Geçmişte ki ruhuma seslenebilecek olsaydım eğer "Asla pes etme." derdim.
"Gelecekte sahip olacakların geçmişte çektiğin acıya değecek, dayan."Çünkü öyleydi.
Şu an bir evin içerisindeydim.
Tıpkı babasına benzeyen küçük bir oğlum vardı.
Onu kucağıma aldığımda daha çok teşekkür ediyordum ruhuma.
Yıkılmayıp beni bu güne getirdiği için şanslıydım değil mi?
Kalbim.
Kalbimi ona teslim etmiştim ben.
Ve o aslında hep korumaya çalışmıştı beni.
O adam.
Ela gözlerini benim üzerimde tuttuğu her an şanslıydım aslında.
Bana öyle güzel bir hediye vermişti ki o adam, seyretmeye doyamıyordum.
O yüzden seslenebilseydim geçmişte acı çeken o kadına.
"Sakın düşme." derdim. "Ben şu an senin sayende bu mutluluğu yaşıyorum."
Ve ben aslında onlara sahip olmayı sadece 'mutluluk' olarak tabir etmek istemiyordum.
Bu bambaşkaydı.
O adama bakmak, küçük bir parçasını kucağıma almak bambaşkaydı.
Kalbimi sarmalıyor o adam.
Beni üşümekten ve de düşmekten kurtarıyor.
Şu an olduğum yer, benim hep olmak istediğim yer.
Klaus'un küçük bedenini kucağıma aldım ve onun hafifçe araladığı gözlerine baktım.
Şanslısın kadın, ödülünü aldığın için çok şanlısın.
Onun sesli aldığı her nefes benim ruhuma dolan en güzel melodi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Malik
Fanfiction"Hislerimi yok etmek için çabaladığın her saniyede kollarımı bebeğime daha çok saracağım. Ondan nefret ediyor olabilirsin, ama bizi bir bütün olarak seveceksin."