çok çok çok uzun bir bölüm oldu.yanlızca tanem ve kuzey olsun isteyen imran'a,uzun olsun diyen senem'e ve bugün doğum günü olan belma'ya ithaf ediyorum...iyi ki doğdun beloşum...
en zorlayan bölüm bu oldu arkadaşlar.dünden beri yazıyorum ve ciddi anlamda parmaklarımı hissetmiyorum...
okuyup,beğenip de vote yapmayanın tırnağı kırılsın emi=)
TANEM
Bir yerden bir ses geliyordu.
Göğsüm anlamsız yada fazla anlamlı bir acıyla sıkışıyordu.
Titreşen göz kapaklarımı açmaya çalışırken dudaklarımın kuruduğunu fark ettim.bir an için gözlerimi yakan ışıkla karşılaşıp göz kapaklarımı kırpıştırdım.gözlerim ışık yüzünden yaşarmaya başlayınca elimi gözüme götürüp oğuşturmak istedim ama elimin üzerinde başka bir el hissedince durdum.çekmeye çalıştığım ele baktım.
Yüzünü görmeme gerek yoktu,içimde bir yerler o elin sahibini çözmüştü bile.gözlerim aklıma inat elin sahibini bulduğunda göğsümdeki acı kendini hissettirip dikkat çekmek ister gibi yoğunlaştı.
Yüzü...hayal olamayacak kadar güzeldi,gerçek olamıycak kadar da ifadesiz.
Bedenimde kalan son gücümle elimi sertçe çektim ve başımı kuzeyin olmadığı köşelere çevirdim.ona bakınca içim acıyordu,kanım hızlanıyor ve silah sesleri birbiri ardına kulaklarımda yankılanıyordu.
"iyimisin?"diye sordu yorgun çıkan bir sesle.bakışlarımı yüzüne çevirdim ve 'sence iyimiyim'der gibi imalı bir bakış attım.
Göremiyormuydu acaba?
Ölüyordum,nefes alamıyordum ve kuzey bunları göremiyormuydu.
"açlıktan bayılmışsın"gözlerini inceledim.gözlerinin altları çökmüştü ve aklarına uğursuz bir kırmızı bulaşmıştı.içimde biraz olsun acıma duygusu aradım ama bulamadım.merhametimi de öldürmüştü demek ki.
"serum bitince çıkabilirmişiz"gözlerinden çekemedim bakışlarımı.aklımdaki soruları gözlerimden okusun ve bana yapmadım desin istedim.yine kendimden nefret ettim.içimde hala ölmemiş bir yerler ondan gelecek her yalana inanmaya hazırdı.eli göğsüme koyduğum elimi buldu ve sıkıp kendine doğru çekti.o an elimi koparsa hissetmezdim herhalde.
"konuşmayacakmısın?"diye sordu.elimi yine çekmeye çalıştım ama kuzeyin parmaklarından kurtaramayınca yorgunlukla başımı çevirdim.
Çok acıyordu be...
Bana en büyük acıları yaşatan sevgilim,hazırım artık.parçalayabilirsin geriye kalan tüm ümitleri.
Ruhum koli bandıyla hapis kaldı,al onu kurtar mahrumiyetinden...
Sev diye avuçlarına bıraktığım kalp yara bere içinde kaldı,ne olur göz yaşlarını sür,izi kalmasın kan sızan acılarımın.
Kapının gürültüyle açılması odak noktamı değiştirdi.mekanik bir robot gibi hissediyordum kendimi.bakışlarım kapıdan hızla içeri giren beyaz önlüklü adamla buluştu.
"kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"diye sordu beyaz önlük.başımı sallayarak iyi olduğumu belirttim.başını salladı ve inatla elimi tutan adama kısa bir bakış atıp tekrar bana döndü.
"kaç gündür yemek yemiyorsunuz?"dedi.diliml dudaklarımı ıslatıp
"yedi"diye fısıldadım.beyaz önlüklü adamın yüzü şaşkınlıkla kasıldı ve yattığım yere daha fazla yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)
Romance-devam et! diye bağırdım gözlerinin içine bakarak, bir an şaşırır gibi oldu ama hemen sonra gözleri öfkeyle kısıldı ve elini bacağıma atıp sıkmaya başladı..dudaklarını boynuma gömüp o hep çok sevdiğini söylediği köprücük kemiğimin üzerini sertçe ısı...