37

2.9K 188 410
                                    

"N-ne?"

Çağlar'ın şok olmuş ifadesi Alaz'ı hiç olmadığı kadar keyiflendirirken, yüzündeki gülümsemeyle birlikte çocuğa dik dik bakmaya devam ediyordu. Asi bir anda sevgilisi olduğunu söylediğinde mantığını yitirmiş ve doğru düzgün düşünme yetisini de kaybetmişti. Gerçeği fark edene kadar ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi. Fakat diyalog uzadıkça kızın verdiği cevaplar neler olup bittiğini anlamasına hemen yardımcı olmuştu. Asi kurtulmaya çalışıyordu ve o sırada can havliyle ona yardım edebilecek tek kişiye tutunmuştu. Yani Alaz'a..

Alaz ise dünden hazırdı kıza yardım etmeye. Zira kızın az önce kastettiği şeyin gerçekleşmesi için büyük bir çaba içerisindeydi İngiltere'den döndüğünden beri. Ekmeğine yağ sürmüştü bu Çağlar denen tatlı su yılanı istemeden de olsa. Eh, bu da Alaz'ın işine gelirdi.

"Ne şaşırıyorsun bu kadar lan?" diye sordu kafasını iki yana sallayarak adama dik dik baktığı sırada. "Anlamaman tamamen senin mallığın."

"Çağla'nın haberi var mı bundan?"

"Ne alaka şimdi?" diye sordu Asi kaşlarını çatarak. Onu Çağla'yla mı tehdit ediyordu bir de utanmadan? "Konunun Çağla'yla ne ilgisi var?"

"Sonuçta bir yanda arkadaşı, diğer yanda abisi.. Pek de haberi varmış gibi görünmüyordu bence."

"Çağla'dan izin mi alacağız?" diye sormuştu Alaz yeniden diklenerek. Asi ise onun giderek yükselmesini hissediyor ve açıkçası birazcık da geriliyordu.

"İzin almak değil de, arkasından iş çevrilmesi kötü olur."

"Kimsenin arkasından iş çevrildiği falan yok." dedi Asi tek kaşını kendisine son derece güvenen bir tavırla kaldırdığında. Çocuğun yüzsüz tavrı karşısında sinirlenmeye başlıyordu o da git gide. Ne hakla hesap sorabiliyordu onlardan? "Alaz da, ben de iki yetişkiniz. Kiminle olmak istersek onunla oluruz."

Aynen öyle Asi Kız ve sen de benimle olacaksın inşallah diye düşündü Alaz hararetli bir şekilde. Dışından ise hala karşısında durmuş şansını zorlayan ve dayak yemek için her şeyi yapan adama bakmaya devam ediyordu.

"Çağla da biliyor ayrıca." demişti Alaz çocuğa pis pis gülümserken. "Neden dördümüz birlikte tatile geldik sence? Okey oynamak için mi? Bilmiyorsan öğren. Buna double date diyorlar."

Asi, Alaz'ın zorba bir tavırla yaptığı konuşmayı dinledikten hemen sonra gülmemek için yanaklarının iç kısmını ısırmak zorunda kalmıştı. Alaz'ın Okey oynamakla ilgili şakasına bir ara mutlaka kahkahalarla gülecekti. Ama şimdi sırası değildi.

"Hiç öyle durmuyordunuz ama.." demişti Çağlar hala tereddütlü ve sorgulayıcı bir bakışla ikisini de süzerken. Bu cümlesi Alaz'ın iyiden iyiye yükselmiş sinirini daha da tetiklemişti.

"Nasıl duruyorduk?" diye sordu Alaz dişlerinin arasından konuşarak kafasını iki yana sallarken. Belli ki anlamamakta ısrar edecekti bu mal herif. Sakin ol Alaz diye telkin etti kendini içinden. Sakin ol ve kızların tatilini bok etme.

"Aranızda bir şey varmış gibi olmadığı kesin."

"Nerden vardın bu kanıya peki?" diye sormuştu Asi kaşlarını havaya kaldırarak. Sinir olmuştu o da adamın bu ısrarcılığı karşısında. Alaz şunun beynini patlatabilseydi keşke diye düşündü sıkıntılı bir şekilde derin bir nefes vererek. Asi de ona bu konuda yardımcı olabilirdi hatta seve seve. Ama Çağla vardı arada işte. Yapamazlardı. "Bize de söyle de bilelim."

Oyun İçinde OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin