"Sen ise..."

6.9K 249 20
                                    

Oy ve yorum bekliyorum, yorumlarınız benim için önemli...
Multi-Ulaş

"İnanmıyorsun bana öyle mi?" Gözlerini kaçırdı.

"Bende inandırırım o zaman."

Cesaretimi topladım ve ellerimle sıkıca yüzünü kavrayıp kendime çektim. Soğuk dudaklarını sıcak dudaklarımla buluşturduğumda içimden karşılık vermesi için dua ediyordum.
Çünkü biliyordum eğer şimdi bana karşılık vermezse hayatından tamamen çıkacaktım.

Dudaklarını dudaklarımdan ayırdığında bütün mutluluğum, ümidim yok olmuştu.
Bir kaç sık nefes alıştan sonra nefesini düzene soktu ve kahvelerini -onun deyimiyle bal rengi- gözlerime sabitledi.

"Sorunlarımızı her seferinde böyle çözmemiz doğru değil." Sesinden soğukluk ve ciddiyet beni oldukça germişti. Ve kendimi kötü hissetmiştim. Aslında haklıydı, biz konuşmak yerine hep erteliyorduk, kendimizi anın büyüsüne kaptırıp sonrasını düşünmüyorduk. Bu yüzden de sonra sorunlar yeniden patlak veriyordu. Haklıydı ama hem bunları ondan duymak hemde öpüşüme karşılık bulamamak gururumu kırmıştı. Gözlerimi kaçırıp başımı yere eğdiğimde yine aynı şeyi yaptığımın, sorunlardan ve Ulaş'tan kaçtığımın farkındaydım ama şu an gerçekten moralman çökmüştüm.

Çenemden tutup kaldırdığında gülümsediğini fark ettim, benim moralimi bozmak hoşuna mı gidiyordu anlamıyorum ki.

"Biz seninle ne zaman doğru olanı yaptık ki zaten?" Gülümsemesi daha da yayıldı.

Kulağıma doğru eğildi ve dudakları yanlışıkla kulağıma değdiğinde ürpererek boynumu yana yatırdım. Biraz geri çekildikten sonra kulağıma fısıldadı;

"Doğrular kimin umrunda? Yanlışlar daha eğlenceli." Muzipçe sırıtışını görmek için geri çekilip suratına bakmak istediğimde ne olduğunu anlamadan dudakları dudaklarımı kavradı. Öylesine yavaş öpüyordu ki bir süre sadece gülümsedim, dudaklarının gerilmesinden onun da gülümsediğini hissedebiliyordum. Bu güzeldi, fazlasıyla güzel. Kontrolü ele alıp öpüşüne aynı yavaşlıkla karşılık verdiğimde sanki yer ayaklarımın altından kayıyor gibiydi, sanki hissettiklerimi anlamış gibi eli belimi kavradı.  Her şey güzeldi, güzel kalması için her şeyi yapacağım derece de güzel.

"Şimdi ben anlamadım kim ölmüş? Ulaşla alakası ne? Ve de Ulaş'ın Handanla beraber olmasını gerektirecek durum ne bu olayda?" Bol kremalı kahvemi yudumlarken Tuğba'ya uzun süre baktım ve ardından gözlerimi devirdim. Aslında benim de merak ettiğim soruları soruyordu ama bunların cevabı bende de yoktu.

Hepsini deli gibi merak ediyordum, hepsi içimi kemiriyordu ama Ulaş'a sorarak onu sıkıştırmak istemiyordum. Tek temennim hazır olduğunda kendisinin anlatmasıydı.

"Bak zaten sana anlattım diye bile içim rahat değil ne olur kapatalım bu konuyu." Telefonumdan çaktırmadan saate baktım şu an beni kurtarabilecek tek şey ders zili olabilirdi .

"Ne demek o ya? Tabi ki bana anlatacaksın ben senin en yakın arkadaşınım. Bana güvenmiyor musun?" Derin bir nefes aldım ve gülümsedim.

"Tabi ki güveniyorum, güvenmesem anlatır mıydım hiç." Bakışlarımı yere sabitledim.

"Sadece bu olanlar basit şeyler değil. Ağır geliyor." Kucağımda birleştirdiğim ellerimin üstüne elimi koydu ve sevimli gülümsemesiyle konuştu;

Dengesiz Serseri #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin