31(1.Kısım)

6K 421 37
                                    


Heey:) Ben geldiim. 

Biraz geç geldim sanırım ama bu 15 tatil çok hareketli geçti. İnanın oturup boş kafayla yazacak türden bir tatil olmadı benim için:) 

Ancak zaman bulup yazabildim. 


Aa bu arada;


12 Bin olmuşuuz! 

Okuyan gözleriniz 
Yorum yapıp oy veren elleriniz 

Dert görmesin inşallah :) :* 



Hikayeyi arkadaşlarınıza tavsiye etmeyi unutmayın! 
SAĞLICAKLA KALIN:)



-



Kafam, onun nefes alış verişleriyle aşağı yukarı hareket ederken bulunduğum konumu düşündüm. 
Zorla odama girmişti! Bu da yetmezmiş gibi yatağıma yatmış ve beni de yanına çekmişti. 


Ondan uzak durmam gerektiğini  ne zaman fırsat bulsam kendime hatırlatıyordum ama şimdi? Onun verdiği nefesi içime çekecek kadar yakındım ona. 


Birden Kaya'nın karnının kasıldığını ve hareket ettiğini gördüm. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda dudağını ısırmış gülmemeye çalışıyordu. 

Tek kaşımı kaldırıp ona baktığımda "Ne var?" dedi. 


Ne mi var? Allah'ım cidden şuan ki halimiz ona son derece normal mi geliyordu?  "Neden gülüyorsun?" 


Dudağını dişlerinin arasından çekti ve o çekici bakışları gözlerimi siper aldı. 


Korkutucu. 


"Yattığımızdan beri kendini çok kasıyorsun hareket dahi etmiyorsun." Gülecek gibi oldu. "Bırak hareket etmeyi bir saattir yaklaşık 5 kere nefes aldın ve 35 kere yutkundun." 


 Nefes alış verişimi mi dinliyordu bu? Ah evet. Bende dinliyordum. 


Son derece düşmancıl bakışlarımı ona ilettiğimde cevabı çok geçmeden yapıştırdım. "Sen kızlarla aynı yatakta yatmaya alışkın olabilirsin ama ben değilim." 


Dudaklarını ve kaşlarını alayla yukarı kıvırdı. " Aynı yatakta yatışımız ilk değil ki." 


Sarhoş olduğum günde aynı yatakta yatmış olabilirdik ama şuan sarhoş falan değildim!  


Sustuğumu görünce konuşmaya başladı. "Pekala, sadece yat ve uyu olur mu? Abin bile olsa seni onunla yalnız evde bırakmak istemiyorum." 



"Bu seni neden ilgilendiriyor ki?"  Ses tonum o kadar iğneleyici çıkmıştı ki kelimelerim onun yüzüne bir tükürük misali  çarpmış  gibiydi.


"Uyu" 


"Uyumayacağım." 


"Uyuyacaksın." 


"Sana uyumayacağımı söyledim." 


"Elbette uyumaktan başka bir çok şey yapabiliriz." 


Gözlerimi öyle bir açmıştım ki, yerinden 30 cm oynadıklarından emindim. 




Avuçlarımın içinden kendini belli eden yastığı alıp onun o güzel yüzüne indirdim ve olacaklar izledim.
Kaya yüzüne gelen yastıkla sendelerken yastığı tutup kenara attı. Ani bir hareketle beni omuzlarımdan tutup  sırtımı yatakla buluşturdu. 





İyi bok yedin Defne. Alkış.





Kollarımı kafamın iki yanında sabitlediğinde tüm vücudunu bana bastırmış bir şekilde bana bakıyordu. Yani en azından ben öyle hissediyordum. Çünkü şuan ona bakamıyordum. 



Bileklerimdeki ellerinin baskısı biraz daha artınca gözlerimi gözleriyle buluşturdum. Sivri yüz hatlarına sahip olması üzerine gecenin ışığıda eklenince öyle çekici görünüyordu ki. Ne diyordum ben Allah aşkına? 



Hareket edip onun üzerimdeki baskısını azaltmaya çalışınca o daha da kendini bana bastırmıştı. Ani bir yutkunma isteğiyle yutkunmuştum. Boğazımdan gelen ses onun düzgün kaşlarının çatılmasını sağlamıştı. 



Gözleri yavaş yavaş dudaklarıma oradan da boynuma ulaştı. Tekrar yutkundum. 



"Kes şunu" diye tısladı. 


Kaşlarımı çattım. Gözleri hala boynumdaydı. "Çekil üstümden." 


dudağının kenarı yukarıya doğru alayla kıvrılırken gözlerini gözlerimle buluşturdu. Yapmayacağını anlamıştım.


"Dorukla tek kalsaydım daha az tehlike yaşardım."  



" Konuşmaya devam edersen dudaklarına veda etme fikrini düşünmeni isteyeceğim." 


Nefesim -daha ne kadar olabilir- hızlanmıştı. 


Vücudunun ağırlığını üstümden kaldırdıktan sonra yavaş hareketlerle ve bana sürtünmeye özen göstererek yan tarafa geçti. 



İĞRENÇ!


Lanet olsun. O şeyi bacağımda hissetmiştim. Bu kadar sert olmak zorunda mıydı?


Kızarıklığımın şu gece karanlığında bile belli olacağı bahsine girebilirdim. 


Şuan Kayaya bakamasam da çok eğlendiğinin farkındaydım. Ayağa kalkıp ani bir cesaretle yüzüne baktım. "Çık dışarı"  dedim pencereyi göstererek. 




"Ne?" 


"Duydun." 


Tek kaşını kaldırdı. bir şey söylemesini engelleyerek "Çabuk ol."  dedim


Yataktan kalktı ve yanıma yaklaştı. "Sen istemediğin sürece sana  öyle bir şey yapacak değilim. Korkma güzellik." 


"Ben istemediğim sürece mi? Çıldırdın mı sen!"  Fazla bağırmamın getirdiği o refleksleelmi ağzıma götürdüm. Doruk uyanabilirdi.


"Daha fazla iğrençleşmeden git." Tam kapıya gidecekken kolundan tutup geri çektim. "Nereden girdiysen oradan çık." Kafamı cama doğru işaret ettim. 



Sinirle  güldüğünde kolunu tuttuğum elimi tutup aniden beni kendine yapıştırdı. Burnum hızla göğüsüne çarptığında ağzımdan bir inilti döküldü.  Elimi burnuma getirip kaşlarımı çattığımda  o ise eliyle çenemden tutup kafamı yukarıya kaldırdı. Acilen basketbol kurslarına katılmalıydım. Boyum cidden çok kısaydı! 


Zorlada olsa göz teması kurduğumuzda burnumdaki elimi indirdi ve dudaklarını burnumun üst kısmına getirip küçük bir öpücük kondurdu. Gözlerimi kapatmıştım. 

Dudaklarını burnumdan ayırdığında gözlerim hala kapalıydı. Küçük bir gülüş sesi duydum. 
"Daha fazlasını istiyorsun." Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda bana çok yakındı. Geri çekilmedim. 


Dudaklarını yavaş yavaş dudaklarıma yaklaştırırken salondan ses geldi. "Defne?" bu Doruk'un sesiydi.  


"Hasiktir." dedi Kaya. Kayayla göz göze geldiğimizde ne yapacağımı şaşırmış biçimde kapıya koştum.  Daha sonra Kaya'nın yanına giderek onu iteklemeye başladım. Ne yapacağımı bilemeyerek tekrar kapıya koştuğumda kapıyı kilitledim. Çok değil 5 saniye sonra kapının kolu açılmak için aşağı yukarı hareket etti. Açılmayınca "Defne iyi misin?" diye seslendi Doruk. 


"İ-iyiyim. Git sen." 


"Kapı neden kilitli? Aç bakayım sen şu kapıyı!" 


"O-olmaz!" diye bağırdım. Bir an ses gelmedi. Kayaya baktığımda hiç telaşsız beni izliyordu. 


"Kızım aç şunu sinirlendirme beni!" 


"Altıma işedim."  dediğimde iki ağızdan da koca bir 'NE' haykırışı geldi. 


Kayaya baktığımda  işaret parmaklarımı dudaklarıma getirip susmasını işaret ettim.


"Altıma işedim ve üstümü değiştiriyorum. Git" 


"Orada ses duydum sanki?" Ay ne inat çıktın be!


"Arka sokakta gençler ses yapıyorlar onlardır. Gidecek misin artık?" dediğimde çok geçmeden ayak seslerini duydum. derin bir oh çektiğimde Kayaya döndüm. 



"Altıma işedim? Hımm çekici bir yalan" deyip güldü. İçten güldü. Çok güzel güldü. Lanet olsun.




"Git artık." dedim hala korkudan  normal ritmini bulamayan kalbime elimi götürürken.


"Bir işimiz yarım kaldı sanki?" Muzipçe gülümsedi. 


"Kaya!"  Diye sessizce bağırdığımda teslim olmuş bir şekilde ellerini havaya kaldırdı. 


-




Şuan bitirmek zorundayım. Bu bölüm 31. bölümün 1. kısmıydı. 


İkinci kısmını bugün yayınlayacağım. Ama tabi oy ve yorumlara göre.

Nasıl buldunuz? 



Neler olmasını istersiniz bir daha ki bölümler için? 



Yorumlarınızı dikkate alıyorum. Her yorum benim için çok önemli



Yıldızın içini doldurmadan gitmeyin :) 









KARANLIK TEKLİFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin