Arkadaşlar bu bölümü hiç bekletmeden olabilecek en kısa süre de yayınlıyorum. Ama diğer bölüme o kadar az oy ve yorum geldi ki, yazmak istemedim.
Lütfen emeğimin karşılığı olarak OY ve YORUMu unutmayın. Oy ve yorum sayısı artar artmaz YENİ BÖLÜMÜ PAYLAŞACAĞIM.Günaydın güzel gün, günaydın güneş ve kuşlar... Bugün aldığım bir takım kararlar vardı ve onları uygulamayı planlıyordum. Ulaş'ın sahnesine gideli tam 1 hafta olmuştu ve koskoca hafta boyunca onu bir daha hiç görmemiştim. Bu garip bir durumdu. Yani aslında hiç de garip değildi sanki nerede karşılaşacaktık ki, bütün hafta okuldaydık. Beni davet ettiği sahnesine Mert'le gitmiş olmam acaba onu çok mu sinirlendirmişti? Gerçi öyle olsa bunu eminim ki belli ederdi o ise kızlarla takılmayı tercih etmişti. Umrunda değildim. Kendi hayatıma odaklanmanın vakti gelmişti ve bu saatten sonra tek yapacağım şey bu olacaktı. Hatırlarsanız yarım kalan bir tiyatromuz vardı. Sahi tiyatro demişken Efe nerelerdeydi? Hayatımda bunca garip insan arasında bana çok tatlı gelen Efe bile artık farklı gelmeye başlamıştı. Bir anda her gün gördüğünüz biriyken bir anda arasanız bile bulamayacağınız bir tipe dönüşebiliyordu. Gerçi çocuğu hiç aramamıştım o yüzden bu dediklerim mantıksızdı. Neyse işte Efe ile olan tiyatro oyunumuzun çalışmaları yeniden başlayacaktı ve bu benim kesinlikle odaklanmam gereken bir şeydi. Bu sene çok ders çalışmam gereken seneydi ve aynı anda bunu da yürütebilmek zor olacaktı. Bunun yanı sıra hiç fark etmeden tam 5 kilo almıştım ve bununla yüzleştiğimde artık vücudumda ki her bir yerim tombik gelmeye başlamıştı. Ve sonuç olarak tüm bu yoğunluğumun arasında spora başlamaya karar vermiştim. Yani başlayacağım ama yaklaşık bir haftadır bir araştırma aşamasındayım. Evet yeni kararlar almak güzeldi insana kendisini tazelenmiş hissettiriyordu.
Tüm hazırlıklarımdan sonra evden çıktığımda karşımda Mert'i görmeyi beklemiyordum.
"Geçerken seni de alayım dedim."Koyu mavi gömleği vücuduna öylesine oturuyordu ki gözlerimi alamadım. Oldukça yüksek duran arabasına yaşlanmış bana bakarken gözlüklerinden aslında bana bakıp bakmadığını anlamakta zorlandım.
"Hey teşekkür ederim."
Büyük bir centilmenlikle arabanın kapısını açtı ve bende biner binmez kemerimi bağladım. Ardından kendi tarafına dolandı ve kontağı çevirdi."Okulda bundan bahsetmemiştin?" Aynadan şöyle bir yüzümü kontrol ettim. "Yani beni alacağından." Diye ekledim.
"Dediğim gibi spontane gelişti, geçiyordum ve birlikte gitmemizin güzel olacağını düşündüm."
"Evet benim için iyi oldu yoksa yürüyecektim."
"Hem erken gidiyoruz belki Starbucks'ta bir sabah kahvesi içeriz." Başımla gülümseyerek onayladım. Güzel bir sabahtı kendimi gerçekten iyi hissediyordum.
Geçtiğimiz hafta boyunca bazen moralimin çok düştüğünü ve Ulaş'ın nerelerde olduğunu düşündüğümü inkar etmiyorum ama şimdi iyiydim.Kısa süre de Starbucks'a geldiğimizde Mert artık kahve zevkime hakimdi ben bir şey demeden kahvem önüme gelivermişti .
"Bu kadar kaslı olduğunu bilmiyordum." Kocaman ve gururla gülümsedi.
"Spor yapıyorum. Ve bilirsin okul gömlekleri biraz daha bol oluyor."
"Ah sahi bugün farklı giyinmişsin. Neden?" Bunu şimdi mi fark ediyordum gerçekten?
"Dün gece evde kalmadım kuzenimleydim sabahta eve uğramak istemedim. Zaten beden dersi var böyle idare ederim."
Aslında değinmek istediğim asıl konuya geldim.
"Bende spora başlamak istiyorum yani önerebileceğin bir yer var mı?""Benim salonum çok iyi, hemen ilk günden bir beslenme programı bile hazırladılar. Yani istersen farklı yerlerde araştırırım ama burası gerçekten iyi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz Serseri #Wattys2019
أدب المراهقينGöz göze geldiğimizde "Bana ne yapacaksın?" diye sordum sesimin korku barındırdığını anlamak zor değildi. Dudaklarıma doğru yanaştığında artık beni öpeceğinden emindim ki, dudaklarıma bir kaç santim kala birden uzaklaştı ve sinir bozucu bir kahkaha...