Episode 31

4K 280 55
                                    

"Bu iyi mi?"

Ben uzandığım yerde her zaman ki gibi  bir şeyler atıştırırken Zayn kanalları değiştiriyor ve benim 'dur' komutumu bekliyordu.

Kafamı iki yana sallarken "Sıkıcı." dedim "Başka bir şey aç."

Nefesini bıkkınlıkla dışarı verirken "Emredersiniz." dedi ve başka bir kanalda ki korku filminde durdu.

"Bu filmin yaş sınırı bence oğlumuz için uygun değil Zayn." Yüzümü buruştururken konuştum ve Zayn "Haklısın." dedi. "Zaten hangi filmde anne karnı yaş sınırı vardır ki?"

Filmde gördüğüm ürpertici sahnelerle gözümü kapattım. "Çabuk değiştir şunu."

Açıkçası şu an  intikam peşinde ki bir ruh ya da katille uğraşamazdım.

Saniyeler sonra Zayn herhangi bir  çizgi film kanalında durdu ve "İşte." diye soludu alayla. "Sizin yaş sınırınız."

Bugünlerde beni ve oğlumu bir bütün olarak kabullenmişti.

Siz, olmuştuk.

Siz yemek yiyin, siz şunu izleyin, bu tam sizlik.

Bu zamanlarda pek tartışma modunda değildim bu yüzden susacaktım. Günün çoğunu benimle evde geçirip kafayı yemişti belki de.

Ayağa kalkıp mutfağa doğru adımlarken "Bir şeyler daha ister misin?" diye sorduğunu duydum. Gözü elimde ki tepsiye kaydığında ise dolulukla gözlerini büyüttü. "Umarım mutfakta bana da bir şeyler kalmıştır." Gülerek mutfağa ilerlerken onun arkasından sadece bakmakla yetindim.

Son zamanlarda hep evde olmamız can sıkıcıydı.

Ben zaten zorlukla hareket ediyordum ve o da beni yalnız bırakıp bir yere gidemiyordu. Ama ikimizde sıkıntıdan birbirimizi yiyorduk.

Hamileliğin bu kadar sıkıcı olduğunu düşünmezdim ama öyleydi.

Bu kadar belirgin bir karınla dışarı çıkmak istemezken evde kalmakta istemiyordum. Sanırım ağlayacaktım.

Televizyonu kapattım ve elimde ki tepsiyi yavaş hareketlerle sehpaya bıraktım.

Bugünde bütün bir günümüz sıkıcılıkla geçmiş ve akşam olmuştu.

Yarında aynısı olacaktı, sonra ki günde. Bu berbattı.

"Niye bir anda sinirlendin?" Zayn elinde tuttuğu sandviçle koltuğa otururken konuştuğunda ona baktım.

"Sence de hayatımız çok heyecanlı değil mi? Bu kadar adrenalin çok fazla yarın sakın evden çıkmayalım."

Kaşlarını çattı. "Evden çıkmak mı istiyorsun?"

Nefesimi sesli bir şekilde dışarı bıraktım. "Sadece çok sıkılıyorum."

"Bende." dedi. "Ama seni bir yere götürürsem orada doğurmandan korkuyorum. Sonuçta benim oğlum her an her şeyi yapabilir." Eğlenerek gülüşünü seyrettim o an. Sonra sandviçten büyük bir parça daha ısırdı.

"Doğuma kadar bu şekilde evde oturmak istemiyorum."

"Doğuma zaten çok az kaldı Avery."

"O halde beni eğlendir."

"Nasıl?" diye sordu. "İlk defa hamile bir kadın bana beni eğlendir diyor."

"Her şeyi dalgaya vurmaktan vaz geç Zayn." Onun aksine onun söylediği her şeye gülmüyordum. Ama o kendi söylediği çoğu şeye gülüyordu.

"Pekala." diye mırıldandı dudaklarını yalarken. "Söyle bakalım sizi nasıl eğlendirebilirim."

Alt dudağımı dişlerken bir süre düşündüm. Galiba bende beni ne eğlendirir tam olarak bilmiyordum.

Ancak saniyeler sonra dudaklarım heyecanla aralandı ve "Dans et." dedim. "Hadi babacık, bizim için dans et."

Yüzü olumsuzluğunu belli ederken "Asla." dedi. "Başka bir şey bul."

Kafamı iki yana salladım. "Oğlumuz ve ben dans etmeni istiyoruz."

"Sana güvenmiyorum Avery, oğlumun sözlerini yanlış tercüme ediyorsun."

"Hayır." diye bildirdim katı bir sesle. Onun dans etmesini seyrederken gülmek istiyordum. "İkimizde senin dans etmeni istiyoruz yoksa sıkıntıdan ağlamaya başlarım."

"Başka bir şey seç Avery. Beni sinir etme."

Gözlerim dolmaya başlarken kendimi zorla ağlatmaya çalışıyordum.

Onun gözlerine büyük bir umutla bakarken "Lütfen." diye fısıldadım. "Senden küçücük bir şey istiyoruz ve sen geri mi çeviriyorsun?"

Zayn yenilgiyle ayağa kalkarken "Doğumdan sonra seninle hesaplaşacağız." diye mırıldandı. "Seni çok bağırtacağım."

Ben daha şimdiden gülmeye başlarken o ayağa kalktı ve bir süre içeri gitti. Telefonuma uzandım ve Uptown Funk'ı açıp sırıttım.

"Gerçekten," dedi Zayn şarkıyı duyduktan sonra. "seni çok fena bağırtacağım." Sonra da elinin arkasına sakladığı güneş gözlüğünü çıkarıp taktığında kahkahamı içimde tutamamıştım.

Bedenini hareket ettirişini izlerken aniden ona dikkat kesildim. Kolları ve özellikle de beli hareket ederken kalçası da rahat durmuyordu. Daha önceden kimsenin böyle  dans figürlerine sahip olmadığına emindim.

Ellerini birkaç kez birbirine vurmuş ve havalı göründüğünü düşündüğü bir şekilde kollarını sallamaya başlamıştı.

Bir süre sonra şarkıyı kendine  adapte etmişti ve gözlüğüyle mükemmel bir ekip olmuştu.

O kendine ait dans hareketleriyle karşımdayken ben büyük kahkahalarla  gülüyordum. Bir kaç dakika önce dans etmek istemezken o da şimdi eğleniyor gibi gözüküyordu. Kaba sözler eşliğinde yaptığı hareketlere onun da güldüğünü duyduğumda karnımı okşamaya başladım.

Şarkı bittiğindeyse kendimi hızlı bir şekilde yanıma bıraktı.

Uzanıp gözlüğünü çıkarıp yanağını öperken "Çok iyiydi." diye bildirdim. "Ben ve Klaus bunu çok sevdik."

Elalarını bana dikti. "Klaus kim?"

Sırıttım. "Oğlumuz."

Uzun zamandır ikimizde ona isim bulma derdindeydik ama onun aksine ben bir isim seçmiştim. Klaus.

Bence çok hoş bir isimdi ama yinede onun beğenmeyeceğini biliyordum. Önerdiğim hiçbir ismi beğenmiyordu.

"Klaus olmaz." dedi tahmin ettiğim gibi. "Ben başka bir şey bulurum Avery."

"Sanırım sen Klaus beş yaşına gelene kadar bir isim bulamazsın Zayn."

"Hayır bulurum." dedi heyecanla. "Hatta doğumdan sonra sana da söyleyeceğim."

"Hayır oğlumuzun ismi Klaus olacak Zayn. Başka bir isme gerek yok."

"Niye senin bulduğun isim oluyormuş?" Bana dik dik baktığında kendimi geriye çektim. "Çünkü onu ben doğuruyorum."

"Yapım aşamasında benim katkılarımı es geçemezsin."

Derin bir nefes aldım. "Klaus mükemmel bir isim ve ben oğlumun ismi o olsun istiyorum." Zorlukla ayağa kalkıp yatak odasına doğru ilerledim. "Sana da iyi geceler."

**

Selamın aleyküm gençler

Biliyorum çoğu kişi bebek doğsun istiyor ama Avery ile şu an büyük bir tartışma içindeyiz ve o tutturdu doğurmam diye. Neyse ben onu ikna ederim siz bana yorum yapın yeter!❤

Little Malik  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin