~ 4 Ay Sonra ~
Gözlerim tam karşımda öylece duran televizyon kumandasına kaydığında hayal kırıklığı ile nefesimi dışarı verdim.
Şuan da bana o kadar uzak ve imkansız geliyordu ki kanalı değiştirmeyip bu iğrenç filmi seyretmek zorunda gibi hissetmiştim.
Üstelik pek terbiyeli bir film değildi ve oyuncular en can alıcı sahneye doğru ilerliyor gibi gözüküyordu.
Oturduğum koltukta o kadar rahattım ki kalkıp kumandayı almak için fazla üşengeçtim. Üstelik önüm de duran ve benimle birlikte hareket eden bir şişkinliğim vardı ve bazen büyümesi çok sinir bozucu olabiliyordu.
"Avery?"
Zayn'in sessizce bana yaklaştığını bile fark etmemişken seslenişi ile ona baktım. Gözleri fazla imkansız bir şey görmüş gibi bir bana birde televizyona bakarken fazla komik ve şaşkın gözüküyordu.
"Siktir." diye tısladı. "Bebeği erotik filmlerle büyütürsen pek olumlu sonuçlar alacağını sanmıyorum." Yüzünü buruşturdu.
Televizyondan gelen inleme sesleri ile aniden kulaklarımı kapattım ve bağırdım. "Şu lanet şeyi değiştir!"
Zayn gülerek televizyonu kapattığında bıkkınlıkla söylendim.
"Değiştir demiştim."
"Böylesi daha iyi." dedi bana bakarken. "Hem çizgi film izlemeniz için henüz erken."
Gözleri büyümüş karnıma kaydığında uzun süre orada kaldı. İki kişi olduğumuzu kabul etmişti ama şuana kadar bebeğimize karşı farklı bir sempatisi yoktu.
Gözleri hâlâ karnımdayken "O şey daha ne kadar büyüyecek?" diye sordu. Bir anda vücudumda ki bütün sinirin bir yerde toplandığını hissettim.
"O şey değil, bebeğimiz." sinirle konuştum. Ela gözleri bana çevrilirken "Herneyse işte." diye umursamadan mırıldandı.
Huzursuzca dışarı verdiğim nefes odaya yayıldı ve koruyucu şekilde elimi karnıma yerleştirdim.
Bir süre sessizlik odaya hakim oldu. Ela gözlerin arada karnımda ki şişkinliğe kaydığını ama hemen sonra bakışlarını kaçırdığını fark etmiştim. Garip davranıyordu.
"Bu gece geç gelirim." Dedi sessizliği bozarak. Kaşlarım istemsizce çatılırken "Neden?" diye sordum.
"Bara gideceğim." dedi sanki çok rahat birşeymiş gibi.
"Gitme." dedim bir anda. Kelime dudaklarımın arasından tedirgin ama çabuk şekilde kurtuldu.
Zayn bana bakarken "Neden?" diye sordu. Ona karışmamı pek sevmezdi ama giderek büyüyen ve hareketlerimi kısıtlayan karnım yüzünden buna mecburdum.
"Çünkü,"dedim sakince, elimle karnımı okşarken ise "biz yalnız kalmak istemiyoruz." diye devam ettim.
Bu zamanlar da onunla çok rahat dialog kuramadığım için tedirgindim.
"Benim sorunum değil." diye bildirdi ayağa kalkarken. "Ben gideceğim."
"Zayn." diye tek nefeste soludum. "Tek başıma hareket etmem çok zor oluyor, lütfen gitme."
Ela gözleri alayla bana döndü. Hâlâ bebek yüzünden bana sinirli olduğunu biliyordum. Aynı evde yaşıyorduk ama o benimle kalmıyordu bile. Bana bir nefes kadar yakın olduğu hâlde kilometrelerce uzak gibiydi. Kendi istediği için böyleydi yoksa bu kadar acımasız olmadığını biliyordum.
Baba olmanın ona iyi geleceğini düşünmüştüm ama o bebeğini kabullenmiyordu bile.
Odadan çıkmadan önce sinirle tısladı.
"Benim sorunum olmadığını söylemiştim."Göz pınarlarıma yayılan acıyı hissedebiliyordum. Amacı kalbimi kırmaktı ve bunu çok iyi başarıyordu. Elbette bu kadar çabuk pes etmeyecektim.
Peşinden merdinlere yöneldim. Büyük ihtimalle giyinmek için gitmişti.
Merdivenleri yavaş adımlarla çıkmaya başladım. Kabul etmeliyim ki bir kaç ay önce bu kadar yavaş değildim. Üstelik şimdiden bu kadar zorlanıyorsam son aylarda nasıl olurdum düşünmek bile korkutucuydu.
Odaya girdiğimde Zayn sadece altında siyah pantolonla duruyordu. Elleri büyük dolabın laflarını karıştırırken bana bakmadı bile.
"Gitmeni istemiyorum." dedim yatağa oturup soluklanırken. Raftan lacivert bir tişört alıp üstüne tuttu. Bana cevap verme zahmetine bile girmemesi şaşırtıcıydı.
"Zayn." diye seslendim ilgisini çekmek adına. "Gitmeni istemiyorum."
"Bende bazı şeyler istemiyorum ama sen hala devam ediyorsun Avery." Sinirle konuştuktan sonra tişörtü giydi.
"İstediğimiz şeylerin arasında farklar var." dedim öfke ile. İstemsizce sinirleniyordum. "Ben ikimize ait olan küçük bir bebeği istiyorum. Sen onu öldürmeyi. Ben senin bize yardım etmeni istiyorum ama sen bizi umursamadan gitmek istiyorsun. Çok fark var değil Zayn?"
Nefesini sanki hakaret eder gibi dışarı verdiğinde bana doğru adımladı.
"Herşeyin bir vakti olmalı değil mi? Senin benim bebeğimi ben istemediğim halde doğurmaya hakkın yok. Ama sen ve siktiğimin inadı vaz geçmediniz."
"Eğer barlarda sürtmek için bebeği istiyorsan o zaman gerçekten çok büyük sorunlar var." diye söylendim sinirle. Bir insan kendi çocuğunu neden istemezdi hiçbir fikrim yoktu ama bu çok fazla kalp kırıcıydı.
"Şuan da ki tek sorun karnında ki o şey Avery. Anlayabiliyor musun güzelim?"
"Ona kötü birşeymiş gibi seslenme." Sesim beklediğimden de sert çıkmıştı.
"Senin için değilse bile o, benim için sadece bir bela."
Sözler uçları sivri birer ok gibi bedenimi delip ruhuma derin izler bırakırken ona verecek bir cevabım olmadığı için değil, onun bir tek kelimeyi bile hak etmediği için sustum.
"Şimdi karşıma geçip bana burada kalmamı söyleyemezsin." diye dişlerinin arasından konuştu. "Ben seni seviyorum, karnındaki'ni değil."
Gözlerimi yavaşça kapattığımda kirpiklerimin arasından geçip yanaklarıma doğru süzülen tuzlu damlayı hissettim.
Sözler dudaklarının arasından o kadar kolay çıkıyordu ki ulaşıp zarar vereceği yerleri tahmin edemiyordu bile.
Ela gözleri bana kilitlendiğinde ona baktım. "Gideceğim ama oraya gidip eğlenmek için değil." dedi "Bana karşı çıkıp bebeği doğurmak için karar aldığında bunları da düşünmeliydin güzelim. Şu an burada kalıp size yardım etmem çünkü bu beni ilgilendiren birşey değil. Bana kafa tutarken bu sikik şeyleri düşünmemiştin değil mi?"
Yüzüme, oyunu kazanmış küçük bir çocuk gibi hırslı ve kazandığını göstermek ister gibi güvenli bakması kalbime işlerken gözlerimi yere çevirdim. Çünkü ela gözleri benim canımı yakmak için tutuştuğunu ancak bu kadar belli edebilirdi.
Sanki çok kötü birşey istemişim gibi benimle konuştuğunu duymak canımı fazlasıyla yakıyordu.
Oysa ben sadece ikimize ait olan ve ona benzeyen küçük bir bebek istemiştim. Kimseye zararı olmayacak minik bir kalp.
Dış kapının kapanış sesi bütün evde yankılandığında göz yaşlarımla birlikte hıçkırıklarımda gelmiş ve sonunda acı, bütün bedenimi ele geçirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Malik
Fanfiction"Hislerimi yok etmek için çabaladığın her saniyede kollarımı bebeğime daha çok saracağım. Ondan nefret ediyor olabilirsin, ama bizi bir bütün olarak seveceksin."