56.Bölüm: "Kan."

1.6K 69 13
                                    

"Ben katilim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Ben katilim." Gözleri çok uzaklara daldı, bir yandan da dişlerini sıkı sıkı birbirine bastırıyordu.

"En yakın arkadaşımı, kardeşimi öldürdüm."

"Ulaş saçmalama. Anlat bana neden böyle mesajlar atıyorlar bana? Kim uğraşır ki seninle?"

Yüzü çok gergindi, gözlerini daldığı yerden ayırmadan "Öldürdüm diyorum işte,katilim ben." Diye bağırdı. Bana daha önce sesini yükselttiği zamanlar çok olmuştur ama bu çok farklıydı. Öyle bağırmıştı ki yüzünde ki damarlar dışarı fırlayacak gibiydi .
Ne diyeceğimi bilemedim. Korktum. Bunun gerçek olmasından korktum. Ulaş dengesizdi, serseriydi,sinirliydi ama bir katil? Bir katil olması mümkün değildi.
Sessizce yerimde sindim o konuşana kadar konuşmama kararı aldım.

Ne kadar süre öylece sessiz durduğumuzu bilmiyorum belki yarım saat belki 45 dakika ama bana çok daha uzun gelmişti. En sonunda dayanamadım.

"Ulaş anlat bana,paylaş benle ne olursun."

"Ben... Ben Handan'ı aramalıyım..." telaşla ayağa kalktı.

"Ne?" Şaşkınlıkla kendime engel olamadım.

"Ya da ben direk yanına gitmeliyim." Bu sefer ağzım şaşkınlıkla açıldı. Bu konu nasıl Handan'a bağlanmıştı?

"Ne diyorsun Ulaş?"
O hala gözü dönmüş gibi evin içinde volta atarken sesli düşündüğü anlayabiliyordum ama düşündükleri ile olanlar arasında bağlantı kuramıyordum ve Ulaş bana olanları açıklamak yerine birden yine Handan'ı ister olmuştu.
Hangisine daha çok sinirim bozuldu bilmiyorum. Handan'ı aramasına mı yoksa bana hiçbir şey açıklamamasına mı bilemiyorum.

"Alo Handan." Sinirle dişlerimi sıktım.
Kim bilir karşı taraftan o sürtük nasıl sevinmişti.

"Neredesin benim oraya gelmem gerek."
..
"Sen mi geliyorsun?"

Harika asıl şenlik şimdi başlıyordu tatil için geldiğim bu beldeye gelmeyen bir tek o sürtük kalmıştı. Gerçekten buraya gelirken asla hayal etmediğim şeyler yaşıyordum.

Ulaş'a tekrar döndüğümde telefonu kapatmış, koltuktaki eski yerini almış ve kafası ellerinin arasında boş boş karşıya bakıyordu.

"Ulaş." Sesim daha çok fısıltı gibi çıkmıştı.
Ya duymamış ya da duymamazlıktan geliyordu, bilmiyorum. Ama bende artık sabrımın sonuna gelmek üzereydim. Hiçbir şey bilmiyordum ve daha bana bir şeyleri açıklamadan telefona sarılıp Handan'ı aramıştı. Kırgınlık ve kızgınlık hatta belki de kıskançlık duygularını bir arada yaşıyordum.

En sonunda dayanamadım ve bağırmaya başladım;
"Bana bir şeyleri açıklayacak mısın artık?" Gözleri şaşkınca bana çevrildi.

"Bu mesajlar bana geldi farkında mısın? Yani kim yollamışsa beni de bu konuya dahil etti." Bağırmama karşılık onun da yüzü gerildi.

Dengesiz Serseri #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin