Bölüm Şarkısı!!!!
Eric Paslay- She Don't Love You(Çevirisini tam olarak bulamadığım için bazı kısımlarını çevirebildim.) gelecek bölümde.
Yorum az geliyor,lütfen görüşlerinizi bildirin, sonda yorum için sorular sordum bakabilirsiniz. Yeni bölüm oy ve yorum sayısına göre gelecek.
Hayatının inişleri çıkışları olur, duygularını uçta yaşadığın zamanlar...
Bazen mutluluğu en uçta yaşarsın, bazen hüzünü. Bazen nefreti bazen sevgiyi...
Birkaç saat öncesine kadar mutluluğu ve sevgiyi en uçta yaşarken şuan sadece bitmek bilmeyen hüzün ve tam olarak adlandıramadığım ama nefrete yakın bir duyguyu en uçta yaşıyorum.Kandırılma duygusu o kadar kötü bir duygu ki bu duygu yüzünden karşındakine kızamıyorsun kendine, kendi salaklığına kızıyorsun.
Kendime kızıyorum,evet. Kendimi kaptırmama, onu sevmeme, onu öpmeme hepsine,her şeye kızıyorum.
Ağlamıyorum,güçlüyüm. Ama sanki ağlasam rahatlayacağım. Ağlamak yerine yatağıma uzanmış, tavanı izliyorum.
Belki de Ulaş ve Handan şu an ayrı kaldıkları günlerin acısını çıkarıyorlar, mutlular. Benim kırılan kalbim önemli değil, bana kendimden başka kimse üzülmüyor, kimse düşünmüyor. Kimse benim derdime, benim üzüldüğüm kadar üzülmüyor, üzülemez de zaten. Hayat böyledir, herkes seni teselli eder ama senin yaşadığın olayı anlamazlar, içinde ki acıyı hissetmezler.
Telefonumun sesiyle elimi komodine atıp gelen cevapsız aramalara ve mesajlara baktım. Hepiniz tabi ki cevapsız aramaların ve mesajların Ulaştan geldiğini düşünmüştünüz ama değildi,Merttendi. Ulaş beni umursamıyordu, aramaya bile tenezzül etmiyordu. O sadece bensizdi ve mutluydu.
Gönderen:Mert
Telefonlarımı açmıyorsun, seni merak ediyorum.
Mutluluktan uzak bir tebessüm yüzüme yerleştiğinde en azından bir merak edenim olduğuna sevindim.
Mert hayatıma gireli kısa bir süre olmuştu ama gerçekten bana kendimi iyi hissettiren sayılı insanlardandı ve ben ona haksızlık ediyordum . Evet, o malum olay olmamalıydı. Bana aşkını itiraf etmemeliydi, beni öpmemeliydi ama o her şeye rağmen benim arkadaşımdı. Bana değer veren birine asla böyle davranmazdım, şu an onunla konuşmak istemiyordum, belki yarın okulda karşılaşırdık ve hatalarımı telafi etmeyi denerdim ama şu an sadece uyumak istiyordum. Uzunca bir süre uyumak, unutana kadar uyumak...
•
Ertesi sabah her ne kadar okula gitmemeyi düşünsem de erkenden annem tarafından uyandırılarak mecbur bırakılmıştım. Uyku gözlerimden akıyordu ama ağlamadığım için yüzüm tabi ki tahmin ettiğimden iyi durumdaydı.
Karamel rengini andıran ama çoğu kişinin bok rengi diyerek dalga geçtiği pileli okul eteğimi bacaklarımdan geçirip, üstüne gömlek giymeyi es geçerek, krem rengi v yaka bir kazak geçirdim. Saçlarımı tepeden at kuyruğu yaptım ve evimin okula yakın olmasına şükrederek hemen okula geçtim.Kimseye görünmeden sınıfa gidecektim ki, kantinin önünden geçerken birden önüme Mert çıktı.
Ensesini kaşıyarak çekingen ya da gergin bir tavırla "Selam." Dedi.İçten olmadığına emin olduğum gülümsemeyle "Selam." Diyerek karşılık verdim.
Elinde ki çikolatalı sütü bana uzattığında, öylece bir süte bir de Mert'e baktım.
"Sen seversin." Gülümseyerek omuz silktiğinde bende gülümsemesini taklit ederek elinde ki sütü aldım.
"Teşekkür ederim." İkimizde konuşmayınca ortamda rahatsız eden bir sessizlik oluşunca ikimizde birbirimize gülümsedik. Mert iyi biriydi, ne olursa olsun onu asla kaybetmek istemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz Serseri #Wattys2019
Teen FictionGöz göze geldiğimizde "Bana ne yapacaksın?" diye sordum sesimin korku barındırdığını anlamak zor değildi. Dudaklarıma doğru yanaştığında artık beni öpeceğinden emindim ki, dudaklarıma bir kaç santim kala birden uzaklaştı ve sinir bozucu bir kahkaha...