Ulaş'ı odadan çıkmaya ikna edip hızlıca giydiğim şortlu pijamanın belinin lastiklerini sıktım. Ulaş ise odaya girmiş, karşıma oturmuş, sarı civcivli pijamalarımı süzüyordu. Şortum oldukça kısaydı ve bir an bacaklarımı mı inceliyor diye de huzursuzlandım. Sütun bacaklı Handan dururken, benim yaralı bereli bacaklarımı inceleyecek hali yoktu herhalde...
Yatağıma oturduğumda "Hazırım." Dedim.
Hızla gelip ayak ucuma oturdu ve bacağımdaki bandajları acıtmamak istercesine temkinli ve yavaşça sıyırdı. Bir an yaralara bakınca gözlerini kapattı sonra tekrar aynı dikkatle kesiklerime odaklandı."Ne yaparken oldu bu?"
İfadesizliğimi korumaya çalıştım.
"Ne fark eder ki!"
Üstelemedi. Doktorun verdiği ilaçları yavaşça dizime sıktı ve işaret parmağını tenime değdirdi. Uzun zamandır onun dokunuşlarından mahrum olan bedenim o küçük dokunuşla bile elektriklendi. Oturduğuma şükrettim çünkü ayakta olsam muhtemelen sendelerdim ve rezil olurdum. Kremin etkisiyle parmağı tenimden kayarken ikimizde sessizdik. O sanki atomu parçalıyormuşçasına dikkat kesilmişti ve bende dikkatle o görmezken yüzünü inceliyordum.
Sanki o an anlamış gibi kafasını kaldırdı ve gözlerimiz birleşti, ben gözlerimi kaçırdım. Ama bu sefer o dikkatle beni izliyordu. Elleri hala tenimde oyalanırken gözleri de beni merceği altına almıştı."Senden asla vazgeçmem biliyorsun değil mi?" Hiçbir tepki vermedim. O beni göz hapsine almışken ben tenimde ki parmaklarını izlemeyi tercih ediyordum.
"Sen ister kız,ister benden nefret et... Ben seni bırakmam."
"Ulaş yeter artık! Ben senin oyuncağın değilim. Senin duygu değişimlerini yakalayamıyorum! Bir gün böyle derken diğer gün Handan'ı çağırıyorsun. Resmen..." derin bir nefes aldım.
"Resmen benimle oynuyorsun! Ne yaptığının farkında değil misin? Beni günden güne kendine benzetiyorsun..." sanki yıllardır bildiği bir şeyi söylüyormuşum gibi dinliyordu.
"Kendime zarar veriyorum, halime bak! Benim daha önce dudağımda uçuk bile çıkmadı, burnum bile kanamadı. Ama bak şimdi ne haldeyim bunlar senin eserin!"
O kadar hızlı konuştum ki resmen boğazım kurumuştu ve yorulmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz Serseri #Wattys2019
Roman pour AdolescentsGöz göze geldiğimizde "Bana ne yapacaksın?" diye sordum sesimin korku barındırdığını anlamak zor değildi. Dudaklarıma doğru yanaştığında artık beni öpeceğinden emindim ki, dudaklarıma bir kaç santim kala birden uzaklaştı ve sinir bozucu bir kahkaha...