TANEM
"Kardeştik lan!babam teyzeni sikmeden önce kardeştik!"diye bağırdım "ben onları yatakta basmadan önce kardeştik!"
İnsan hayatında öyle zamanlar geliyordu ki dilinin hakimiyeti kaybederek yapıcı olarak çıktığın yolda,ardında yıkıntı bile bırakmayarak ilerlemek zorunda kalıyorsun.
Senden bağımsız olarak ağzından çıkıveren bir cümle kaç kişiyi yaralıyor,kaç kişinin hayatını keskin bir bıçak değdirmişçesine yarım bırakıyor?
Asla bilemezsin.bilseydin söylemezdin.hani bir şans istemeye gelmiştim ben bu eve.hani arkadaşım,kardeşim beni affet diyecektim de kötü anılarımızın üzerine bir sünger çekecektik.
Yada teyzesinin ne olduğunu ne yaptığını söylemeyecektimde fedakar bir kardeş olacaktım.
Açtığım yaraları kapatmak için geldiğim bu yerde yaralıyı dilimle öldürmüştüm.bana bakan yeşil gözlere buz parçaları çökmüş,iki yanımda umarsızca sallandırdığım kollarıma yapışan soğuk eller tutunacak bir dal bulamamış gibi beni de beraberinde götürerek dizlerinin üzerine inmeye başlamıştı.dudaklarının rengi sanki bir anda solmuş, yüzünü hastalıklı bir beyazlık kaplamıştı.
Kurbanını inceleyen katiller gibiydim.önce öldür sonra ayrıntıları gözden geçir.
Dizlerimin altında kabartmalı çiçek desenlerini hissettiğimde gözlerimi acı okyanusundan çekmek istedim,o gözlerin acıyla gölgelenen yeşillerinde kendi suçluluğumu görmeyi reddederek yere bakmayı istedim.ama acının kırıntıları,öfke ve şaşkınlık o kadar belirgindiki o kadar çok bilinmezdiki bakışlarım tutunduğu tek gerçekmiş gibi hissettim.başımı eğip göz temasımızı kestiğimde imranı sonsuza dek kaybedeceğimi hissettim.
Ellerimi kaldırıp dirseklerime asılan ellerin dirseklerine getirdim ve sıkıca tutarak imranı sarstım.
"İmran?beni duyuyormusun?"dedim "bana bak her şey yoluna girecek!"
Sesimle beraber gözlerinin buz yeşiline yaşlar dolmaya ve yeşillerin içine kızarıklıklar yerleşmeye başladı.dudakları titreyerek konuşmaya çalıştı.
"na..nasıl?"başımı yavaşça sallayıp cevap verdim.
"önemi yok İmran"dedim.yüzüme samimi olduğunu düşündüğüm ufak anlayışlı bir tebessüm kondurmaya çalıştım "ilk yenilgimiz,ilk hayal kırıklığımız değil İmran"
Gözünün kenarından akan yaş o kadar sinirimi bozuyordu ki elimi dirseğinden çekip başparmağımla o yaşı sildim
"bunu da atlatırız"dedim ama imrana değil kendime söylüyordum "buda geçer.görürsün kızım iki güne kadar hiç bişeyimiz kalmaz" imranın sessizliğini bozmaya çalışırken diğerlerinden yardım dilenir gibi hepsinin yüzünü taradım. Ahmet,mine,mert,ela hepsinin yüzünde bariz bir şok ifadesi vardı.kuzey sıkıntılı görünüyordu ama onun dışında herhangi bir acıma ibaresi falan göremeyerek arkadaşıma geri döndüm.
"beni affedebilecekmisin?" buz kütlesi gözleri yine gözlerimi buldu
"hangi teyzem?"
"ne?"bir an sorduğu soruya anlam veremeyerek konuşmuştum ama bu kadar soğuk bir tonda konuşmasını hiç beklemediğim için şaşkınlığım üstün geldi.
"tanem"dedi İmran dişlerinin arasından tıslar gibi bir tonda "hangi teyzemdi?!" yüzümü İmran kadar ifadesiz tutmaya çalıştım
"meral"teyzesinin adını söylediğimde önce bir şaşırdı sonra hiç birimizin beklemediği bir şey yaptı ve kahkaha atarak ayağa kalmaya başladı.endişeyle yüzüne bakmaya devam ettim.kahkaha atarken yüzünü ıslatan yaşlarda artmıştı.bir yandan kahkaha atıyor bir yandan hıçkırarak ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)
Romance-devam et! diye bağırdım gözlerinin içine bakarak, bir an şaşırır gibi oldu ama hemen sonra gözleri öfkeyle kısıldı ve elini bacağıma atıp sıkmaya başladı..dudaklarını boynuma gömüp o hep çok sevdiğini söylediği köprücük kemiğimin üzerini sertçe ısı...