Merhaba canlarım. Söz verdiğin gibi devam ediyorum.
Lütfen yorunlarınızı belirtin. Lütfen.
Sizin düşüncelerinizide dikkate alıyorum önerileriniz hikayenin gidişatına yön verebilir o yüzden önerilerinizi de bekliyorum. :)
Kaya'nın bu huyundan nefret ediyorum. Kendini beğenmişliği ve egolu tavrı.
Elim kapının koluna gitti ve kapıyı açtım. Dışarı çıkıp kapıyı kapatmadan "Ben giderim. Sağol her şey için." dedim ve kapıyı sertçe kapattım.
Yolda ellerimi yumruk yapıp sıka sıka yürümeye başladım. Buranın bir santimetre karesini bile bilmiyordum. Eve nasıl gideceğim konusu ayrı bir ironiydi zaten.
Hiçbir şeyi umursamadan yoluma devam ettim. Yolculuğum 2 gün bile sürse o arabaya binmeyeceğim.
Bana inat rüzgar eserken üşüdüğümü fark ettim. Ama soğuğu sevdiğimden bunu önemsemeyip yola devam ettim. Biraz ilerlediğimde iki yol ayrımı vardı.
Her şey bana ters olmak zorunda mı gercekten? Olduğum yerde durup sinirle ayağımı yere vurdum. Bir süre öyle beklediğimde arkamdaki korna sesiyle beraber arkama döndüm.
Kaya'nın arabasıydı bu. Onu hiç takmadan tekrar önüme döndüm ve arabayla biraz daha yaklaşıp camı açtı "Böyle gidemeyeceğini ikimizde biliyoruz. İnat etmede bin arabaya."
Ona ters bir bakış atıp. "Gidemeyeceğimi kim söyledi? Ben miyim inat? Ukala." dedim
Gözlerini açıp konuştu. "Bana ukala mı dedin sen?!" hayretle şekillenen sesine gülesim gelmişti ama dudağımı dişleyip kendimi durdurdum. O sırada Kaya'nın gözleri tekrar dudaklarıma gitmişti.
Bu hareketi üzerine arabada söyledikleri aklıma geldiğinde kendime geldim ve sert bir bakış takındım gözlerime.
" Ben senin oyuncağın değilim Kaya! Yaptığın iğrençliğin farkına var artık. Cidden sinir bozucusun." o kadar ciddiydim ki Kaya birden bu ani çıkışıma şaşırmıştı.Gözlerime öyle derin bir bakış atmıştı ki korkmadım desem yalan olurdu. Bakışları daha da sertleşirken kafasını iki yana sallamış ve gaza köklemişti.
Bilmediğim bir yerde yalnız kalmıştım. Üstelik pekte iyi bir yer değildi.
Derin bir of çekip etrafa göz attım. Gözüm sarı bir arabaya denk geldiğinde ellerimi salladım ve durmasını sağladım. Böyle bir yerde taksiye rastlamam kesinlikle şans ötesiydi.-
Taksiciye evden bir miktar para alıp verdikten sonra gitti. Bende beni merakla bekleyen Mehtap ablanın yanına, arka bahçeye gittim. Oturur oturmaz heyecanla soru sordu. "Nasıldı gezi?"
Kaşlarımı çatarak Mehtap ablaya baktım ona gezi mi? Diye haykırasım vardı ama bununda bir Kübra'nın oyunu olduğunu anlamam çokta zor olmadı.
Bozuntuya vermeden cevap verdim. "İ-iyiydi." sırıttım ve devam ettim. "Ama yorucuydu tabi. Yukarı çıkıp duş alacağım."
Gözlerini yumdu ve güldü, gerçekten
Kandırılmıştı. Doruk bu konuda ne yaptı çok merak ediyorum. Yukarı çıkıp hemen hiç vakit harcamadan duşa girdim.-
Duştan çıktığımda Allah'a şükrediyordum. Şuan evimde olmak çok büyük bir nimetti benim için.
Saçlarımı kurularken duvarda asılı duran saate baktım. Saat 17:34 dü.
Saçlarımı kuruttuktan sonra aşağıya indim ve Doruk'a bir kaç kez seslendim. Sonunda birisi karşılık vermişti ama bu Mehtap ablanın sesiydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK TEKLİF
Teen Fictionİçi serseri, eğlenmeye düşkün erkek dolu okulda tek saf kız olan Defne. Hikayenin beyaz kahramanı. Yaşadıklarından dolayı hasta numarası yapıp okula gitmeyi erteliyor. Peki bu ne kadar sürebilir? Başladığı yeni okulunda işler eski okulundan d...