KARANLIK TEKLİF

24-GÜZELİM

Bu, DefKay ikilisini özleyenlere özel mi özel bir bölüm. Gerçekten şu aralar o kadar çok yoğunum ki derslerden kafamı kaldıramıyorum saat normalde 10- 11 gibi yatıyordum ama saat şuan 12.48 saat sabah 5 de uyanacağım ve biraz daha çalışacağım. Bölümüde sabah 5 de yayınlayacağım.

Lütfen onca dersin arasında dinlenmek için ayırdığım bu saatleri yazmaya ayırdığım için yorumlarınızı ve oylarınızı bol tutun. Biraz kısa olabilir ama uykum aşırı derecede var. Hepinizi çok seviyorum. :**

Sadece bir sarılmanın bende bu kadar büyük bir etkisi olması normal miydi?
Ya da daha önemlisi o da bunu hissediyor muydu?

Kaya belimde ki ellerini gevşeterek artık onu bırakmam gerektiğine dair işaret vermişti.

Kaya'nın hareketi üzerine bende ellerimi gevşetip ondan ayrıldım. Bir süre bakıştık ama aramızdaki o bağı koparan şey kapının sesi oldu.

İçeriye giren Tekin di bizi böyle yakın gördüğünde ilk önce şaşırmıştı ama istifini bozmayıp elindeki kağıt yığınını Kayaya uzattı.
Bir kaç dakika önce Kaya'nın Tekine , Faruk'u araştırması gerektiğini söylemişti. Sanırım bu kağıtlar onlardı.

İnsan neden kuzenini araştırır ki? Çok saçma. Zaten onun hakkında her şeyi bilmiyor mu?

"Faruk sandığımızdan da sinsi çıktı Kaya. İnce yerlere girip buldum doğumunu, hastanesini. Ve hatta hepimizi şaşırtacak olan şeyi; Gerçek babasını." Sesin geldiği yöne döndüm ve Tekin'in söylediklerine karşılık kaşlarımı çattım.

"Gerçek babası mı? Biliyordum. Bu işin içerisinde bir şey olduğunu biliyordum." Kaya, Tekin'in uzattığı kağıtları alırken bende olanları anlamaya çalışırmışcasına izliyordum.

Kaya kağıtları dikkatli dikkatli incelerken bir ayrıntıya gözünün takıldığını fark ettim. Anında gözleri parıldamıştı. Neler olduğunu gerçekten merak etmeye başlamıştım.

"İlk defa büyük bir işe yaradın ulan Tekin. Şuan seni öpebilirim be!" Kaya'nın ağzından bu tür laflar duymak tuhaf, cidden tuhaftı.

"Görevimiz abi. Ne demek" Tekin köşede egosunu tatmin ederken nihayet olayın içine girmiş ve konuşmuştum.

"Neler oluyor? Bu elindekiler olmayan Faruk ve beni bitirebilecek mi? Özelliklede şu bardaki koyun sürülerinin inanabileceği bir şey mi? Ay söylesene Kaya! Kurtuldum dimi?" sonunda susup Kaya'nın konuşmasına izin verdim.

" Sakin ol güzelim. Bu elimdekilerle Dünyayı alırız biz!" yutkundum. Az önce bana güzelim mi demişti?

Yok be Defne ağzından kaçmıştır yoksa niye güzelim desin sana. Zaten şuan çok mutlu. Evet evet, ağzından kaçmıştır.

Öksürüp konuşmaya başladım. " E gidelim o zaman. Ne duruyoruz?"

Kaya bunu dememi bekliyormuş gibi hemen elindeki kağıtları toparlayıp cebindeki telefonu çıkardı.

"Alo.... Evet.... Hazırlayın gökkuşağı barını.... Lan dediğimi yap bir kerede! İkiletme beni!.... Siktir şimdi."

Kaya bağırdığı için biraz irkilsemde kafadıyla 'gidelim' işareti verince harekete koyuldum.

Asansördrn her katı teker teker indikten sonra şirketin önünde duran arabaya bindik.

Telefon konuşmasında Kaya, gökkuşağı barından bahsetmişti. Bara ilk geldiğim gün Faruk bana o barın ne işe yaradığını söylememişti.

Bu iş gerçekten ciddiydi ve çok büyük şeyler olacaktı.

-

Biraz uzun süren yolculuktan sonra nihayet gelebildik. Arabadan inip Kaya'nın da inmesini bekledim.

Olacaklar için çok sabırsızlanıyordum. Kaya ellerinde kağıtlarla arabadan indiğinde yerimde zıpladım. Bana ters bakışlarından atıp yoluna devam etti.

Aman bunuda anlamıyorum ben. İlk 'güzelim' diyor, daha sonra buz gibi oluyor.

Göz devirip peşinden ilerledim ve onu yetiştim.

Barın içerisine girdiğimizde her yer aynayla kaplıydı. Duvarlar resmen aynadan yapılmıştı. Buranın amacının ne olduğunu gerçekten merak ediyorum.

Biraz yürüdükten sonra ileride Faruk ve Kübrayı gördüm. Yüzümü buruşturup yürümeye devam ettim.

Yanlarına geldiğimizde durduk ve daha sonra birisi daha geldi. Daha önce onu görmemiştim. Sima olarak da bir yerden tanıdık gelmiyordu.

"Kaya. Bu konuşma yaklaşık 3 senedir olmuyor. Bunu yapman ilk başta beni daha donra gerekenleri çok şaşırttı. Göster bakalım kanıtlarını." adını bilmediğim adam Kaya'nın suratına ruhsuzca bakıyordu.

"Ağabey. Öncelikle zaten Kübra'nın Kaan ile ilişkisi olduğunu biliyorsunuz. Ben buraya Faruk'u deşifre etmek için geldim. " adam kafasını sallarken bende Faruk'a baktım. Çene kasları kasılıp gevşiyordu. Gergindi sanırım.

Tekrar Kayaya döndüğüm de tekrar konuşmaya başladı "buyurun" kağıarı adama verdi ve devam etti. " Faruk'un gerçek kimliği." derin bir nefes aldı. "Aslında bizi ilgilendiren kısım gerçek babası oluyor. Annesi ile yalancı babasının evlendiği tarih Faruk'un doğumundan sonraydı. Aslında uzatmak istemiyorum. Kısacası Faruk un biyolojik babası ; Hakan Yazıcı."

Kaya'nın son söyledikleri beynimde yankılanıyordu. Benim babam. Na nasıl.

Gözlerimden ne ara yaş geldiğini ve ne ara destek için Kaya'nın kolunu tuttuğunu bilmiyordum bile.

Yaşlar gözlerimden sicim gibi akarken tekrar Kaya'nın sesini duydum. Beynimde ki uğultarın izin verdiği kadar sesini seçebilmiştim. "Yani, Faruk çakma DİNÇER. Defne şu dakikadan sonra benim! Ve benim olana dokunursan, ecdadını sikerim."