23- Karmaşık

1.8K 202 27
                                    

Genç adam yorgun adımlarla küçük odasına girdi. Zach'i etrafta göremeyince nerede olduğuna kafa yormadan kendisini yatağa bırakıp gözlerini yumdu. Gözlerini yumduğu anda bir çift mavi göz ile karşılaşmıştı yine. Kafasını iki yana sallayarak gözlerini açtı. Fakat kurtulamamıştı o mavi gözlerden, hâlâ zihninde o kızın gözleri canlanıyordu. Sırtüstü uzandığı yataktan kalkıp oturur pozisyona geçti. O kızla ilgili düşünceler zihninde dönüp duruyordu. Onu merak ediyordu. Neden merak ettiğine bir anlam veremese de onunla ilgili her şeyi merak ediyordu.
Dylan içine derin bir nefes çekip mırıldandı.
"Keşke onu bu cehennemden kurtarabilseydim. Ama neden onu kurtarmak istiyorum? Hayatından memnunmuş gibi görünüyor. Bu cehennemi seviyor.''

Uzandığı yerden hışımla kalkıp dışarı çıkmak için kapıyı açtığında Elijah ile karşılaştı. Normalde Elijah'ı seviyordu ama Theodore'nin kankası olması ona karşı da cephe almasına sebep olmuştu.
"Merhaba Colley, nereye böyle aceleyle? Seninle konuşmak istiyorum."

Dylan yüzünde soru işaretleriyle Elijah'a baktı.
"Öyle mi?"

"Evet ama beni görmek istemiyor gibisin."

"Evet desem üzülür müsün Elijah?"

Elijah gülerek Dylan'ın omzuna vurdu. "Fazla açık sözlüsün. Bu herkesin hoşuna gitmez bilesin. Hadi gel dışarda oturalım."

Dylan, kafası karışmış bir şekilde Elijah'ın yanında yürümeye başladı. Kimsenin olmadığı sakin bir yere çekildiklerinde Elijah sonunda asıl meseleyi konuşmaya karar vermişti. Ciddi yüz ifadesiyle direkt konuya dalmıştı.

''Dylan, bir problemin mi var? Neden bir asi gibi davranıyorsun? Theodore ile sürekli kavga ediyorsun. Bugün de izinsiz karargahtan ayrıldın. Nereye gittin?"

Dylan sıkıntıyla nefesini dışarı verip kararmış gökyüzüne baktı. Tekrar Elijah'ın yüzüne baktığında dudakları burukça iki yana kıvrıldı. Burayı sevmiyordu. Eve dönmek istiyordu. O yaban ceylanını da yanında götürmek istiyordu. Bunca sorunu varken neden o kızı da kendine bir sorun haline getiriyordu, anlayamıyordu. Küçükken annesinin anlattığı o masaldaki kızın ismini taşıdığı için mi? Bilmiyordu Dylan. Neden o kızı düşündüğünü bilmiyordu. Masaldaki kız köpüğe dönüşüp yokluğa karışmıştı. Lina da burada ölüp gidecek miydi? Belki de buna izin vermek istemiyordu? O masalın sonunu değiştirmek istediği için Lina'yı takıntı haline getirmiş olabilirdi.

"Dylan duyuyor musun beni? Başına buyruk davranmandan herkes şikayetçi. Bugün Theodore üstlere gidecekti. Zach ile beraber onu zor durdurduk. Sizden sorumlu olan benim. Eğer ikinci bir hatan daha olursa bu iş benden çıkacak haberin olsun."

Dylan kafasını sallayarak "Tamam Elijah. Bir daha olmamasına dikkat edeceğim." Dedi.

"Tamam ama yine de seni cezasız bırakmamam gerekiyor. Bu yüzden bir süre mutfakta bulaşık yıkayacaksın."

Dylan duyduğu cümle ile küçük çekik gözlerini olabildiğince kocaman açarak itiraz etmeye başladı.
"Hadi ama dostum. Ben nasıl bulaşık yıkayabilirim? Bu akıl almaz bir ceza. Yapamam, lütfen."

"Hayır Colley itiraz edemezsin. Bu kadarcık bir cezayla kurtulduğun için tanrıya şükretmelisin."

Dylan'ın cezasını kabul etmekten başka çaresi kalmamıştı.
"Pekâlâ."

"Uyum sağla Colley. Arkadaşların gibi sen de sadece ortama uyum sağla. Eğer ortada gerçekten önemli bir sorun varsa bana gel. Tamam mı?"

"Tamam."

Elijah, Dylan'ın omzunu sıkıp yanından ayrıldı.
Elijah'ın istediği tek şey Dylan'ın da diğer Ameriklı askerler gibi davranması gerektiğiydi. Diğerleri çoktan uyum sağlamışken Dylan ayrık otu gibi kendini her yerde belli ediyordu. Özellikle Filistinlilere merhamet göstermesi çok saçmaydı. Buna rağmen Elijah, Dylan'a kızamıyor ona sempati duyuyordu.

LİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin