Episode 4

10.1K 707 107
                                    

Elleri yüzümü avuçlayıp beni iyice kendine çekerken tekrarladı. "Gitmeyin."

Beni öyle bir duruma sokuyordu ki artık kalbim gerçek anlamda sızlıyordu.

Dudaklarını dudaklarıma sürterken fısıldadı.

"Beni bırakma Avery."

Boğuk sesi hislerimi daha da çok karanlığa gömdü. Bunu ben de istemiyordum ama bu saatten sonra geri dönüş imkansızdı.

Gözlerimi yumduğum sırada Zayn sessizce tekrarladı.

"Beni bırakma."

"Canımı yakıyorsun." diye fısıldadım tıpkı onun gibi. "Yanında kaldığım her saniye canımı yakıyorsun Zayn."

Ellerini yüzümde gezdirirken "Gitme." dedi. Benim dediklerimi umursamayıp konuşuyordu.

Onu yavaşça ittim ve "İzin ver." diye bildirdim. "Gitmek istiyorum Zayn, izin ver."

Kararımı değiştirip yeniden ona mecbur olduğumda yeniden kötümserliğine bürüneceğini biliyordum. Kararından asla vaz geçmeyeceğini her daim kalbinde nefret olacağını hissediyordum. Bu canımı acıtan bir gerçekti.

"Gideceğim." diye tekrarladım kendimi de buna inandırmak istercesine. "Gideceğim."

Onun başını yere eğip derin nefesler aldığını duydum. Bir süre söylediklerimi sindirmek istercesine öylece bekledi. Ama daha sonra başını kaldırıp gözlerini gözlerime kilitledi. Bakışları yoğundu.

"Ne kadar kalacaksın?" diye sordu sertçe.

Alt dudağımı hafifçe dişledim. Açıkçası bir daha bu eve gelmek istemiyordum.

"Uzun bir süre." diye mırıldandım sessizce. Çok uzun bir süre.

"Avery." diye soludu Zayn.

"Gitme."

"Neden?" Ona bakarken merakla sordum. "Her dakika bizi istemediğini söylerken niye burada kalayım Zayn?Niye hergün senin hakaretlerini duyayım? Söylesene niye?"

Hislerim, en az onun düşünceleri kadar bulanıktı.

Bir yanım burada kalmak istiyordu. Sevdiğim adamın yanında, onun kolları arasında.

Ama diğer yanım burada fazlalık olduğumuzu sürekli olarak bana hatırlatıyordu. Sevdiğim adamın kendi bebeğini istememediğini bildiriyordu ve bu, hissettiğim diğer bütün duyguların önüne bir bariyer gibi geçip beni kapıya yönlendiriyordu.

Yapacak birşey yoktu. Şimdi böyle dese bile sonradan yeniden aynı olacağını biliyordum.

"İstemiyorum." dedi Zayn ela gözlerini bana dikerken. "Karnındaki bebeği istemiyorum. Ama senden de uzaklaşamam Avery. Senden uzaklaşamam."

Söyledikleri sahte gelmişti bana. Sahte ve zoraki. Önceden olduğu gibi kalbime işlemedi. İçeri kadar girdi ama göğüs kafesimin içinde biryerler de kayboldu.

"Burada kalırsam bir süre sonra yeniden bize karşı nefret kusacaksın." Elimi karnıma koyup hafifçe okşarken devam ettim. "Ama bebeğim senin nefretini hak etmeyecek kadar masum. Sen onu istemiyor olabilirsin ama o benim en değerli parçam Zayn. Burada, senin yanında daha fazla kalmak istemiyorum çünkü sen onun minik kalbini ve ilerde sana karşı hissedeceği sevgiyi hak etmiyorsun."

Kapıya yöneleceğim sırada gözlerini bana kilitledi. İşte şimdi az önce söylediklerinin aksine gerçeği temsil ediyordu.

Nefreti ve öfkeyi.

"Eğer gidersen," diye mırıldandı bana bakarken. "Bir daha asla geri dönemezsin Avery, asla."

Dudaklarının arasından çıkan kelimeler kalbime teker teker yara izi bıraksa da beklediğim gibi olmadı. Ondan uzaklaşmak bana göre o kadar doğru bir karardı ki bebeğim için buna mecbur hissediyordum.

Onu geçip kapıdan çıkmadan önce ela gözlerine son kez baktım.

Her zaman güzelliğine aşık olduğum o gözler artık kasvetliydi. Kara bulutlar etrafını şarmıştı ve hiç olmadığı kadar öfke hakimdi.

Ben evden çıkana kadar büyük bir sessizlik hakimdi ama ben elimde valizimle dışarı çıkıp, kapıyı kapattım o an içeriden gelen büyük gürültü kulaklarımı doldurdu.

Öfke onu ve bedenini çoktan ele geçirmişti.


***

Sınır ; +30 oy ve +15 yorum.

Sizi seviyorum.❤

Little Malik  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin