68.Bölüm: "Yanı başımda."

905 47 18
                                    

Bana benim gözümden seni görmek istemiyor musun, demişti. Elime tutuşturduğu kıyafetleri tek tek kabindeki askılara astım. Kahverengi bir kovboy botu, beyaz kısa bir elbise - ki beyaz elbise en sevdiğim şey- seçmişti. Tabi bunlarla sınırlı değildi bir kot etek ve üzerine çizgili bluz seçmişti. Uzun bir triko elbise, kot gömlek ve bir de çiçekli etek vardı. Hepsi sanki ben seçmişim gibi benlikti. Ama hepsi benim en şirin olmayı istediğim zamanlarda giydiğim şeylerdi. Yani bu onun gözünde şirin olduğum anlamına mı geliyordu? Beni öyle mi görüyordu?

(Okurken dinlemeniz için tatlı bir şarkı bıraktım, umarım seversiniz 😊 )

Önce beyaz elbiseyle kovboy botlarımı giydim. Kabindeki aynadan son kez kendime baktım, çıkmadan evvel saçlarımı salıp yana doğru ayırdık ve çıktım. Önce telefonunda olan gözleri bana çevrildi.

"Vaay bu gerçekten çok çok güzel." Afallamış duruyordu,sevmişti her halinden belliydi. "Melek gibisin." Sanki bu daha çok düşünülüp söylenmiş değil de o an sesli düşünülmüş bir şey gibiydi.
Utandığımdan bir şey söylemek yerine kabine girdim ve kot etekle çizgili bluzu giydim. Kovboy botları aynen ayağımda duruyordu. Kabinden çıktığımda şöyle bir baktı ve bir şeylerden memnun olmadığını açıkça belli eden bir ifadeyi suratına takındı.

"Etek fazla kısaymış." Evet şimdi de karşımızda maço Ulaş'ı mı görecektik? Daha önce hiç kıyafetlerine karıştığını hatırlamıyordum bu yüzden şöyle bir eteğin boyunu sorguladım. Miniydi ama süper mini de değildi.
Eliyle kabine girmemi işaret etti. Çiçekli eteği giydim ve kendimin jean ile aldığım tişörtü üstüme geçirdim. Çıktığımda gözleri memnuniyetle parladı.

"Bu sanki ilk tanıştığım kıza benziyor." Kafama gelen tanıştığımız anın flashbacklerini geri ittim, şimdi duygusallaşmaya niyetim yoktu.

"İlk tanıştığımızda üzerimde pembe bir atlet vardı, bu kıyafetle arasında bir ilişki yok."

"Hatırlıyorum göğüsleri fazla açık bir atletti."
Tam o sıra sanki ikimizinde gözleri uzaklara daldı, kaçtığım o geçmiş anı gözümün önüne geldi. Üstelik sadece benim değil ikimizinde gözünün önüne geldiğine yemin edebilirdim ama kanıtlayamazdım.

"Aa şey sanırım" diye mırıldandım yine ne diyeceğimi bilememistim aman ne hoş...

"Sanırım paranı düşürdün" dedi ama o an yüzünün hali... hem karizmatik hem alay dolu bir gülümseme yüzüne yerleşmişti..

"Hem karizmatik hem alay dolu? O nasıl oluyordu ?" Bir kez daha ic sesime lanet okudum su an daha önemli bi konumuz vardı o benim yüzüme bakıyordu ve ben su an onun önünde ayaklarına kapanır gibi bir pozisyondaydım..

"Ah şey evet " dedim yüzüme en kibar gülüsemi yerleştirdim.

Neyse ki daha fazla uzatmadan ayağını kaldırdı ve parayı almama izin verdi.

Parayı alınca kafamla beraber parayı tuttuğum elimide kaldırıp beni izleyen Ulaş'a zaferle gülümsedim...

Ben elini uzatıp kalkmama yardım eder diye düşünürken o hızla kasaya yöneldi hesabı benden önce ödedi ve sevgilisini masada bırakıp sigara içmek icin dışarı çıktı...

"Öküz" ilk defa iç sesim doğru birsey söylemisti.

Bende kendi çabamla kalkıp hesabı ödedikten sonra şaşkınlıkla  bana bakan Elif ve Tuğba nın yanına gittim..

Dengesiz Serseri #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin