Asi gözlerini gün ışığıyla beraber açtığında kaşlarını çatmıştı. Zira başında bariz bir ağrı vardı. Hafif araladığı gözleri rahatsız olmuş bir şekilde geri kapandığında ise yanağını yastığına sürterek biraz daha uyumaya karar vermişti. Birkaç dakika boyunca nefes alıp verdi ve sonrasında bir hayli sıcakladığını hissetti. Kıbrıs inanılmaz sıcaktı. Ama odanın kliması açık olduğundan rahat edebiliyorlardı. Fakat Asi buna rağmen şimdi neden sıcaklamıştı?
Yanağını biraz daha hareket ettirdi ve yastığına yerleşmek için çabaladı. Yastığı sertleşmiş gibiydi. Üstelik yoğun bir sıcaklık yayıyordu bir yandan da. Asi sıcak gecelerde yaptığı her seferinde olduğu gibi yastığın diğer yüzünü çevirip yatmaya karar verdi. Bu nedenle de gözlerini açmadan kafasını yukarı kaldırmış ve yastığı tutmak için elini uzatmıştı. Tam da o sırada gözleri nihayet açıldı ve üzerinde yattığı yastığı gördü. Yani Alaz'ın ta kendisini..
Şokla açtığı gözleri oldukça huzurlu ve rahat bir şekilde uyuyan adama bakarken kaşlarını çatmıştı. Dün gecenin bir kısmından sonrasını hatırlamıyordu. Ve bu son derece normaldi. Zira arka arkaya kendisine hakim olamayarak içtiği Vişne Votka'lar düşünülecek olursa eğer, Asi buna şaşırmıyordu.
Dün gece o kadar hareketli ve dolu dolu geçmişti ki, sanki aynı gün içinde birkaç gün yaşamış gibiydi. Alaz'la yedikleri yemek, yanlarına gelen kediyi sevmeleri, Alaz'ı tanıyan bir kadının sohbetlerini bölmesi ve sonra Asi'nin onu gıcık etmek için Alaz'ı öpmesi.. Asi son kısımla elbette ki övünmüyordu. Zira ne olursa olsun Alaz'ı bu şekilde kullanması doğru değildi. Fakat o anda o kadar sinir olmuştu ki kadına, yaptığı şeyin sonuçlarını düşünmemişti. Şimdi ise aklına anında üşüşen o anıyla beraber utançla gözlerini yumuyordu. Neyse ki sonrasında kız bir türlü gitmek bilmeyince, oyununa dahil olarak Alaz da onu öpmüştü de durum eşitlenmişti.
Gecenin ilerleyen saatlerinde ise üç ergen kızın Alaz'ı dikizleyip ardından ona içki teklifi yaptığı anı hatırlayarak sessizce gülümsemişti. Alaz'ın nişanlı olduklarını huysuzca haykırdığı an gözünün önüne gelirken kahkahasını zorlukla bastırdı. Sonrası ise blurlanmış ve yok olmuştu. Odaya nasıl geldiğini ve Alaz'ın göğsüne de nasıl yattığını bilmiyordu. Şu anda bildiği tek şey kalkması gerektiğiydi.
Bu nedenle de saniyeler sonra yerinden doğrulmak için sağ eliyle yataktan güç aldı ve tam doğrulacakken ise Alaz bir anda uykusunda hareket etmiş ve o daha ne olduğunu bile anlayamadan önce kollarını kızın beline dolayıp onu kendisine doğru çekmişti. Asi tüm gücüyle karşı koymaya çalışsa dahi buna engel olamazdı. Bu nedenle de kendisini saniyeler sonra Alaz'ın göğsüne yaslanmış bir şekilde yeniden bulduğunda derin bir nefes bıraktı. Pes etmişti. Zira Alaz onu öyle sıkı bir şekilde sarıp sarmalamıştı ki kıpırdayacak pek bir alanı kalmamıştı. Ve inat edip kalkmaya çalışsa dahi bu kez de onun uykusunu bölmüş olacaktı. Asi bunu yapmayı istememişti. Alaz dün gece tüm sarhoşluğuna katlanarak onu odaya kadar getirmiş olmalıydı. Bu nedenle de Asi de onun için bir süre hareketsiz durabilirdi.
Son zamanlarda aklı yine bir hayli karışmaya başlamıştı. Alaz'ın hal ve hareketleri eski haliyle kıyaslandığında taban tabana zıttı. Zaman içinde herkes gibi o da olgunlaşmış -ki bu eski haline nazaran en olgun haliydi- olmalıydı. Fakat Asi onun kendisine bardayken attığı bakışları -bu iki kez yaşanmıştı- bir türlü unutamıyordu. Öpüşmeler ise başka bir konuydu. Daha bir tane öpüşmenin dejavularından kurtulamazken, şimdi bunlara iki tane daha eklenmişti. Asi bu şekilde Alaz'la sağlıklı bir iletişim kurabileceklerini sanmıyordu. Zira onunla konuşabilmesi için utançtan yerin dibine girmemesi bir hayli önemliydi. Ve Asi öpücükleri hatırladıkça kızaracağından neredeyse adı kadar emindi.