bölüm-29(hoşgeldin)

5.7K 225 14
                                    

bölüm adımız tam bana uygun=) arkadaşlar çok özür dilerim çok geç kaldım ama bundan sonra daha düzenli yayınlamaya dikkat edeceğim...keyifli okumalar...seviliyorsunuzz=)

TANEM

İki haftadır, kuzeyle ayrıldıktan hemen sonra attığı mesajla yetiniyordum.

"bekleyeninin olduğunu bilmek güzel ama o bekleyenin yalnızca bana ait olduğunu bilmek daha güzel,seni seviyorum"

Bekleyene beklemek nasıl bir duygu diye sormamışlar tabi.finallere gidip gelmek ve sürekli peşimde bulunan hasana çemkirmekten başka bişey yaptığım yoktu.Cuma günü haftanın son sınavına girip bir sonraki sınavlara çalışmaya başlamadan hemen önce kendime biraz vakit ayırmayı düşündüm.belki kızlarla sinemaya gideriz?olabilir.kampüsün kapısından çıkıp hasanı kovaladıktan sonra eve doğru yürümeye başladım.hava oldukça soğuktu ama yaşadığımı hissettirecek bir şeylere ihtiyacım olduğu için yürümek istemiştim.biranda çıkan gök gürültüsü ürkmeme sebep olurken hemen ardından gelen yağmurun damlalarını yüzümde hissetmek çok iyi gelmişti.yağmur tenimi döverken yavaş adımlarla eve yürüdüm.canlandığımı hissederek.kapının önüne geldiğimde arabanın içinde bekleyen hasana başımı eğerek selam verdikten sonra eve girdim.valiz misali ağır çantamda anahtar aramak zor geldiği için zili çalıp kapının açılmasını bekledim.kapıyı açan ela halime ufak bir bakış attıktan sonra

"yağmurda kalmış yavru köpekler gibi görünüyorsun"dedi.tek kaşımı kaldırarak

"doğru söyle bu halde de giderim varmı?"diye alay ettim.beraber gülerek salona girdiğimizde tekli koltukta bacak bacak üstüne atarak yayılmış kuzeyi gördüm ve nefesimi tuttum.bana dönüp üstümü süzdükten sonra onaylamaz bir şekilde başını sallayarak "cık cık" diye dilini şaklattı.umrumda değildi.üstümdekilere aldırmadan kuzeyin üzerine atlayacaktım ama o sıra nerden geldiğini anlayamadığım sarı bişey kucağıma zıpladı.bir anda gelen ağırlıkla dengemi kaybettim ve ellerimi kucağımdaki şeye sardığım için geriye doğru düşerken başımı koruyamadım.başım kapıya çarptığında bir anda yüzümün önünde beliren surat kaymaya başladı ve aynı anda kulaklarım çınlamaya.birisi üzerimdeki ağırlığı kaldırırken biride başımın hemen yanına çöküp beni sarsıyordu.arkamdakinden destek alarak yerde hafif diklenip üzerimden kaldırılan şeye baktım.aaa çise.endişeli yüzü azar yemekten korktuğu için sarsılmış görünüyordu.bir elimi başımda aşırı derece acıyan yere götürürken kuzeyin iyimisin sorusunu duymazdan gelerek kollarımı çiseye açtım.

"birileri beni çok özlemiş galiba."çise hemen yanıma koştu ama dokumaktan korkar gibi bir hali vardı.

"çok acıdı mı?"çisenin sorusuna gülümseyip başımı sallayarak cevap verince hemen bana sarıldı.

"çok öşledim.ama acıdı mı?"

"acımadı küçük böcek.hoşgeldin"boğazıma sıkı sıkı sarılca çaktırmadan endişeli bir ifadeyle bana bakan sevgilime döndüm.nası da özlemişim.aferin bak düğmeler kapalı.

"çise boğma ablayı güzelim" çise uslu uslu başını sallayıp hemen kucağımdan kalkıp imranın yanına geçti.kuzeyin uzattığı eli tutarak yerden kalktım.gözlerimi kuzeyin karanlık gözlerine diktiğimde oda bana aynı şekilde bakmaya başlamıştı.

"çok özledim seni" dudağının bir köşesi hafifçe yukarı kalkarken gözlerini benden hiç ayırmadan

"kızlar hadi siz hep beraber çay koyun"dedi.çiseyide yanlarına alarak çıkan arkadaşlarıma bakmak için bile gözlerimi ayırmadım.kapının hafifçe çekilme sesini duyduğumda bakışlarımı kuzeyin dudaklarına indirdim.ya nasıl özlemişim şerefsizi.herhangi bir hamle yapmayacağını anladığımda kuzeyi hafifçe geri ittirip hemen arkasında duran koltuğa düşmesini sağladım ve bacaklarımı açarak dizlerine oturdum.suratı bir gülümsemeyle aydınlanırken

AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin