Sıcak nefesler birbirine karışırken, ellerime dolanan elleri hissettim. Tıpkı ruhum gibi soğuklardı.
Beni yavaşça bedeninin arasına çekerken aslında karşı koyacak gücü dahi hissetmiyordum kendimde.
Ölü gibiydim.
Herne kadar yaşanan her saniye temiz havayı solusam ve göğüs kafesimin sol yanında atan bir uvzuva sahip olsam da bir ölüden farkım yoktu artık.
Hissetmiyordum çünki.
Kalbim kapılarını kapatmış, bir daha açmamak üzere kilitlemişti.
Haksız değildi belki ama ruhum büyük ikilemin ortasında tutsak kalmış öylece beklemekteydi.
Yavaş yavaş havayı solurken saçımda dolaşan parmakları hissediyordum.
Kırmak istemezmiş gibi zarif, ince dokunuşlar tenimin altına işliyordu sanki.
Kokusu özlememe değecek gibiydi ve sanki ona yakın olmak ihtiyaçtı.
Onun beni kollarına çektiği andan sonra birkaç dakika böyle hissetmiştim.
Sanki kısıtlı bir saatte ilacını kullanan bir hasta gibi.
Dudaklarının kıpırdadığını gördüğümde boğulduğum düş denizimden çıkmam kolay değildi.
Derin derin solurken sadece yere bakıyor ve onun burada olması yanlışını kendime hatırlatıyordum.
Zira onun duygularımı harekete geçirecek bir eyleminde affetmekten korkuyordum.
"Avery." diye sessizce mırıldandı. "Kendine gel güzelim, lütfen."
Gözlerimi kapatıp açtığımda karşımda onun buğulu elalarını görüyor olmam beni tereddüte düşürdü.
Birazdan hasta randevusuna girecektim ancak yanımda olmasını istemiyordum.
Bu gerçekti.
Acı ya da değil onu burada görmek canımı yakıyordu.
Çünkü o en başından beri hatan yapan ve cezasını bana çektiren bir kalpsizdi.
Duygusal olduğum bir dönemde onu ancak bu şekilde tanımlayabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Malik
Fanfiction"Hislerimi yok etmek için çabaladığın her saniyede kollarımı bebeğime daha çok saracağım. Ondan nefret ediyor olabilirsin, ama bizi bir bütün olarak seveceksin."