39- Acziyet

1.4K 213 27
                                    

"İyi iş çıkardın Erdem, eline sağlık."

Genç adam sağ eliyle sarı saçlarını karıştırarak kocaman gülümsedi.

"Bunu başardığıma inanamıyorum. Sağol abi sayende kısa sürede öğrendim."

Anif, Erdem'in omzunu sıkarak gülümsedi.

"Ben bir şey yapmadım kardeşim. Senin kıvrak zekan ve azmin sayesinde oldu. Sadece bu işi bırakmayıp devamını getirmeye bak genç mühendis.’’

Zeyd ellerini çırparak gülümsedi.

"Vay genç mühendis, bu çok havalı oldu."

Erdem'in yanakları al al olmuştu. Birileri tarafından övülmek onu utandırmıştı. Zeyd'in koluna vurup gururla yaptığı alete baktı. Neredeyse tüm gece uyumayıp onu yapmakla uğraşmıştı. Ortaya çıkardığı şahesere bakmaktan kendini alamıyordu. Anif ile çok çalışmışlardı. Şimdi yaptığı fedakârlıkların meyvesini alıyordu.

"Ben de diyordum bizim Erdem niye sözel derslerinde bu kadar başarısız. Meğer bizimkinin sayısal zekası zirvedeymiş."

Erdem, Zeyd'in koluna tekrar vurarak onu susturdu.

"Hayır aslında ben o zamanlar tembellik edip çalışmıyordum. Eğer o zamanlarda bu şekilde azimle ders çalışsaydım bölüm birincisi olurdum. Şu an iki saatlik bir uykuyla ayakta duruyorum."

Zeyd, Erdem'in ona vurduğundan daha sert vurarak konuştu.

"Şımarma hemen, azıcık mütevazi ol. Evet hatırlıyorum sonradan biraz toparladın. Yoksa ilk başlarda Ankara'da aylak aylak dolaşmaktan başka bir iş yapmıyordun."

Erdem mavi gözlerini kocaman açarak sitemle konuştu.

"Zeyd ben ne zaman aylak aylak dolaştım. Sadece azıcık rahatlığıma düşkündüm."

Anif, yaptığı işten başını kaldırıp hararetle Türkçe konuşan çocuklara baktı. Ne ara Arapça konuşmayı bırakıp Türkçe konuşmaya geçtiklerini anlamamıştı. Mimiklerinden ve ses tonlarından tartıştıkları belli oluyordu. Anif daha fazla bu gürültülü ortama göz yummayarak çocukların konuşmasını böldü.

"Gençler işiniz bitti zaten artık çıkabilirsiniz. Erdem gidip dinlen, çok çalıştın."

Anif bakışlarını Erdem'in yüzünden ayırıp Zeyd'in yüzünde dolaştırdı. Kaşlarını çatarak konuştu. ''Zeyd, senin de bir farkın yok. Bu kırmızı gözleri neye borçlusun abicim?"

Zeyd aceleyle Erdem'in kolundan tutup kapıya doğru yöneldi.

"Sonra görüşürüz Anif. Gitmemiz gerekiyor."

Anif kardeşinin sorudan kaçtığını anlayarak mırıldandı.

"Daha önce bu konuya değinmeliydim."

Sokağa çıktıklarında Zeyd ensesini kaşıyarak sordu. "Ne yapsak acaba?"

Erdem somurtarak ona baktı.

"Seninle pek bir şey yapmak istemiyorum eski dostum ve yeni hain dostum."

Zeyd, gülümseyerek Erdem'in yorgun yüzüne baktı. Ama konuşmadı.

Erdem derin bir nefes alıp gözlerini ayakkabılarına sabitledi.

"Kendine eziyet etmen hoşuma gitmiyor. Birilerine anlatarak rahatlayacağına içine atıp uykusuz geceler geçiriyorsun."

Zeyd'in gözlerine bakıp devam etti. ''Bu hoşuma gitmiyor."

Zeyd, içindeki muhakemeyi sonuçlandırmak için kendine birkaç saniye izin verdikten sonra cılız bir ses eşliğinde dudaklarını kıpırdattı.

LİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin