HARİKA! Yine ve yine Ulaşla baş başa kalmıştık tekrar kapıya doğru bir hamle yapmıştım ki ,bu sefer kolumu daha sıkıca kavradı.
Ağlamaktan kıpkırmızı olduğuna emin olduğum gözlerimin içine baktı ve ciddiyetle
"Konuşacağız." dedi.
Sahi yeterince konuşmamış mıydı? Yoksa kalbimi kıracak daha başka sözleride mi vardı?Eğer varsa da benim dinlemeye niyetim yoktu.
Kollarımı sıkı sıkıya tutmasına aldırmadan tekrar kurtulmak için bir çaba harcadım.Ama bunun bi faydası olmamıştı hatta kolumu daha fazla sıkmıştı ve bu canımın daha fazla acımasına neden olmuştu.
"Bıraksana beni öküz" dediğimde yine yerimde kıpırdanarak kurtulma çabalarına girmiştim.
"Uslu dur başbelası.Konuşacağız dedim" baş parmağını yüzüme doğru ileri geri sallarken ne kadar sarhoş olduğunu daha iyi anlıyordum.Zira parmağını yüzüme odaklamak yerine farklı yerlere sallıyordu.Şu an ortam bu kadar ciddi olmasa bu duruma kahkahalarla gülerdim.Ama ciddi bi meseleydi gülen varsada hemen en ciddi haline bürünsün .Durum ciddili!
"Ve öküz mü dedin sen?" dudaklarını büzdü. Cidden şu an -şu sinirli suratıma bakarken hatta ve hatta sinirden gözüm seğirirken - tek düşündüğü ona ' öküz' demiş olmam mıydı? Bu çocuk salaktı.
Yüzüne inanamayarak bakarken kirpiklerimi imayla kırpıştırdım ;
"Öküz öküzdür. seni öküz" kurduğum cümlenin saçmalığıyla kaşlarımı yukarı kaldırdım cidden bu cümleyi kurmuş muydum?
Anlamağını belli eder şekilde dudağını aşağ sarkıttı, tek kaşını kaldırdı ve düşünür gibi yaptı .Belki de gibisi fazlaydı ,gerçekten ne dediğimi kafasında ölçüp tartıyordu.Ayık kafayla bile düşünmeyen birinin sarhoşken düşünmesi, akıl yürütmesi ilginçti.
Kararsızlıkla dudaklarını büktü ; Bu arada dudaklarının çokca güzel ve öpülesi olduğundan bahsetmiş miydim? NEYSE! KONUMUZ BU DEĞİL!
"Sanırım bana ikinci defa öküz dedin?"
"Aslında sana bunu günde 171 kere söylüyorum" dediğimde suratıma yine o anlamadığını belli eden bakışlarını yollayınca açıklama gereği duydum;
"Eh, işsiz bi insanım.Gün içinde kaç kere sana öküz dediğimi saymış olabilirim" dediğimde sevimli gözükmeye çalışan çocuklar gibi gülümsedim.
'Bakıyorum da hemen yumuşadın! Gülümsemeler falan? Ne ayak?' iç sesimin uyarısıyla yüzümdeki gülümseme aniden yok oldu yerini kocaman asık bir surata bıraktı.
"171 kere öküz denilmeyi hak edecek naptığımı bile bilmiyorum başbelası " dediğinde ayakta durmak onu yormuş olacak ki yatağa doğru kendini attı.
"Ciddi misin?" Dedim inanamayarak.
"Bunlar benim
normal davranışlarım .Ben böyleyim sadece sana değil herkese karşı. Sen kalbini kırdığım ilk kız değilsin" dediğinde o kadar rahat söylemişti ki bu bile sinirlerimi zıplatmaya yetmişti."Ne var biliyor musun? Ben gidiyorum bu kadar kalmam bile hataydı aslına bakarsan" dedim çabukça.
"Söyleyeceklerim henüz bitmedi!" sesi sert çıkmıştı,uyarı doluydu.
Ama onu dinleyecek değildim . Ondan emir alacak hiç değildim. Hele ki sırf o istedi diye onun saçmalalıklarını dinleyecek hiç mi hiç değildim.
Kaşlarını çatmış bana bakarken , yatakla kapının arasında ki mesafeden faydalanarak odadan çıkmadan önce "Ama benim bitti Ulaş" diyebilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz Serseri #Wattys2019
Teen FictionGöz göze geldiğimizde "Bana ne yapacaksın?" diye sordum sesimin korku barındırdığını anlamak zor değildi. Dudaklarıma doğru yanaştığında artık beni öpeceğinden emindim ki, dudaklarıma bir kaç santim kala birden uzaklaştı ve sinir bozucu bir kahkaha...