bölüm-47(aynı aşk)

4.1K 161 8
                                    

bir iki aksilik nedeniyle kısa bir bölüm oldu ama bir sonraki bölümü haddinden uzun yazıp bunu telafi edeceğim lütfen bana kızmayın...

öpüldünüzzz...

Hızla kuzeyin önüne geçip iki elimi göğsüne koydum ve hiç etki etmeyeceğini bildiğim halde geriye doğru itmeye çalıştım.gözleri dj ye kilitlenmişti ve onu durdurmaya çalıştığımın farkında değildi.

''kuzey!''dedim beni duymasını umut ederek ''dur lütfen''bir adım daha attığında göğsüne yasladığım elimi kaldırdım ve parmaklarımı sıkarak koluna yumruk attım.elimi acıtmıştım ama kuzey zerre etkilenmemişti.ahmet çaresiz çırpınışlarımı görünce bana acıyarak yanıma geldi ve kuzeyin önüne geçerek dj yi görüş açısından çıkardı.

"çekil ahmet!''kuzeyin ses tonu da en az gözlerindeki acımasız bakış kadar acımasızdı ama ahmet zerre etkilenmedi.

"tanemi dinle"dedi sinirle "sonra istersen adamı döversin!"kuzey bir süre sinirle ahmeti inceledikten sonra sinirli bakışlarını yana çevirerek gözlerimizi buluşturdu.anında yalvarmaya başladım.

"lütfen rezalet çıkarma"dedim ama ben konuştukça gözlerinin rengi daha da kararıyor ve o sakinleştirme çabalarım tamamen ters tepiyordu.elini koluma atıp sıkmaya başladı

"sen kendini ne sanıyorsun lan!"siye bağırdı "sen kimi koruyorsun beyinsiz!"kelimelerinin gidişinden beni bir kez daha parçalayacağını ve bundan zerre pişman olmayacağını anlamıştım.benimde benim gibi bir sevgilim olsaydı bende onu kırarken ikinci defa konuşmaya gerek görmezdim.beni her defasında paramparça ediyordu ama ben inatla tek kelimesiyle tüm olanları beynimin gerilerine itip yine eski aşık hallerime dönüyordum.hiç bir şekilde biraz süründürme veya intikam alma gibi bir işe girmiyordum.kuzeyle takılmaya abaşladıktan sonra idaresi kolay bir robot oluvermiştim sanki.ne derse tamam neye inanmamı isterse o.hayatım kuzeye itaat etmek ve onun kırıp döktüğü kalbimi bir sonraki maça kadar toparlayı hazır bekletmekten ibaretti ve bu beni çok rahatsız ediyordu.

"bana ikinci defa kendimi görünmez hissettirdin farkındamısın?"diye sordum ifadesiz yüzümle "peki sen kimsin de benim dans ettiğim adamı döveceksin?"kolumdaki elini sıkmaya başlamıştı ama yüzündeki rahatsız olmuş ifadeden doğru yolda olduğumu anlamıştım.

"benim sevgilimin eline başka bir el değemez"dedi dişlerini sıkarak ağzını açıp devam edeceği sırada araya girip lafını kestim

"ben o adamla dans ederken senin sevgilin değildim"dedim umursamazca "terk edilmiş kırgın ve yanlız bir kızdım sadece"

"ben seni terk etsemde bedenine yabancı bir elin değmesine müsade etmem!"

"niye ben senin evcil hayvanınmıyım!"bağırdığımda yüzünü buruşturarak kolumu bıraktı ve rahatsız bir ifadeyle

"ne saçmalıyorsun?"diye sordu.bir adım daha atıp burnunun dibine girim ve işaret parmağımı kendime doğrulttum

"bu beden benim kuzey!,istediğime dokundurturum istediğimle dans ederim"dedim "seninle birlikteysem bu bedenimle ilgili kararları senin verebileceğini göstermez,ben izin verdiğim kadar bana dokunursun izin verdiğim kadar karışırsın!"çenesini sıkmasıyla birlikte çenesindeki kas bir tik gibi kendi ritmini belirleyerek atmaya başlamıştı ama umrumda değildi.

"sen başka bir kıza dokundun ya kuzey"dedim yargılar gibi "hani ben hiç sesimi çıkaramadım ya,hani anlattığın masallara inanmasam bile inanıyormuş gibi yaptımya"bu defa parmağımı onun bedenine doğrulttum "bu beden senin olduğu için bana soru sorma fırsatı vermedin ya"dedim hırsla "aynı hesap kuzeycim"

"sen beni tamamen yanlış anlamışsın tanem"dedi sesindeki öfkeyle "bu beden"dedi benim vucudumu işaret ederek "senin değil"dedi üstüne bastırarak "benim!"bir adım geri atıp aramıza biraz mesafe koymak istedim ama beni tuttuğu gibi kendine çekip tüm bedenini her ayrıntımda hissetmemi sağlayarak kulağıma eğildi.

"heycanlandın"dedi bariz bir gerçeğe somut bir yapı kazandırmaya çalışır gibi "bak bu tepki bile yanlızca senin değil"elini uzatıp parmaklarını yüzümde dolaştırdı ve hızlanan nefesime gülüp

"sadece sen değilsin heycanlanan"dedi "kalbin bile yanlızca sana ait değil tanem,aynı ritmi paylaşıyoruz"hafifçe eğilip dudaklarıma çok minik bir öpücük bıraktı

"aynı arzuyu"elini kalbimin üzerine yerleştirdi "aynı aşkı!"gözlerini gözlerime diktiğinde bütün vücudum kuzeyin sözlerinin yakıcılığıyla tutuşmuştu.

"şimdi gidelim ama tanem"dedi uyarır gibi "bir kere daha vücuduna yabancı bir el değerse,önce o eli sonra seni yakarım!"bir anda beni bırakmasıyla tökezleyerek geri çekildim ve kendimi toparlamaya çalışarak gözlerimi boşluğa diktim.

"ahmet çıkalım burdan!"dediğini duydum kuzeyin ama başımı kaldırıp sıcağını kalbimde hissettiğim adamın gözlerine bakmaya cesaret edemedim.biran sonra elimi tutup beni çıkışa doğru sürüklemeye başladı.

bu kadardı işte.benim baş kaldırmalarım,itiraz cümlelerim veya karşı çıkmalarım bu kadarcıktı.tek bir hareketiyle beni etkisiz hale sokabiliyor kırdığı kalbimi sihirli değnek değdirmiş gibi eskisinden daha güçlü tamir ediyordu ama tek sorun eskisinden daha güçlü olan kalbimin kırılmalarıda bir önceki sefere oranla çok daha ağır oluyordu.kapıdan çıkarken gözüm kapının camına asılan A4 kağıdına takılmıştı.

part-time bayan garsoniyer aranıyor...

belkide kuzeye karşı en büyük başkaldırımı en kırıcı şekliyle yapıcaktım.istediğim için değil mecbur olduğum için yapmalıydım.kuzeye hiç çaktırmadan kağıtla bakışmamı yarım bırakıp peşinden dışarı çıktım.bir yalan daha ekleyecektim hiç bir gerçekliği olmayan ilişkimizin sallantılı temellerinin üzerine.kızacağını bildiğim bir şeyi ısrarla yapmak öleceğini bildiğin halde aynı yoldan gitmekle aynıydı benim için.arabaya binerken korumaları atlatmak için plan yapmaya başlamıştım bile.ben tanem sözer ilk defa kuzeyi ezip kalbini kıracak bir şeye kendi irademle z önce benim dediği kendi bedenimle gidecektim.yarın dedim içimden,yarın çalışmak için güzel bir gün olacak...


AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin