40-NEDEN

4.2K 209 39
                                    

Aslında bölümü karne günü yayınlayacaktım ama başıma ne kadar kötü şeyler geldiği hakkında tahmin bile yürütemezsiniin inanıın. Çok yorgunum şu aralar  ponçiklerim


Uzun bir bölüm yazamadım üzgünüüm affedin :) 


Bu arada her geçen gün büyüyoruz çok teşekkür ederim okuyan herkese :) 


Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın yorumlarınızı okurken çok eğleniyorum :) 



Kalbimin ritmi, etrafın rengi, hava, rüzgarın esme şekli her şey birden bire değişmişti. İnsanlar nasıl oluyordu da birden çekip gidebiliyorlardı? Hayır hayır sorun bu değildi. Hiçbir neden yokken hayatımızdan birden çıkan insanlar nasıl olurdu da birden karşımıza çıkabilirdi? Buna hakları var mıydı?

Şuan ne yaşıyordum? Veya yaşıyor muydum? Beynimde iki farklı kişiden duyduğum sesler yankılanıyordu. Birincisi Kaya'nın babasının söylediği şeylerdi. 'Kaya senin gibileri yanında sadece oynatmak için tutar.' Bir diğeri ise Kaya'nın gözümün içine baka baka git deyişiydi.

Şarkı kendini başa sarmıştı. Aylardır görmediğim o yüz, içimde öldürdüğüm o beden şuan karşımda canlı bir şekilde duruyordu. Buna hakkı yoktu. Bu hakkı ona kim vermişti? İçimde ördüğüm kimsenin geçmesine izin vermediğim duvarlarım yıkılmaya başlamıştı. Kendimi çıplak hissediyordum. Ve o yüze baktığımda giderek artıyordu bu his.

Bütün bunlar olurken beynimin bir köşesinde kalbimde koskocaman bir yere sahip tek bir soru yankılanıyordu. 'NEDEN?' Hayır hayır. Neden gitmemi istedin, neden bunca zaman benden kaçtın gibi sorular değildi beynimdeki.

Neden şuan buradasın?

Ciğerlerimin muhtaç olduğu havayı derin bir şekilde içime çektim. Fazlasıyla duygu yüklü bakışlarımı gözlerine sabitledim. Gözlerinde bir tane bile olsun gizli kelime aradım. Yoktu. Bom boş bakıyordu öyle suratıma.

Kayaya hiçbir zaman anlam verememiştim zaten kafasına ne estiyse onu yapan biriydi her zaman. Şimdide kafasına bu esmişti. O gün de kafasına beni kapı dışarı atmak esmişti.

Onun için bazı şeyler işte bu kadar basitti. Duygusuz piçin teki.

Elimi kaldırıp kulaklığımı bir hamlede çıkardım. Tek kaşımı yukarı kaldırdım ve bu işten bir anlam çıkarmaya çalıştım.

Daha sonradan bir anlam çıkaramadığımı fark ettiğimde dilimi dişlerimin arasına getirip 'tı' sesini çıkardım. "Anlamlandıramıyorum."

Kaya'nın dudağının kenarı sinsi bir tavırla yukarı kıvrıldı. Göz devirip kafamı iki yana salladım. "Senden iğreniyorum."

Birden Kaya'nın suratı düşmüştü. Yanından hızla geçip normalde 3 adımda attığım adımı 1 adımda ata ata ilerlemeye başladım. Sinirlenince hemen gözleri dolanlar olarak gerçekten yaşamak çok zordu. Yürümeye -daha doğrusu koşmaya- devam ediyordum.


Bir müddet sonra kendimi  daha önce görmediğim bir sokağın ortasında buldum.  Sinirlerim gerçekten alt üst olmuştu. Yanımda duran  sokak lambasının direğini yumruklamaya başladım. 


"Ne bok iştir bu ya!" 


Sonunda yorulup alnımı direğe yasladım. 

KARANLIK TEKLİFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin