Sevgi, bir başkası tarafından avuçlarının içine bırakıldığında, ne yapılması gerektiğini bilmeyen bir adam, bir kadın tarafından bu kadar güzel sevildiğinde ve bunu kanına karışacak kadar yoğun bir şekilde hissettiğinde hızlı adımlar atmış sonundaysa tökezlemişti.
Gecenin karanlık gri dumanlarının arasında ki bir yerlerde oturan iki genç insan birbirlerine bakmadan, birbirleri için sessizce acı çekmeye devam ediyordu.
Kadın kalbinde hissettiği ağırlıkla dik oturmakta zorlanırken göz yaşlarına engel olamıyordu. İçinde bir yerlerde kırılan umutları varken nefes almak dahi göğüs kafesini incitmeye devam ediyordu.
Adam güvenilir olmadığı için mi acı çekiyordu yoksa avuçlarında ki kırık kalp için mi karar veremedi. Kadının, onun sadakatinden şüphe ediyor oluşu, kadın için beslediği aşka ihanet ettiği düşüncesi onun içinde ki külleri etrafa savuruyordu. Ama bir yanda da kadının kendi hataları yüzünden böyle hissettiğini bilmek onu yakıyordu.
Rüzgar onların soğuk bedenlerine bir kez daha estiğinde kadın konuşmadan önce yutkundu.
"Hangisine daha çok üzülmeliyim karar veremiyorum." dedi. "Aldatılmama mı yoksa bunu hep bilmeme rağmen sana inanmama mı?"
Cümleler rüzgara karışan bir yol izleyip adamın hüzün çökmüş bedenine saplandı ve o içinde ki hislerle ucu daha sivri kelimeler seçmek istedi.
"Benim sana olan aşkımı kaybettiğin için üzülmeye ne dersin?"
Kadının dudaklarının arasından alaylı bir gülüş çıktı. Göz yaşlarına eşlik eden bu nida geceyi onlara daha da yabancı bir hale getirmişti.
Ve adamın aşık olduğu kadın, aşık olduğu adama cevap vermek için konuştu.
"Hiç bir zaman var olmamış bir şeyi bugün kaybetmiş olamam Zayn."
• • •
1 GÜN 18 SAAT ÖNCE ;
A V E R Y
Zayn elimi tutup ilerlememe yardım ederken gözlerimi bağladığı siyah kumaş yüzünden biraz endişelensemde onunla birlikte haraket ediyordum. Aslında bu konuda haklı da olabilirdim çünkü nedenini bilmediğim heyecanı için beni yatak odasından sonra merdivenlerden hızlı hızlı indiriyordu.
Düşme korkusuyla yanarken "Tanrım." diye soludum. "Niye bu kadar acele ediyoruz ki?"
Neşeli ve biraz da telaşlı sesi hemen bana ulaştı. "Klaus her şeyi mahvetmeden önce gitmeliyiz."
"Ona bir şey olmadı değil mi?" Endişeyle soluduğumda beni hemen yanıtladı.
"Saçmalama Avery, eğer ona bir şey olsa senin gözlerini niye kapatayım?"
"Oğluma herne yaptıysan görmemem için."
"Sakin ol, her şey yolunda."
Hala merdivenleri inmek için çabalarken tısladım. "Umarım uzun süre de öyle olur."
Bir eli belimi kavrarken tutuşu sayesinde kendimi biraz daha rahat hissettim. Varlığı içimde ki korkuyu silmeme yardım ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Malik
Fanfiction"Hislerimi yok etmek için çabaladığın her saniyede kollarımı bebeğime daha çok saracağım. Ondan nefret ediyor olabilirsin, ama bizi bir bütün olarak seveceksin."