Asi ve Çağla ellerinde tabi ki de bir dolu alışveriş torbasıyla beraber otelin bahçesinde yürürken, Çağla güzel bir köşe görünce dayanamayıp fotoğraf çekilmek istemiş ve sonrasında her zaman olduğu gibi Asi'nin de fotoğraflarını çekmişti. Ardından iki kız da Instagram hesaplarından bu fotoğrafları paylaştıktan hemen sonra Çağla'nın odasına çıkmışlardı. Asi elindeki poşetleri yere bıraktığı sırada Çağla'nın yüzünde kocaman bir gülümseme mevcuttu.
"Çok mutluyum Asi Kuşum." demişti arkadaşına bakarak bu mutluluğunu anında paylaşırken. "Aldım elbiseyi resmen!"
"Biraz fazla pahalıydı bence." dedi Asi gülerek arkadaşına bakarken. Ardından telefonundan gelen bildirimleri kontrol etmeye koyulmuştu. "Ama sana çok yakıştı tabi. Güle güle kullan."
"Boş ver parasını, Alaz Soysalan sağ olsun." demişti Çağla sinsi bir gülümsemeyle beraber saçlarını savurarak. Ardından poşetlerinin içindeki yeni kıyafetlerini çıkarıp bavuluna yerleştirmeye başlamıştı. "An itibariyle beş kuruş param kalmadı yalnız."
"Neden acaba?" demişti Asi arkadaşına bakıp gülerek göz devirdiğinde. Ardından Alaz'ın yaptığı paylaşımın altına attığı yorumu yanıtlamıştı. "Bütün paranla gördüğün her şeyi aldığın için olabilir mi?"
"Pişman mıyım aşkım? Asla. Aklım hala yapamadıklarımda."
"Şapşal seni." dedi Asi küçük bir kahkaha atarken. Ardından Alaz'ın ikinci cevabına karşılık, hızlı hızlı yanıt verdikten sonra arkadaşına bakmıştı. "Alaz darlıyor Instagram'dan. Üzerimizi değiştirip gidelim hadi."
"Anlaştık."
Asi arkadaşına gülümsemiş ve Çağla'nın aldığı yeni kıyafetlerinin arasından kareli, neon yeşili bikinisini hevesle havaya kaldırmasını izledikten sonra kendi odasına gitmek için ilerlemişti. Yaklaşık on beş dakika sonra ise iki kız da üzerine bikinilerini giymiş bir şekilde asansör beklemeye koyuldu.
"Neredelermiş?"
"Bilmem." dedi Asi omuzlarını silkerek alt dudağını sarkıtırken. Çağla ise o sırada Asi'nin bikinisinin üzerine giydiği beyaz gömleğin yakasını düzeltmişti özenle. "Cesur'u ara sor istersen."
Fakat tam da Çağla sevgilisini aramak için telefonunu çıkardığı sırada Asi'nin duyulan telefon zil sesi kızı bir anlığına durdurmuştu. Asi telefonunu cebinden çıkarttı ve dikkatlice elindeki parlak ekranı kontrol ettikten sonra konuştu.
"Alaz arıyor."
"Kudurdu resmen."
"Efendim Alaz?"
"Yirmi dakika önce, Instagram'dan geldik dememiş miydin sen bana Asi Kız?" Alaz'ın telefonu cevaplar cevaplamaz sorgulayıcı bir tonlamayla beraber konuşmaya başlaması Asi'nin derin bir nefes vermesine neden oldu. "Neredesin? Göremiyorum geldiğini?"
"Geliyoruz Alaz." dedi Asi asansörün sinyal sesi duyulduğunda açılan kapılardan arkadaşıyla beraber içeri girerek. "Siz neredesiniz?"
"Restoranda. Masamızda oturuyoruz."
"Hala orada mısınız?" dedi Asi şaşkınlıkla kaşlarını kaldırarak. Onların oyalanmak için bir şeyler yaptıklarını düşünmüştü halbuki. Restoran katının düğmesine basarken Alaz'ın cevabı duyuldu.
"Evet."
"Saat üç buçuk Alaz. Bu saate kadar ne yaptınız restoranda?"
"Bir şeyler içtik."