bölüm-30(deniz)

5.2K 209 14
                                    

benimde bir ayarım yok demi arkadaşlar=) ya hiç yayınlamıyorum ya peşpeşe yayınlıyorum. 

dengesizim ben ya...

keyifli okuyun dicem ama dram yükledim bölüme o yüzden pek mümkün değil...neyse artık susayımda okuyun madem=)

he unutmadan kitabımızın yeni kapağı için begüme minnetarım isteyen okuyucularım varsa buraya yoruma gelsin begüm sizinle ilgilenir...çok başarılı he benden söylemesi=)


TANEM

 Hazırlanıp kapıya çıktığımızda bizim yenilmezler tam takır bizi bekliyorlardı.kuzeyin üzerinde bordo pöti kare gömlek,siyah dar paça pantolon ve gömleğinin manşetlerini üzerine gelecek şekilde kırıp yakalarını diklediği krem yün hırka vardı.her hangi bir insan evladının olabileceği en yakışıklı halindeydi ve benimdi.üzerime aynı şekilde siyah dar paça pantolonumu giymiştim,onun üzerineyse mavi pöti kare bir gömlek.çok uyumlu bir çift olmuştuk.çise imranla beraber en son çıktığında ilk dikkatimi çeken kuzey ve ahmetin tek kaşlarının eş zamanlı kalkması olmuştu.kuzey sessizliğini korurken ahmet kendini tutamayıp imrana çemkirdi.

"bu ne lan!küçücük kızı kendinize mi benzetmeye çalışıyonuz siz?"İmran ahmetin sorusunu duymazdan gelirken mine seslice içini çekip elini arabanın kapısına attı ve

"bahtı benzemesin" dedi.imran mertin arabasına doğru dönünce çise heycanla elini çekip kuzeyin yanına geçti.

"ben sişinle gelebiliymiyim?"kuzey hafifçe başını sallayıp eğildi ve tek hamlede çiseyi kucağına alarak arabanın arka kapısını açtı.nazik hareketlerle çiseyi yerleştirip kemerini taktıktan sonra elini osmanın arabasının kapısına koymuş kilidin açılmasını bekleyen mineye döndü.

"mine osmanın arabası dolu sen ahmetle git"mine tek kaşını kaldırarak

"ben bir doluluk göremiyorum"diyince Osman anahatarını cebine geri koyup alayla konuşmaya başladı.

"ya sorma ben gelirken petrole uğramayı unuttum"dedi ve merte dönerek devam etti.

"bizde sizinle gelelim mert"mine kapıdan kolunu çekip kuzeye döndü.

"ben çisenin yanına otururdum"

"yok ya kızımı sıkıştırırsın.geç işte ahmetin arabasına"mine seslice nefesini bırakıp ahmetin arabasına yürüdü ve elini arka koltuğun kapısına attı.ahmet tek kaşı havada

"o kapı bozuldu ya çocuk kilidi takılmış.öne geç sen"dedi.mine gözlerini devirerek ön koltuğa geçti ve oturduktan sonra kapıyı çarptı.kapıda çıkan sesle ahmet bir anda gözlerini sıkıp derin bir nefes aldı.gözlerini açtığında dişlerini sıkarak sadece bizim duyabileceğimiz bir sesle

"ahır kapısı ya amına koduğum vur üstüne!"dedi ve seri hareketlerle arabanın şöför koltuğuna yürüdü.motoru çalıştırana kadar bekledikten sonra bende aid olduğum yere yanı sevgilimin manita koltuğuna oturup kemerimi taktım.kuzey yanıma geçip motoru çalıştırdı ve geçmek için mertin yola çıkmasını bekledi.çisenin anlattıklarıyla geçen eğlenceli bir yolculuktan sonra dağın tepesine denizi görebilecek şekilde yerleştiriliş bir mekana geldik.arabayı mekanın girişine bırakıp otopark misali yerin altına doğru biraz ilerleyen kapalı bir alanda yürüdük ve karşımıza çıkan cam kaplı asansöre bindik.çisenin bir eli kuzeyin avcunda bir elide beni avcumdayken tam bir aile gibi görünüyorduk.asansörden bindiğimiz tarafın aksi yönünde indik ve kocaman bir lobiye girdik.çadır gibi değilde gayet lüks ve kocaman bir restoran gibiydi.karşımıza çıkan esmer bir garson hemen adımızı sorarak restoranın arka kapısına doğru yönlendirdi bizi.daracık tahta merdivenlerin yanına geldiğimizde kuzey eğilerek çiseyi kucağına aldı ve geçmem için kenara çekilerek bana yol verdi.uzunca bir süre merdiven çıktıktan sonra restoranın üzerine kurulmuş altı tahta üstü branda örtülü bir cadıra geldik.dışarı taşan müzik sesiyle gülümserken kenarlarıda naylon kaplanmış cadırın kapısı bir başka garson tarafından açıldı ve içeri girdik.çiseyi yere koyan kuzey garsona dönüp

AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin