19- Melez

1.8K 220 30
                                    

Tekbir sesleri gök kubbeyi doldurmuş, her yerde yankılanıyordu. Bu muazzam görüntünün dehşeti karşısında, genç adam silahının kabzasını sıkarak kısmış olduğu küçük gözleriyle merakla bakıyordu. İlk defa böyle bir görüntüye birebir şahit oluyordu. Daha öncesinde böylesine büyük bir cenaze töreni ile karşılaşmıştı. Buraya geldiğinden beri Filistinlilerin birkaç özgürlük yürüyüşüne şahit olmuştu ama hiçbiri bu cenaze töreni kadar kalabalık ve tüyler ürpertici değildi. Omuzlarda taşınan Filistin bayraklarına sarılı üç cenaze ve etrafında tekbir getirip neşid okuyan yığınla insan seli vardı. Bu cenazeler Theodore'nin bağlı olduğu birliğin gerçekleştirdiği bombalı saldırı eylemindeki Filistinli üç gence aitti. Dylan eylemin gerçekleştiği gün yerleşimcilerin bulunduğu mahallelerden birine yeni bir Yahudi aile yerleştirmekle görevli olan ekipteydii. Bu yüzden olanları sonradan Zach'ten öğrenmişti.

"Görüyor musun şunları? Korkup saklanacaklarına marifetmiş gibi cenazeleriyle gösteri yapıyorlar."

Dylan yanında konuşan Zach'e baktı. Bir şeyler söylemek istiyordu. Fakat biliyordu ki Zach anlamayacaktı. Bu yüzden vazgeçip önündeki kalabalığı izlemeye geri döndü. Korkmuyorlardı. 'Ne kadar öldürseniz de biz korkmayıp mücadele etmeye devam edeceğiz' mesajını veriyorlardı sanki.

"Samuel boynunda bir iple zeytin  ağacında asılı bulunmuş. İntihar görünüyor." Dylan duyduklarıyla şaşkınlıkla çekik gözlerini olabildiğince kocaman açtı. Samuel bombalı eylemi gerçekleştiren İsrailli askerdi. Eylem sonrası intihar etmesi biraz garipti. Acaba vicdan azabına dayanamayıp intihar mı etmişti? Ama çok garipti. Samuel'i tanıdığı kadarıyla hiçkimseye merhamet etmeyen, acımasız biriydi. Zach de Dylan gibi düşünmüş olacak ki şaşkınlıkla konuştu.

"Nasıl yani? Hiç de intihar edecek bir tipi yoktu.''

Simon Filistinlileri işaret ederek "İntihar gibi gözükse de onların yaptığına eminim." Dedi.

"Direnişçiler! Theodore delirmiştir."

Dylan, arkadaşlarının konuşmasını umursamadı. Samuel'in öldürülmesi veya intihar etmesi önemli değildi. Önemli olan bir insanın hayatının son bulmuş olmasıydı. Ancak diğer tarafta bire karşılık üç hayat son bulmuştu. Bu yüzden olsa gerek ki Samuel için bir üzüntü duymuyordu. Adını koyamadığı bir duyguyla pür dikkat önündeki insan seline bakmaya devam etti.

"Böyle izlemeye devam mı edeceğiz?"

Elijah yüzünü buruşturarak Isaac'in sorusuna cevap verdi.
"Evet. Şu an hiçbir şey yapamayız. Çünkü bu ateşi fitilleyen biziz. Daha fazla göze batmamak için bekleyeceğiz.''

Dylan biliyordu, bugün hiçbir şey yapmadan sadece izleyeceklerdi. Çünkü izinleri yoktu. O patlama eylemini gerçekleştirerek yapmamaları gereken bir hamle yapmışlardı. Medyanın da karıştığı büyük bir olaya dönüşmüştü Samuel'in eylemi. Şu an İsrail askerlerinin Filistinlilerle baş etmesi imkânsızdı. Korkuyorlardı. Ortalık sakinleşince ortaya çıkıp tekrar fitili ateşlerlerdi ne de olsa.

"Geri çekiliyoruz çocuklar!"

Elijah'ın konuşmasıyla mırın kırın eden birkaç Siyonist askeri olsa da geri çekildikleri için geneli sevinmişti. Tekbir sesleriyle yeri göğü inleten bu insanlar, onları korkutmuştu.
Dylan yüzündeki boş ifadeyi koruyarak diğer askerlere ayak uydurdu. Sakin hareketlerle onlara doğru gelen kalabalığın önünden çekilerek karargahlarına doğru yöneldiler. Dylan son bir kez arkasına dönüp kadınların baskın olduğu tarafa doğru baktı. İçinden acaba o da burada mı diye geçirdi. Onu tekrar görmek istiyordu. Bu istek her geçen gün içinde çığ gibi büyüyordu.
Yine de kendisine hâkim olup evine gitmeyecekti. Tesadüflere inanmasa da öylece karşısına çıkmasını diliyordu.

LİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin