62

3.6K 168 261
                                    

Karanlık ve sessiz gecede göğsünde uyuyan Asi'nin huzurlu nefes alış verişlerini dinleyerek geçirdiği kaçıncı dakikaydı bilmiyordu Alaz. Ama en az bir saat daha geçtiğini düşünüyordu zihninde yaptığı hesaplamalara göre. Fakat yorgun, çokça rahatlamış ve sakinleşmiş olsa bile gözünü bile kırpamıyordu o sırada. Üzerinde uzun yıllar boyunca taşıdığı tüm yükü fırlatıp atmış olmanın getirdiği huzur ve buna eşlik eden delicesine bir mutluluk vardı. Kalkıp koşmak ve koşarken de avazı çıktığı kadar bağırmak istiyordu bu mutluluğunu.

Yattığı yerde tavanı izlemeye devam ederken kendi kendisine kocaman sırıtmış ve sağ elini tüy kadar hafif dokunuşlarla Asi'nin çıplak sırtında bir aşağı, bir yukarı gezdirmeye devam etmişti. Genç kız uykusunda kıpırdanarak ona biraz daha sokulduğunda ise dudaklarını ve burnunu kızın saçlarının arasına yaslayarak uykusunu bozmamak adına belli belirsiz öpücükler kondurdu.

Sabahın ilk ışıkları henüz ortaya çıkmasa da gün yavaştan ağarmaya başlamıştı. Buna rağmen bir damla bile uykusu yoktu. Sanki vücuduna bir anda fazladan enerji yüklemesi yapılmış gibi zinde hissediyordu. Başını hafifçe sol tarafa doğru eğdi ve gözlerinin görebileceği en güzel manzarayı keyifle izlemeye koyuldu. Asi'nin huzurla uyuyan yüzü, gür kirpikleri, minik burnu ve biçimli dudaklarını seyretmeye devam ederken sanki hayali bir varlığa bakıyormuş gibi hissetmişti kendisini. Kızın yakıcı güzelliğinden dolayı aklını yitirdiği başka bir andaydı yine. Her hali ayrı bir şekilde etkiliyordu onu. Bütün erotik düşlerinin seksi baş kahramanıyken de, ona bilmiş bir ifadeyle laf sokarken de, göğsünde masumiyetin bir simgesiymiş gibi uyurken de Alaz'ın tüm benliğini rahatlıkla ele geçirebiliyordu.

"Güzel sevgilim benim.." diye fısıldadı son derece kısık bir tonlamaya, sağ eliyle kızın sol yanağını okşadığında. Ardından kalbinden dolup taşan hisleri onu sıkboğaz ederken derin bir nefes vermişti. Düşünceleri birbirini kovalarken bunun arkasından ne geleceğini adı gibi biliyordu artık. Yine ilhamı onu yokluyordu. Tam da tahmin ettiği gibi az sonra zihnine kendiliğinden dökülen birkaç cümleyle beraber hafifçe kıpırdanmış ve elini uzatarak komodindeki telefonunu almıştı. Parmakları hızlı hızlı notlar kısmına gittiğinde tek eliyle olabildiği kadar çabuk bir şekilde yazmaya koyuldu. Bu sırada biraz kıpırdanmış olacak ki, uykusu hafif olan sevgilisini fark etmeden de olsa uyandırmıştı.

Asi gözlerini hafif ağarmış güne açtığında odanın içi zifiri olmasa da karanlıktı. Bir an için nerede olduğunu sorgulamış ve yanağının altındaki yastığın tanıdık sıcaklığı tüm anıları saniye bile geçmeden önce ona hatırlatmıştı. Başını hafifçe oynattı ve Alaz'ın parlak telefon ekranına sağ eliyle aceleci bir şekilde bir şeyler yazışını izledi. Gecenin ya da teknik olarak sabahın bu saatinde kiminle konuşuyor olabilirdi ki? Onu izlerken birine kötü bir şey olmamasını umdu Asi.

"Alaz?" diye mırıldanmıştı son derece uykulu ve tatlı bir ses tonuyla adama bakarak. "Ne yapıyorsun?"

Kızın sorusuyla beraber parmakları ekranın üzerinde donmuş ve gözleri hemen ardından kıza doğru çevrilmişti Alaz'ın.

"Uyandırdım mı yavrum? Özür dilerim." demişti bir yandan da notlarına birkaç kelime daha ekleme yaparak. Genç kız ise kafasını uzatıp adamın ne yaptığını anlamaya çalışmıştı o sırada.

"Ne yazıyorsun?" diye sordu Asi kocaman esnemeden hemen önce. Ardından sol gözünü küçük bir kız çocuğu misali ovuşturmuştu elinin tersiyle.

"Sana olan aşkımı." diye cevapladı Alaz kıza gülümseyerek bu soruya yanıt verirken. Hemen ardından eğilip dudaklarını öpmüştü usulca.

"Yaa.. Dalga geçmesene." diye söylendi Asi gülerek adama bakarken. "Kötü bir şey yok değil mi?"

"Dalga geçmiyorum." demişti Alaz dudaklarını bu kez de kızın alnına bastırdığında. "İlham geldi."

Oyun İçinde OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin