Yorum yapmayı unutmayın.
Sahurdan sonra belki bir bölüm daha yayınlarım., olmadı daha sonraki günlere artık.
Siz ne kadar yorum ve oy sayısını yüksek tutarsanız o kadar hızlı bölüm gelir.
Öpüldünüz :*
-
Nefes alamadığım için girdiğim öksürük krizleri bitmek bilmiyordu. En son neler yaşadığımı hatırlamaya çalışırken kaçırıldığım aklıma geldiğinde gözlerim dolmuştu. Nihayet öksürük krizinden kurtulunca içi bomboş ama bu sefer aydınlık olan odanın bir köşesine kıvrılıp ellerimi saçlarıma götürdüm. "Ne istiyorsunuz benden!" sesim boş odada yankı yapmıştı.
Sanki bir bebekmiş gibi ağlamaya başlamıştım, şu son zamanlarda yaşadıklarım hiçte olumlu şeyler değildi. Bu sefer ne için ve kim tarafından kaçırıldığımı bilmiyordum. Donmak üzere olan ellerimi birbirine sürtüp ısınmalarını bekledim. Biraz sonra odanın demir kapısından gelen sesle birlikte oturduğum yere daha çok sindim. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki şah damarımın şiştiğini hissedebiliyordum.
İçeriye giren siyah takım elbiseli, bıyıklı fiziği yerinde olan adama baktım. Yüzünde hiç bir ifada oynamamıştı. Çok sert birisine benziyordu ve bu beni daha da korkutmaya yetmişti. Adam elini kulağındaki alete götürüp konuşmaya başladı "Kız uyandı ağabey"
Bir süre karşı tarafı dinledikten sonra dışarıya çıkıp kapıyı üzerime kilitledi. Hiç hareket etmeden öylece oturup olacakları bekledim. Kafamı arkamdaki duvara yaslayıp sarsılarak ağlamaya başladım. Neden doğru düzgün bir yaşantım yoktu ki? Annem yanımda yoktu, babam zaten hiç olmamıştı. Ağabeyimin olduğunu bu yaşımda öğrenmiştim. İkinci defa kaçırılıyordum.
İç çekip bağıra bağıra ağlamaya devam ediyordum tırnaklarımı kollarıma bastırıp çizmeye başlamıştım. Yaşamak istemiyordum artık! "Öldürün beni!"
Ayağa kalkıp kapıyı tekmelemeye başlamıştım. "Durmayın, Hadi öldürün! Neyi bekliyorsunuz?" Yere çöküp saçlarımı çekiştirdim. "İstediğiniz bu değil mi?" Bağırışlarım yavaş yavaş fısıltıya dönmüştü. Ağzımdan dökülen hıçkırıkların haddi hesabı yoktu.
Yanımda duran kapı tekrar açılınca ayağa kalktım. Az önceki adam kolumdan tuttuğu gibi sürüklemeye başlamıştı beni. Bir an dengemi sağlayamayınca yere kapaklanmıştım. Ama adam beni sürüklemekten vazgeçmemişti. Zar zor toparlanıp ayağa kalkabildiğimde bu sefer kolumu tutan adam büyük bir güçle beni yere doğru itmişti. Avuçlarımın üzerinde tekrar yere düşmüştüm. Gözlerimi kapatan saçlarımı kanayan elimle yüzümden çektim. Kafamı biraz kaldırdığımda yaşadığım şokla ne yapacağımı şaşırmıştım.
Karşımda duran, önünde diz çöktüğüm kişi Kaya'nın babasından başkası değildi. Deri bir koltukta bacak bacak üstüne atmış bana acınası gözlerle bakıyordu.
Zar zor yerden kalktığımda ayakta titrediğimi fark ettim. Kaya'nın babası birden ayağa kalkmıştı, ne yapacağını merak ediyordum. Benden ne istiyordu? Tam karşımda durduğunda birden kahkaha atmaya başlamıştım. Bu hareketi beni ürküttüğü için bir adım gerilemiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK TEKLİF
Teen Fictionİçi serseri, eğlenmeye düşkün erkek dolu okulda tek saf kız olan Defne. Hikayenin beyaz kahramanı. Yaşadıklarından dolayı hasta numarası yapıp okula gitmeyi erteliyor. Peki bu ne kadar sürebilir? Başladığı yeni okulunda işler eski okulundan d...