17-İÇKİ

8.2K 379 44
                                    

Kapalı gözlerimi yavaş yavaş açtığımda Faruk'un elleri hala önümde duruyordu. Belkide son kez Kaya'ya baktığımda ne yapacağımı öğrenmek istermişçesine bana bakıyordu. Elimi yavaşça kaldırıp Faruk'un elinin üzerine koydum. En kötüsü de pişman olacağımdı.




Elini tuttuğum anda kalbim daha da hızlı atmaya başlamıştı ama ona karşı bir şey hissettiğimden değilde olacaklardan korktuğum içindi.



Elim Faruk'un avucunun içerisindeyken beni birden kendine çekmesiyle refleks olarak elimi çekip kendimi ondan itmek için Faruk'un omuzlarına koydum. "İleri gidiyorsun, Faruk."






"Teklifi sunan bendim. Kuralları da ben koyarım minik." Faruk gibi korkunç bir insana nasıl güvene bildiğimi anlamıyordum. Bu tamamen aptallıktı.




"Böyle yaparak mı seni sevmemi istiyorsun benden? Bırak beni. Bir şeyler içeceğim." Yüzünde ki küçümser bakışa karşılık nefesimi sert bir şekilde dışarıya verdim ve bir tabureye oturdum. Kaya şuan ne yapıyordu bilmiyorum ama oturduğu yerde yoktu. Gözlerim Kayayı aramaktan vazgeçtiği sırada elinde iki bardakla yanıma gelen Faruk'a dönmüştü.


"Burada sana göre bir şey yoktu ama en hafifinden getirdim." ters bakışlarım Faruk'un üzerindeyken o hiç takmayıp oturduğu yerden etraftakileri izleyip arada bir kahkaha atıyordu. Bende önümde duran sarımsı içecekten bir yudum aldım. Tadı o kadar iğrençti ki şuan yutamayıp ağzımda tuttuğum lanet şeyi Faruk'un yüzüne püskürtmemek için kendimi zor tutuyordum.



Sonunda gözlerimi kapatıp birden yuttum. Garip bir tadı vardı ama kendimi bir yudum daha içmekten alı koyamamıştım.






"Artık bizi sevgili biliyorlar. Dışarıda da dikkatli olmalısın. Başkasıyla çok yakın görünmen eşittir hayatını tehlikeye atman." Gözlerim pörtlerken bu sefer ağzımdaki lanet şeyi dışarıya püskürtmeden edememiştim. Faruk yüzüne gelen içki damlaları yüzünden yüzünü buruşturmuştu. Ne demek bizi sevgili biliyorlar? Ah gerizekalı Defne. Çocuğun elini tuttun. Yani bu kabul ettin anlamına geliyor!



"Tam bir başbelası! Bekle beni burada. Lavaboya gidip geleceğim." Şirin kız gülümsememi takınıp şirince kafamı aşağı yukarı salladım. Kesinlikle bekleyecektim.



Faruk masadan ayrıldıktan sonra gözüm Kayayı gördüğüm yere kaydı. Şuan orada kimse yoktu ama görüntüler sanki orada tekrar tekrar yaşanıyordu. Sinirle bardağımdaki içkinin hepsini bir yudumda içtim. Daha sonra gözüm Faruk'un bardağına kayınca bir çırpıda onunda bardağını alıp kafama diktim. Faruk'un içkisinin tadı fazla yoğund- A bir saniye neden herkes çift gözüküyordu.




Ayağa kalktım ve ellerimi önüme götürdüm. Ellerim oyana buyana sallanırken midemin bulandığını hissettim. Hemen kalktığım yere geri dönüp tekrar oturdum. Kusmamı bastıracak tek şey uykuydu. Başım çok arıyordu ve göz kapaklarım artık buna dayanamıyordu. Başımı masaya koydum ve kendimi uykuya bıraktım.



-

Başımdaki müthiş dereceli ağrıyla ellerimi başıma koydum. Gözlerim hala kapalıyken hafızamı zorladım. Ben nerede uyuya kalmıştım? Hatırladığım şeyle gözlerimi birden açmıştım ama umduğum şey bana yabancı gelen bir odada da uyanmak değildi.

Hava hala karanlıktı ve gözlerim yeni yeni etrafı görmeye başlıyordu. Ama bu odanın siyahlığı kesinlikle bu odanın benim odam olmadığını söylüyordu. Gözlerimi odamda gezindirdiğimde yatağın hemen yan tarafında koltukta oturan kollarını ayak dirseklerine dayamış birisi vardı yukarı doğru gözlerimi çıkardığımda dirseklerinden yukarıya doğru çıkan kolları üst tarafta hafif eğik olan başını her iki yandan da sabitliyordu. Korkudan yataktan doğrulup sırtımı yatak başlığına sabitledim.

KARANLIK TEKLİFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin