Attığım adımlar beni yavaş yavaş ateşe sürüklerken, aslında kalbimde tutuşan alevlerin daha büyük olduğunu biliyordum.
Onun yanında, ona yakın başka bir kadın görmek ruhumu tekrar alevlerin için atmıştı.
Nefesimin dahi yandığını ve kalbimin heycandan pır pır attığını hissediyordum.
Yavaş yavaş onların olduğu kafeye doğru adımlarken aklımdan başka hiçbir şey geçmiyordu.
Zayn'in başka biri ile birlikte olduğu ihtimali dışında.
AVM'nin içinde yer alan küçük kafenin içine doğru küçük bir adım attığım da boğazımda düğümlenen kelimelerim ve solumakta güçlük çektiğim nefeslerim vardı.
Kalbim, bundan daha fazla yanabilir miydi?
Ona ceza vermek, onu unutmak ve yeni yaşamımı ondan uzak kurmak isterken ona yakın olan birini görmek derinlerde bir yerde öyle bir yara açtı ki.
Her uvzuvum bundan yara görmüşcesine bedenim çöktü.
Zayn ve yanında ki kadın bir masaya otururken Zayn konuşuyor, kızıl saçlı ise ona bakarken gülüyordu.
Daha sonra Zayn sustu ve kızı dinlemeye başladı. Büyük bir dikkatle.
Âşık olduğum o ela gözlerin benden başkasına bakıp gülmesi şu an burada ölmek istemem için iyi bir nedendi.
Kıskançlığımın bu kadar ağır basacağını hiç tahmin etmemiştim ama durum böyleydi.
Birazdan beni daha da incitecek başka birşey göreceğim ihtimali bile beynimi doldurup, kalbimin ağrımasına etkendi.
Ama böyle olmamalıydı.
Acı çekmesi gereken O iken, ölmek isteyen niye bendim?
Dudaklarımı aralamadan önce yutkundum.
Sonra yavaşça gözlerimi kapattım.
Açtığımda gördüğüm tek şey ise onun gözleriydi.
Kaşlarını çatmış bana bakarken masadan kalkmak için harekete geçti.
Bir göz yaşım yanaklarıma doğru süzülürken arkamı dönüp yürümeye başladım.
Kafeden çıktım, AVM'nin içinde adımladım.
"Avery!" Bağırışını duyduğumda bir gözyaşım daha sıyrıldı acılarımdan.
Adımlarımı hızlandırdım. Hızlı hızlı yürürken peşimden koşuyordu.
Nefes almaya çalıştığım sırada tekrar seslendi.
"Avery."
Birkaç saniye sonra durdum.
Bana gelip açıklama yapması için değil de, yaşadığım herşeyin bir kâbus olması için bekledim.
Ama olmadı.
Yaşadığım herşey gerçekti ve geçen her saniye kalbim küllerinde boğuluyordu.
Omuzlarımdan tutup bir anda önüme geçtiğinde "Dur." dedi. "Gitme, dur."
Gözlerim onun elaları ile buluştuğunda görüşüm bulanıktı.
Gözlerimi sildikten sonra "Ne için?" diye sordum. "Ne için durayım?"
Kelimelerim yavaş yavaş kurtuldu dudaklarımın arasından.
Ona ulaştı ve bir çıkmaz sokak daha aramıza girdi.
"Çok yakındınız." diye fısıldadım. Hislerim kalbimi boğmuştu ve artık tâkatim kalmamıştı.
"O kızla," dedim zorlukla. "Onunla çok yakındınız."
"Sakın." Durup gözlerime daha da yakından baktı. "Sakın beni senden başkası ile düşünme. Ben sana aitim."
Gözlerimi kapatıp beklediğim sırada sessizce konuştum.
"Kalbimin iyileşmesi için daha fazla yalana ihtiyacı var Zayn."
"Yalan değil." diye bildirdi. "Sahip olduğum tek gerçek."
"O kimdi?"
Gözlerimi açıp ona baktım.
"Liza. Harry'nin kuzeni."
"Harry'nin kuzeni ile neden bu kadar samimisin?"
"Avery, kendin kurgulama."
"O halde söyle. Ben senden uzakta yanarken sen neden başka bir kadınla gülüyorsun?"
Kafasını iki yana salladı. "Bana git diyen sendin."
"Eğer kal deseydim kendimi asla affetmezdim."
"O halde bana hesap sorma çünkü ben senden uzak kalmak istemedim. Ben sana aşığım Avery ve defalarca kez özür diledim."
"Özürler asla işe yaramaz."
"Tıpkı ayrılığımızın da yaramayacağı gibi."
Yutkundum. Yaşadığım bir duygu karmaşasıydı. Hislerim kendi aralarında boğulmuştu.
"Acı çekmeni istiyorum." diye bildirdim. "Taş kalbin bir ateş gibi yansın ve acıdan ölecek raddeye gel istiyorum Zayn."
"Sensiz hergün yanıyorum güzelim, hergün."
Yüzüme koyduğu elini indirdim.
"Yanında başka kadınlarla mı?" Büyük bir hırs ve kin doluydum. Bu hiç geçmeyecek gibiydi.
"Sadece." diye soludu. "Sadece benimle gel."
Kalbim hızlı atışlarını korurken ona bakıyordum.
"Benimle gel." diye fısıltı ile tekrarladı. "Evimize gidelim."
"Orası sadece senin evin." Yanlışlar düşüncelerime hakimdi.
"Bizim olması için geç değil Avery? Hâlâ yeni bir umut var."
"Cezayı hak ediyorsun. Kalbinin tutuşmasını istiyorum Zayn. İstediğim tam olarak bu.." Dolu gözlerimi onda tutmaya devam ettim. Bakışları karmakarışık bir düğüm gibiydi. Asla çözemeyecektim.
"Uzak olmak ikimizin de cezası." Mırıldanışına verebilecek en ufak bir cevabım dahi yoktu çünkü doğruydu.
Ondan uzakta bende acı çekiyordum.
"Benimle gel." diye tekrarladı sessizce.
Elini bana doğru uzatıp, birkaç saniye bekledikten sonra tekrar konuştu.
"Evimize gidelim, üçümüz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Malik
Fanfiction"Hislerimi yok etmek için çabaladığın her saniyede kollarımı bebeğime daha çok saracağım. Ondan nefret ediyor olabilirsin, ama bizi bir bütün olarak seveceksin."