hediye yazdım size aşkopatlarım=)
TANEM
Yavaşça kuzey sandığım hasandan gözlerimi alıp asıl kuzeye döndüm.salonun köşesindeki masanın yanında durmuş yüzünde kocaman bir gülümseme ve kocaman bir şaşkınlıkla bana bakıyordu.yüzümün kızardığını ve kanımın kulaklarımda toplandığını hissettim ve suçluluk psikolojisiyle bağırdım.
"ne gülüyosun ya öküz!"kuzey yüzünü düzeltmeye çalışırken kenardaki süpürgesiz cadının sesi araya karıştı.
"ben bu koşullarda çalışamam kuzey bey"diye atarlandı "dayak yiyeyim diye mi buraya getirdiniz beni?"
"kes gaydeyi!"kadın benim araya girip kendisine hırlamamla oturduğu çekyatın dibine doğru sinip yardım isteyen bakışlarını kuzeye çevirdi.
"kusura bakma ya"dedi kuzey kıza özür dileyen mahcup bakışlar atarken "bir daha tekrarlanmayacak"kadın isimli pis kızıl şıllık kuzeye gülümseyince kuzeyin yüzünde de hafif bir gülümseme oluştu.
Yüzde oluşan o küçük gülümseme beni bir gece önceye götürdü ve bir süredir kendini belli etmeyen o tanıdık ağrı gelip sol köşeme kuruldu.bakışlarımı dudaklarına indirdiğimde arabadan inen kızlara elini uzatması geldi gözümün önüne,bakışlarımı yanaklarındaki minik çukurlara çevirdiğimde kadının elinin üstüne kondurduğu öpücüğün sahnesi tekrar canlandı boş bakışlarımın odak noktası olan çukurlarda.bakışlarımı ellerine indirdim ve odaklanmaya çalışırken söylemiş olduğu her sözcük tek tek aklıma gelmeye ve evi inletip kulaklarıma dolmaya başladı.
'siktir git!'
'orospulardan bir farkın olsun!'
nefesim istemeden hızlanırken kuzeyin sessizliği dikkatimi çekti ve bakışlarımı tekrar gözlerine çevirdim.bana bakan gözleri tıpkı benim gibi bir şeyleri tekrar yaşıyormuş gibi yüzüme odaklanmıştı ve geçen her saniyede çenesindeki kasın oynamaya başlamasına ve elaların yerini gecenin rengine bırakmasına neden oluyordu.bakışlarımı kuzeyin gözlerin çekip halının desenini incelemeye başladım ve fısıltı sayılabilecek bir tonda konuştum.
"çantam nerde?"diye sordum "bulamadım" kuzey masanın arkasından çıktı ve salonun ortasına doğru yürüyüp bakışlarını yüzüme kilitledi.
"çantan mı?"diye sordu "asıl soru beyninin nerde olduğu olamalıydı!"başımı kaldırıp gözlerine baktım.keskin bakan gözleri artık beni korkutmuyordu ama sakin ses tonu ürpermeme neden oluyordu.son zamanlarda ki deneyimlerime dayanarak, kuzeyin sakinliğinin yıkıcı olduğunu düşünüyordum.
"çantam kuzey!"diye vurguladım.
"BEYNİN!"beklemediğim bir şekilde böğürmesi ürperek geriye sıçramama neden olmuştu.beni korumasının ve orospusunun yanında azarlıyordu ve ben sessizce çantamın yerini öğrenmeye çalışıyordum.kadının kıkırtısını duymamla her hücremin sinirle tutuşarak dilime doğru harekete geçtiğini hissettim ve bağırdım.
"seninkinin yanındadır belki!"tek elini saçlarının arasına soktu ve yumruk yaparak parmaklarının arasına sıkıştırdığı tutamları çekmeye başladı.
"ne bok yiyordun gecenin bir vakti barda?!"ev sesimizle inliyordu ama bizim dışımızda herhangi bir ses çıkmıyordu.
"sen otelde ne bok yiyorduysan aynından!"üzerime doğru bir adım atarken elini saçlarının arasından çıkarıp plazmanın üzerine koydu.
"tek başına barda ne işin vardı?"bu defa sesi daha sakin çıkıyordu ve bu beni daha çok sinirlendiriyordu.
"SANANE!"var gücümle bağırdığımda plazmayı tutan elini sıkmaya başladı ama umursamadan devam ettim "sen kimsinde bana hesap soruyorsun?sen hangi sıfatla beni sorguluyorsun!neden umursuyorsun gerizekalı!SANANE!" her cümlemde plazmayı tutan parmaklarını biraz daha sıkıyordu ve parmaklarının boğumları beyazlıyordu ama bu beni durdurmaya yetmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)
Romance-devam et! diye bağırdım gözlerinin içine bakarak, bir an şaşırır gibi oldu ama hemen sonra gözleri öfkeyle kısıldı ve elini bacağıma atıp sıkmaya başladı..dudaklarını boynuma gömüp o hep çok sevdiğini söylediği köprücük kemiğimin üzerini sertçe ısı...