9-REFLEKS

10.3K 434 70
                                    

Ben her şeyden habersiz olduğum için kızgınca yolda ilerlerken Doruk'un beni durdurmasıyla ilk önce bir sarsılsam da daha sonra dengemi toparlayarak tam karşısında durdum. "Napıyorsun sen? Geç kalıyoruz görmüyor musun sen ise beni durdurup daha da fazla geç kalmamıza yol açıyorsun. Gerçekten senin derdin ne öğrenebilir miyim abi bozuntusu? Hah benden bir yaş büyüksün sana abi diyecek halim yok ya. Mal mıyım ben be. Hem-" beni durduran saatlerce tek nefeste konuşmamın sonucu nefessiz kalmamdı. Önüme dönüp Doruk'a baktığımda bir arabanın kapısını açıp parmağıyla içeriyi gösteriyordu. Yüz ifadesiyse mallıklarıma daha fazla katlanmak istemediğini açıkça belli ediyordu.

"Hadi ama sadece arabaya binip gidemez miyiz gerçektende?" Sonunda dediğini yapıp arabaya bindiğimde "Hiç susmayacaksın diye bir an korkmuştum" diye devam etti.

Evet evet sadece kaşınıyordu. O da sürücü koltuğuna geçtikten sonra arabayı çalıştırdı ve okula doğru benim yönlendirmelerim sayesinde gittik. Bir kaç kez yanlış yönü gösterdiğim için aramızda biraz tartışma olmuştu onun haricinde kısa yolculuk iyi geçmişti. Okulun bahçesinde bir yere arabayı park ettikten sonra okula doğru ilerledik. Okula geldiğim ilk gün aklıma gelmişti.

Çok gecikmeden müdürün odasına doğru ilerledik. Yine huysuzluk edeceğini biliyordum. Ama bunu çoktan göze almış olmam lazımdı öyle değil mi?

Bütün işlemleri hallettikten sonra müdürün odasından çıktık. Ve tahmin ettiğim gibi bizi azarlamıştı en fazlada beni. Tabi kide sevgili abi bozuntusu yüzünden. Neyse ki aynı sınıfta değildik. Bizim sınıfa dün başka birisi nakil olmuştu. Eğer bugün geldiyse onu öpecektim. Beni kurtardığı için.

"Senin sınıfın şu koridorun en sondan bir öncekinin karşısındakinin iki yanı benden bu kadar" deyip hiçte samimi olmayan bir gülücük gönderdim ona. Çok iyi bir kardeşim ne olacak benim bu halim.

Sınıfa kapıyı çalarak girdiğimde içeride hoca yoktu. Ah en sevdiğim ders işte bu. Herkesin kendi aleminde olduğu 'boş ders'. Sırama geçip çantamı bıraktım. Nedense şuan hiç Burcuların yanına gidesim yoktu. Biraz Kaya ile konuşmak istiyordum ama nasıl?

Hala düşünürken ağzımdan bir şey çıkmıştı bile."Sınıfa yeni birisi gelecekmiş duydun mu?"

Kafasını telefonundan kaldırarak bana döndürdü. Daha sonra telefonu sıranın altına koydu. Dirseğini masanın üzerine yerleştirdi ve elini yumruk yaparak bana dönük bir şekilde yanağına koydu ardından konuşmaya başladı."Söylesene bu ne kadar umrumda? Bu saçma şey ancak bu kadar saçma bir insanın dikkatini çekebilirdi sanırım." Söyledikleri yavaş yavaş yüzüme çarparken eski haline geri döndü. Gerçekten nasıl konuşacağını bilmiyordu.

Ona ters ters bakarken yerimden kalktım Burcuların yanına gitmek için ama daha sonra gözüm Kübra'ya takıldı. Dalga geçer gibi dudakları yana doğru kıvrıldı ve iğrenç gülümsemesini yüzüne taktı. İğrençleşmekte bir numara.

Caner ve Burcu'nu yanına geldiğimde normal her gün ki gibi konuştuk. Önemli bir şey olmamıştı. Teneffüs zili çaldığında hep birlikte bahçeye inmek için sınıftan çıkarken birden karşımda duran kişiye kafamı kaldırarak baktım. Heh mükemmel, Doruk. Caner burcu'ya eşlik ederek bana ve Doruk'a şaşkın şaşkın bakıyorlardı. E onlarda haklıydı tabi. Nerden bileceklerdi bunun abim olduğunu.

Ben Doruk'a 'Hayırdır' bakışları atarken konuşmaya başladı. "Ortam edinene kadar benle takılacaksın. Yalnız takılmayı sevmem." Kafasını sınıftan içeriye doğru sokarken konuşmasının bitmediğini belli ederek devam etti." Var mı güzel kız kanka ayarla bitane."

"Höst büüş. Yavaş gel lan." Doruk'u göğüslerinden tutup ittirdim. "Kantine iniyoruz biz o zaman. Sende gel." Doruk yanımdakilere bakıp kabul ettikten sonra hep beraber kantine indik. Biraz oturduktan sonra Doruk biraz huysuzlanmaya başladı. Ne olduğunu soracakken vazgeçtim bana neydi ki?

KARANLIK TEKLİFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin