29- Bilinmez

1.6K 255 52
                                    

"Fotoğrafa dikkatli bakın!"

Adam yüzündeki soğuk ifadeyi bozmadan emri altında çalışan adamlara baktı. Ardından bakışları tekrar masaya koyduğu fotoğraflara kaymıştı. Fotoğraflardan birine işaret parmağıyla bastırarak sert bir ses tonuyla konuştu:

"Hata istemiyorum. En ufak bir yanlışta bunun hesabını ikinize de sorarım. Anladınız mı beni?''

Bağırmasıyla iki genç adam itaatkârca başlarını salladı. Ardından büyük olan adamı tatmin etmek için konuştu.

"Merak etmeyin efendim. Hiçbir hata olmayacak. Sorunsuz bir şekilde halledeceğiz bu işi. Biliyorsunuz ki biz işimizde profesyoneliz."

Adam korkutucu gözlerini üzerlerinden ayırmadan alayla sırıttı. "Umuyorum ki öyledir. Şimdi çıkın." dedi.

Masanın üzerinde duran sigara paketini ve gümüş rengi çakmağı eline aldı. Paketten bir dal çıkarıp keyifle dudaklarına yerleştirdi. Sigarısını yakıp dumanını içine çekerken aklından yapacakları geçiyordu. Kimse onu hafife alamazdı. Yaptığı plandan hoşnut bir şekilde sigarısını dudaklarından çekip ağzındaki dumanı odanın içine bırakarak sırıttı. Aklındaki şeytani fikirler gözlerine korkunç bir parıltı bırakmıştı. Masadaki fotoğraflardan birini eline aldı. Mavi gözlerle bakışırken dudaklarını yaladı ve ürpertici bir fısıltıyla mırıldandı.

"Seni uyarmıştım küçük şeytan!"

***

Safkan Arap atı kendini okşayan parmakların şefkatine bırakarak uysal bir şekilde boynunu uzatıyordu. Genç kız, narin parmaklarının altında uysallaşan ata bakarak gülümsüyordu.

"Esved, artık dertleşebileceğim tek kişi sen olacaksın."

Derin bir nefes alıp parmaklarını siyah atın 0alnına doğru götürerek okşayamaya devam etti. Atın siyah parlak tüyleri göz kamaştırıcıydı.

"Mahra da gidiyor. Onu göremeyeceğim çok uzak bir yere gidiyor."

At kişnediğinde Lina sinirle burnunu çekerek homurdandı.
"Hayır, hayır ağlamayacağım Esved. Mahra, Ali ile çok mutlu. Gitmek istediğini söylemek için onunla konuşmaya gittiğinde bir umut burada kalacaklar diye sevinmiştim. Ama üzgün Mahra gözlerinden kalpler fışkırarak yanından döndü. Ali onu gitmeye hemen ikna etmişti."

Lina kendi kendine gülmeye başladı.
"Kullandığım tabire baksana Esved. Gözlerinden kalp fışkırmak da neyin nesi? İyice delirdim. Hayat ne kadar da garip. Mahra, Ali'yle isteyerek evlenmedi. Babam istediği için onunla evlendi. Ama şimdi onu seviyor. İster kabul etsin ister etmesin ama bir şekilde ona aşık olmuş. Davranışları onu ele veriyor."

Eli siyah atın kulaklarını okşarken mırıldandı.
"Babam yine isabetli bir karar vermiş. İnşallah çok bilmiş Ali, ablamın kıymetini bilir de onu mutlu eder."

"Lina, Lina!"

Siyah at huysuzlanarak kafasını geriye çekti. Lina ne olduğuna anlam veremeden Esved'e baktı.
"Yine huysuzlandın. Zaten sana da artık güvenmiyorum. O gün beni yarı yolda bıraktın. Eğer ayağına kramp girmemiş olsaydı orada, o aptal asker ile karşılaşmazdım. Senin yüzünden Zeyd bana kırgın. Kırgın olmadığını söylüyor ama ben biliyorum. Bana kırgın olduğu her halinden belli oluyor. Ama söyler misin, bunda benim ne suçum var? Senin yüzünden onunla karşılaştım. Eğer bir suçlu varsa bu, ya o pislik ya da sensin.''

"Lina!"

Sesin şiddeti arttınca Lina omuz silkti.
"Çağırıyorlar işte. Gidiyorum ben, sen de istediğin kadar huysuzlanabilirsin."

LİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin