Her sabah yataktan aniden kalkışımın sebebi Klaus'un evi inleten ağlama sesi olurdu. Ama ben bu sabah dış kapıdan gelen ısrarlı zil sesiyle uyanmış ve koşar adım kendimi merdivenlere atmıştım.
Açıkçası o an biraz endişelendim çünkü eğer gelen Zayn olsaydı zile basmak yerine anahtarını kullanırdı. Belkide evden hızla çekip giderken anahtarını unutmuştur, diye de düşünmeden edemedim.
Ancak kapıyı açtığımda gördüğüm manzara beni bir miktar şaşırtmış bir miktar da sevindirmişti.
Zayn'in tıpış tıpış eve gelmesi için büyük bir sebep, dedim içimden.
Trisha ve üç kızı hep bir ağızdan "Merhaba!" diye neşeyle seslendiğinde ağzım açık bir şekilde güldüm ve geçmeleri için kapıyı ardına kadar açtım.
***
Telefonu açtığında ses tonunda umursamaz bir hal takınmak istiyor gibiydi. Ama ben onun bu haline sadece gülmekle yetindim.
"Ne oldu Avery?"
"Kendim istediğim için değil ama eve gelmen gerekiyor Zayn." Dudaklarıma yayılan gülümsemeyi göremediği için mutluydum.
Endişeli bir şekilde sordu. "Klaus'la mı ilgili?"
"Hayır." diye soludum ailesini burada gördüğü zaman vereceği tepkiyi hayal etmeye çalışırken. "Yani evet ama sadece onunla alakalı da değil."
"Ne olduğunu söyleyecek misin?"
"Gelirsen öğrenirsin."
"Yine saçma sapan bir şey mi yaptın?"
"Biraz daha konuşursan bütün kıyafetlerini yakmak gibi saçma bir şey yapabilirim."
"Avery." diye soludu. "Gerçekten bir şey oldu mu?"
"Yok canım hiçbir şey olmadı ben pişman oldum o yüzden çağırıyorum."
Güldü. "Biliyordum."
Sözlerine karşılık gözlerimi devirdim. Trisha süprizin bozulmaması için geldiklerini söylememi istememişti ama çok sevgili oğlunun beyni kıttı, bir türlü algılayamıyordu.
Giydiğim elbisenin üstümde nasıl durduğuna bakarken sıkılmış bir ses tonuyla "Zayn." dedim.
Telefonun ucundan da onun sesiyle kendi adımı duymuştum. Benim pişman olduğumu söylediğim cümleyi gerçek anlamış gibi bir anda neşelenmişti. Galiba evinden uzak kalmak onu olumsuz etkiliyordu.
"Sana tavsiyem daha fazla soru sorma ve hemen eve gel. Bu bir rica değil kesin bir talimattır."
"Ne olduğunu söylemek bu kadar mı zor?" Israrlı direnişine cevap vermedim ve telefonu yüzüne kapattım.
Bir süre sonra, üstüme çeki düzen vermiş bir şekilde aşağı kata tekrar indiğimde Trisha uzun zaman sonra kucağına aldığı torununu seviyordu.
Ona gülümseyerek koltuğa oturduğumda Doniya bana oldukça samimi bir şekilde gülmüş ve çok güzel gözüktüğümü söylemişti. Ona kibarca teşekkür ettim. Kızlar gerçekten çok şekerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Malik
Fanfiction"Hislerimi yok etmek için çabaladığın her saniyede kollarımı bebeğime daha çok saracağım. Ondan nefret ediyor olabilirsin, ama bizi bir bütün olarak seveceksin."