık ettim.kuzeyle Osman gittiğinde içeri girdik ve şu anki durumumuza en uygun şarkıyı açıp kendimizi depresyona sokmaya çalıştık.
Gidiyor gönlümün efendisi durdurun onsuz olamam artık.
Biz elayla beraber şarkıya eşlik ederken diğerleri sadece kahkaha atmamak için dudaklarını ısırarak bizi izliyordu.bir süre sonra sıkılınca yemek yapmaya karar verdik.telefonumu alıp internetten yemek tarifi araştırdım.kararımı verip telefonu yerine bırakırken bir mesaj geldi.kuzeyden olduğunu düşündüğüm için hemen açtım ama bilmediğim bir numaradan gelmişti.merakla okumaya başladım ve mesajın sonuna geldiğimde titrememe engel olamadım...
baya kısaldı bölümler farkındayım ama hiç endişelenmeyin yazmakta olduklarımın uzunluğuna dikkat ediyorum.önce veya sonra ne zaman okursanız okuyun fark etmez lütfen yorum yapın.ben her yoruma cevap veriyorum ve vote yapan her okuyucumun profiline giriyorum.kuzeyin rusya ya gidip delirdiği bölümü bende en kısa zamanda yayınlamak istiyorum çünkü tepkilerinizi çok merak ediyorum.ufak bir ipucu kuzey çıldırdı!=)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)
Romance-devam et! diye bağırdım gözlerinin içine bakarak, bir an şaşırır gibi oldu ama hemen sonra gözleri öfkeyle kısıldı ve elini bacağıma atıp sıkmaya başladı..dudaklarını boynuma gömüp o hep çok sevdiğini söylediği köprücük kemiğimin üzerini sertçe ısı...