Beşiğin yanında ki yüksek, mavi koltukta otururken gözlerim tamamıyla Klaus'a odaklanmıştı ve kendime yeni bir iş olarak bütün gün onun izlemeyi seçmiştim.
Bugünlerde zaman avuçlarımın arasından o kadar hızlı kayıp gidiyordu ki bu maratonun beni fazlaca yorduğunu hissedebiliyordum.
Sanırım bir aydan fazla olmuştu evimizde üç kişi olarak yaşamaya başlayalı.
Ve ben bugünlerde alışma sürecini hâlâ atlatamamıştım. Aslında onun varlığına alışmak zor değildi, yorucu olan minik bir bebeğe bakmaktı. Üstelik onu kucağıma alırken bile onu incitmekten çok korkuyordum.
Ama o, bu hayatta sahip olmaktan sevinç duyduğum en önemli iki kişi arasındaydı. Hatta o listenin başını çekiyordu da denebilirdu ama bunu Zayn'e söylemiyordum çünkü o biraz kıskanç olabiliyordu ki bu çok komikti.
Aslında günün biride Zayn'den bir bebeğimin olacağı asla aklıma gelmezdi. O hep düzensiz bir hayat yaşarken onunla bir aile yaşamı kurmak kulağa pek alışkın olunan bir şeymiş gibi gelmiyordu.
Ama olmuştu işte.
Biz birlikte bir aile kurmuştuk ve bunun için çabalıyorduk.
Geçmişi düşündükçe garip geliyordu ama çok gerçekti.
Gözlerim hâlâ Klaus'un sessiz uykusunun üzerindeydi.
Onun minik yüzü bana huzur veriyordu ve onu seyretmek çok güzeldi."Avery."
Zayn sırtını kapıya yaslamış bir şekilde beni seyrederken sessizce konuştuğunda bakışlarımı ona doğru çevirdim.
"Film izliyorum, sende gel." Bana sıcak bir gülümseme armağan ettiğinde yavaşça ayağa kalktım ve birlikte merdivenleri inmeye başladık.
Ben sessizce koltuğa otururken o filmi başlatmakla meşguldü ve kısa bir süre sonra yanıma oturup beni kolunun altında çekti.
Aslında son zamanlarda geceleri birlikte uyumakta ya da birlikte yemek yemekte bile zorlanıyorduk çünkü Klaus çok küçüktü ve sık sık ağlıyordu. Ona annesi olarak en çok ben bakıyordum tabii ama Zayn gecenin bir yarısı ağlama sesiyle uyandığında pek mutlu olmuyordu.
Birkaç kez dayanamayıp bahçeye bile çıkmıştı ve surat ifadesi uykusuzluk yüzünden kızgındı.
Ama yapabileceğimiz başka bir şey yoktu. Bebekler ağlardı.
Seçtiği film başladığında bunun sevimli bir romantik film olduğunu sezdim ama canım pekte izlemek istemiyordu.
En sonunda sessiz kalamayarak Zayn'e bir soru yönelttim.
"Bugün neler yaptın?"
Bakışlarını bana çevirmeden konuşmaya başladı.
"Liam'ın depresif halleriyle uğraştım. Kendisi bütün gün kadınlar gibi depresyona girip çikolata yedi. Bir de inanmayacaksın ama bugün değişik bir teklif aldım."
"Ne gibi?" Ona bakarken merakla soludum.
"Clara isminde bir kadınla tanıştım." diye mırıldandım. "Aslında o benimle tanışmak için aradı. Onunla çalışmamı istiyor."
Koltukta daha bir hal alırken onu daha dikkatle dinlemeye devam ettim.
"Çocuklar ve gençler için resim kursları düzenleyen özel bir kurumu yönettiğinden bahsetti. İş yeri annesinin ama o yeni devralmış. Benim de orada öğretmenlik yapmamı istedi."
"Kabul ettin mi?"
"Güzel bir miktar teklif etti ve ben de tabii ki kabul ettim Avery."
"Bana da sorabilirdin? Evli olmayabiliriz ama sonuçta aynı hayatı paylaşıyoruz Zayn." Ela gözlerini benimkilere kilitlemişken bıkkın bir nefes aldı.
"Üzgünüm ama buna karışmazsın diye düşündüm."
"Zaten fikrimi almaya bile zahmet etmemişsin." Alt dudağımı kanatmak istercesine dişledim. "Sadece kabul etmeden önce telefon edebilirdin. Ya da bir gün müsade isteyip bana danışabilirdin."
"Senin 'evet' demene göre mi işimi seçeceğim? Sen hayır deseydin kabul etmeyeceğimi mi sanıyorsun? Bir bebeğimiz var Avery ve ona daha iyi bir yaşam sunabilmek için daha yüksek maaşlı bir işe ihtiyacım vardı." Sesi normaldi ama yavaş yavaş sinirlenmek üzere olduğunu ve kendi kendine bunu bastırmak istediğini görebiliyordum. Ama alınmıştım işte. Aynı evde yaşıyorduk ve karı koca gibiydik ve yeni işini ben sormasam söylemeyecekti bile.
"Ben kararlarına karışacağımı söylemedim. Sadece hiç tanımadığın bir kadının iş teklifini kabul ederken bana fikrimi sorabilirdin."
Zayn kolunu omzundan çekip, oturduğumuz koltukta bana doğru döndü.
"Çok fazla abartmaya gerek yok tamam mı? Evlenirken de paraya ihtiyacımız olacak ve bu teklif çok iyi bir fırsattı."
"Evlenme kararımızıda vermişsin Zayn." İki elimi birbirine çarpıp alkış tuttum. "Gelinliğimi de sen seçersin, ikimizin hayatının da kontrolü sende nasıl olsa."
"Avery." Elini omzuma koyup yavaşça sıktığını hissettim. "Bak yeni doğum yaptın sayılır ve evden çıkmaman seni geriyor. Saçma sapan şeyler yüzünden tartışmak istemiyorum. Sevinmen gereken durumda alınganlık yapıyorsun."
"Bütün sorun benim yani? Tabii, duygusal olmak suç zaten."
"Ben öyle mi dedim? Bak gerçekten çok saçma davranıyorsun."
"Çünkü sen bana hiç destek olmuyorsun." Yüksek çıkan sesime karşılık Klaus uyanmadığı için şanslı sayılırdım. Gözlerim ela gözlerle yakıcı bir bağ kurmuşken yutkundum.
"Bugün Liam'la bile uğraştığını söyledin ama bana hiç yardımcı olmuyorsun Zayn. Günlerdir tek yaptığın beni ve bütün sorumlulumlarımızı yalnız bırakmak. Sende farkındasın uyku uyumak için bile zamanım bile yok, hayatım bir anda karmakarışık bir hal aldı. Bunların olacağını zaten biliyordum ama yine de bana hiç yanımda olduğunu hissettirmiyorsun."
Gözlerimin biraz biraz dolduğunu hissettim ama ağlamamak için kendimi tutmadım.
Genç bir anne olarak daha yolun başında şikayet etmemin tek sebebi yalnız hissetmemdi.
Çünkü ben oğlum ağladığında bahçeye çıkamazdım. Onun annesiydim ve ona kendimden daha iyi bakacaktım. Ve bu yalnız olmuyordu. Bütün yükü ben taşıyamazdım.
Zayn dudaklarını araladı ama hemen geri kapattı.
Gözlerini kapatıp açtığını gördüm.
Bir süre sadece sessizce beklemeyi seçtik.
Susması beni daha da kötü hissettirdi ama daha fazla bir şey söyleyemedim.
Telefonu çaldı ve ben ekranın üzerinde 'Clara' yazdığını gördüm.
Telefonu açmak için mutfağa gitmeden önce "Özür dilerim." diye fısıldadı.
O gittiğindeyse kendimi buruşturulup kenara atılan bir kağıt parçası gibi hissetmiştim.
**
Ya şimdi iş konusunda Zayn haklı ama Avery de haklı.
Sorumluluklar konusunda Avery kesinlikle haklı ama Zayn ne yapsın. Ama ne oluyoruz Zayn telefonla konuşmak için mutfağa falan gitmeler vs. Almayayım ayağımın altına.
Neyse Klaus azıcık daha büyüsün severiz. Sizi seviyorum.❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Malik
Fanfiction"Hislerimi yok etmek için çabaladığın her saniyede kollarımı bebeğime daha çok saracağım. Ondan nefret ediyor olabilirsin, ama bizi bir bütün olarak seveceksin."