"Anne ben gitmek istemiyorum ablamla, Mahra gitsin."
Asiye, kızının yakınması üzerine yoğurduğu hamurdan bakışlarını ayırıp yüzüne baktı."Neden ablanla gitmek istemiyorsun kızım? Mahra kendini iyi hissetmiyor, senin gitmen daha iyi olur."
Aişe ve Musab buluşup düğün için bir şeyler alacaklardı. Ama yalnız gitmeleri uygun olmayacağından, yanlarında birinin daha olması gerekiyordu. Aslında Asiye kızıyla gidecekti ama aksilikler peşini bırakmamıştı bir türlü. Mahmut'un annesi kalp krizi geçirmiş, onun yanına melekler şehri Gazze'ye gideceklerdi. Kızlar ve Amr evde kalacaklardı. Çocuklarını burada, tek başlarına bırakmak içlerine pek sinmiyordu ama biliyorlardı ki hep birlikte Gazze'ye gitmek çok daha tehlikeliydi. Siyonistlerin her yere kurdukları kontrol noktaları vardı.
"Musab küçük bir kızla konuştuğu gibi benimle konuşuyor. Sanki ben işe yaramaz, beş yaşında bir kız çocuğuymuşum gibi davranıyor."Lina, küçük kız çocukları gibi ellerini iki yanında birleştirmiş, Musab'a olan kızgınlığı mimiklerinden okunuyordu. Asiye kızının bu hâline bakınca yüzündeki gülümseme iyice genişlemişti. Yiğeni ve aynı zamanda müstakbel damadı olan Musab, kesinlikle haklıydı. Lina'nın küçük kız çocuklarından bir farkı yoktu.
Lina annesinin eğlenen bakışlarını görünce yüzünü buruşturarak konuştu.
"Ben kime anlatıyorum ki sen de yiğenin gibi düşünüyorsun. Amr bile koca adam oldu. Fakat siz hâlâ beni küçük bir kız olarak görüyorsunuz."''Güzell kızım senin büyüdüğünü, bir genç kız olduğunu elbette biliyoruz. Ama ne kadar büyürsen büyü sen evimizin küçük prensesisin.''
Amr mutfağa girdiğinde Lina'nın mavi gözlerinin öfkeyle parıldadığını görünce, eğlenecek bir şey bulduğunu düşünerek iyice keyiflenmişti.
Lina'ya yaklaşıp abartılı bir ses tonuyla konuştu.
"Ama onlar da haklı be Lina, baksana şu minik boyuna, benden çok çok kısasın."Lina, yanına gelen Amr'a ters bir bakış attı. Siniri tepesindeyken Amr ve Mahra'da mutlaka bir yerden çıkar, onu iyice delirtmeden rahat bırakmazlardı.
"Amr git işine. Benim boyum kısa değil."
Lina, Amr'ın abarttığı kadar kısa olmadığını biliyordu. Bir kıza göre boyunun gayet iyi olduğunu, aksine Amr'ın bir erkeğe göre kısa olduğunu düşünüyordu."Ahmak."
Lina kardeşine öfkeyle bakıp hızlı adımlarla bahçeye çıktı. Bahçedeki küçük çardağa oturup kafasını ellerinin arasına aldı.
Ne Amr ile ne de başka birisiyle uğraşmak istemiyordu. Annesi isteğini kabul etmemiş, aksine Musab gibi düşündüğünü belli etmişti.
Oysa Lina küçük olmadığını, büyüdüğünü kabul etmelerini istiyordu.
Lina, silah ve kan içinde çocuk olmak istemiyordu.
Çocuk olmak için Filistin'de fazlasıyla acı vardı. Çok fazla acı, kan ve gözyaşı vardı.
Çocukların olduğu yerde; kan, gözyaşı, bomba, mermi olmamalıydı. Onun yüreği çocuk olmak için fazlasıyla yaşlıydı.
Acılarla yoğrulmuş bir yürek nasıl çocuk olabilirdi ki?
O güçlü bir kadın olmak istiyordu.
Bu zulüm karşısında direnen, mücadele eden güçlü bir kadın olmak istiyordu.
Çocuk olmak ona ezilmekten başka bir şey vermezdi.
Filistin'de çocuk olmak...
Sapandan başka oyuncağın olmaması demekti.
Bomba sesleri, çocukların küçük kulakları için fazlasıyla korkunç bir sesti.
Kanla kaplı kızıl gökyüzü, çocukların küçük gözleri için fazlasıyla korkunç bir manzaraydı.
Lina, Filistin'de çocuk olunamayacağını çok iyi biliyordu.
Yorgun acılarla bezenmiş yaşlı bir kalp çocuk olamazdı.
Filistin'de küçücük bedenleriyle büyük adamlar olmak zorundalardı.Hatırlıyordu Lina, sekiz yaşındayken Mahra'yla birlikte babasıyla Gazze'ye gitmişlerdi. Amcasının beş yaşındaki oğlu Ubeyd ile bahçede oyun oynarken bomba sesi duymuşlardı. Korkuyla Ubeyd'e bakıp içeri kaçmaları gerektiğini söylemişti. Fakat Ubeyd'den aldığı cevap küçücük bir kız olmasına rağmen onu ağlatmıştı. Ubeyd, Lina'nın gök gürültüsünden korktuğunu söylemişti. Bomba sesini gök gürültüsü sanmıştı küçük Ubeyd. Daha sonra da hiç öğrenememişti gök gürültüsü sesi değil de bomba sesi olduğunu. Küçük Ubeyd, o gece tekrarlayan başka bir bombalı saldırıda bir tarafı göçen evin altında kalıp şehit olmuştu. Ailedeki diğer üyeler kurtulmuştu ama küçük Ubeyd Cennete uçmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİNA
Teen FictionLina arkasına dönüp baktığında onu bıraktığı yerde dizlerinin üzerine çökmüş, kendisine baktığını gördü. Aralarında bir hayli açılmış mesafeden dolayı yüzünü net göremese de toprağa bulandığını ve bakışlarındaki hayal kırıklığını seçebiliyordu. Kalb...