Alaz rüya görüyordu.
Tek eliyle belinden sımsıkı sarıp kendisine yasladığı bedenin sıcaklığı ve diğer eline değen inatçı bukleler, dudaklarındaki sımsıcak dudaklar onu bir rüyada olduğuna çoktan inandırmıştı. Zira her şey gerçek olamayacak kadar güzeldi. Ve Alaz uyanmak istemiyordu. Uyanmamak için her şeyi yapmaya hazırdı. Açmayacaktı gözlerini.. Onu öylece bırakmalarını ve sonsuza kadar uyuyarak bu rüyanın içinde kalmayı istiyordu. Fakat hiçbir rüya sonsuza kadar sürmezdi.
"Alaz.." diye mırıldanmıştı Asi nefes alma ihtiyacı ile zorlukla ondan geri çekildiğinde. Alaz'ın ahtapot gibi onu sarmalayan kolları karşısında son derece güçsüz görünüyordu şimdi. İkisi de nefes nefese durmuş ve hızla inip kalkan göğüslerinin sakinleşmesini bekliyorlardı. Alaz kızın hafif baygın gözlerine baktığında ise bu kez tamamen gerçek dünyaya dönmüştü ve nereden geldiğini bile anlayamadığı bir panik saniyeler içinde tüm vücuduna yayıldı.
Asi'yi öpmüştü.
Onu kendisine kuvvetle bastırıp nefes bile almasına imkan vermeden öpmüştü hem de. Ve şu anda beyninde uyarı sinyalleri bangır bangır çalıyordu. Asi ne tepki verecekti? Ne söyleyecekti? Azarlayacak mıydı onu? Ya da tokatlayarak hayatından mı çıkartacaktı? Ödü patlamıştı Alaz'ın bir anda.
Beyninden milyon tane kötü düşünce geçip gidiyor ve hiçbirinin hızına yetişemiyordu. Kalbi ağzında atarken kıza alık bir şekilde bakarak kocaman yutkunmuştu. Ama hiçbir şey düşündüğü gibi ilerlemiyordu. Asi ona bakmış ve Alaz'ın anlam veremediği o kelime dudaklarından dökülmüştü.
"Gitmiş."
Gitmiş mi? Kim? diye düşündü kafası karışmış bir şekilde nefes alıp vermeye devam ederken. Kaşları çatılmıştı hemen sonrasında. Ardından dudaklarından vakit kaybetmeden döküldü merak ettiği soru.
"Kim gitmiş?"
Bu soru karşısında ona inanamayarak bakmıştı Asi. Neden şaşırmıştı ki şimdi? Ne oluyordu? Hiçbir bok anlamadım anasını satayım diye düşündü kafası bulandığı sırada. Ve bu kafa bulanıklığının nedeni içtiği içkiler de değildi üstelik. Kızın o baş döndürücü tadıydı.
"Yeliz." diye açıkladı Asi ona bakarken. Kolları hala Alaz'ın boynundaydı ve Alaz'ın iki eli de onun beline inmişti. Öylece durup kıza bakmaya devam ederken gözleri kızın tüm yüzünü tembel bir ifadeyle gezindi. Dudaklarında biraz fazla oyalanmış ve ardından yeniden kızın kara gözlerine bakmıştı.
"Yeliz mi? O kim?"
Alaz sorduğu sorudan sonra avel bir ifadeyle kıza bakarken, Asi bir anda kahkahalarla gülerek şaşırtmıştı onu. Ne olup bittiğine dair hiçbir şey anlamamıştı ama kızın kahkahası içini sımsıcak yaptı. En azından ona kızgın değildi. Gülmüştü çünkü. Alaz da gülümsedi bu nedenle şapşal bir şekilde.
"Beynine reset mi attın?" diye sordu Asi bilmiş bir ifadeyle gülümsemeye devam ederken. Alaz ise dudaklarından ayıramamıştı gözlerini yine. Ardından derin bir nefes alıp verdi ve kızın gülümseyen ifadesine baktı gözlerini kırpıştırarak. "Kız vardı ya hani? Az önceki?"
Hangi kız diye sorsa çok mu salak görünürdü acaba? Alaz cidden de her şeyi unutmuş gibiydi o anda. Sadece Asi'yi görüyordu gözleri, kulakları sadece onu işitiyordu ve elleri sadece onu hissediyordu.
"Hmm kız.." dedi kafasını aşağı yukarı sallarken. Azıcık toparlamıştı kendisini. Kız gelmişti ve Asi onu kısacık öpmüştü. Alaz o andan sonrasında pek de mantıklı düşünmemişti açıkçası. Dayanamayıp o da Asi'yi çekmişti kendisine az sonra.