GIF- Efe
Bölümün sonunda yorum yapabileceğiniz bazı sorular sordum arkadaşlar, görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim 😊Herkesin hayatında onu kıran, paramparça eden insanlar var, biliyorum. Kafam da bir düzene sokamadığım bir yığın düşünce var, mesela nasıl oluyor da sizi kıran paramparça eden insan aynı zamanda sizi en çok mutlu eden insan olabiliyor? En güzel zamanlarınızı geçirdiğiniz, yanında kendinizi bir prensesmiş gibi hissettiğiniz insan bir anda sizi paramparça eden kişiye dönüşebiliyor? Peki neden bu sizde yıkıma yol açan insanı hayatımızdan defedemiyoruz? Acaba her ne kadar kabul edemesek de mutluluğu yanlış yerlerde, yanlış kişilerde mi arıyorduk?
Omzuma o el dokunmadan önce tam da bunları düşünüyordum. Çok uzaklara dalmış olan gözlerim ilk önce omzumdaki ele sonra ise sahibine çevrildi.
"Efe?" şaşkınlığımı gizleyemedim. Bu sene bu ada her zamankinden daha kalabalıktı, olmaması gereken her insan buradaydı.
"Beni gördüğüne şaşırdın, haklısın da..." biraz duraklamasından bile rahatsız olarak neden burda olduğunu merakımdan soran gözlerle suratına baktım.
"Ne çok ortak noktamız var ki, ikimizinde ailelerimizin yazlığı bile aynı yerde." Kocaman gülümsediğin de ben ne tepki vereceğimi bilemedim. Tesadüfler miydi canımı sıkan yoksa yalnız kalmak için kaçtığım bu yerde en ummadığım kişilerin başıma üşüşmesi mi bilmiyorum.
Tepkisiz kaç dakika kaldım bilmiyorum .
Uzun süre olmuş olacak ki Efe'nin "Oturabilir miyim?" sorusuyla ancak kendime gelebildim.Nazikçe gülümsedim.
"Tabi."
Yanıma oturduktan sonra hemen bir muhabbet kurmasını bekledim, bir çok soru sormasını... Ama tam tersine sessizce benle beraber oturdu, bilmiyorum istemsiz hoşuma gitmişti bu tavrı. Şu ruh halindeyken onunla zoraki konuşacak, zoraki gülümsemek zorunda kalacaktım. Ama sanki o bunu anlamışcasına hiç konuşmadı.
Artık sessizlik beni bile rahatsız ettiğinde ben bir şeyler söyleme gereği duydum."Çok acayip."
"Neymiş o acayip olan?"
"Her yaz tek başıma olduğum bu şehirde, şimdi hiç tahmin edemediğim insanlarla beraberim."
"İnsanlar?"
"Boşver, uzun hikaye." Gülümsediğim de o da gülümsedi. Sorgulamaması da hoşuma gitti.
Tekrar derin bi sessizlik oldu. Ne kadar süre konuşmadan durduk bilmiyorum. Belki yarım saat belki daha fazla...
Ayağa kalkıp üstüme bulaşan kum parçalarını silktim.
"Artık kalksam iyi olur, saat geç oldu." Hemen ardından Efe de ayaklandı.
"Yarın benimle beraber yüzmeye ne dersin?"
Yine kocaman çocuksu gülümsemesini görünce istemsiz olarak bende gülümsedim."Olur."
•
Ulaş faktörünü unutup yarın Efe ile sözleşmiştim. Yarın karşılaşma olasılığımız yüksekti ve ben Ulaş'ın gözlerini üzerimde hissedip huzursuz olmak istemiyordum.
Başımı yastığa koyduğumda hiç uykumun olmadığını fark ettim. Aslında hiçbir şey düşünmeyip uyumayı tercih ederdim ama cin gibiydim. Yataktan kalktım, hızla odamdan çıktığımda bir bardak sütün beni rahatlatmasını umarak mervivenleri üç'er beş'er inip mutfağa vardım, dolabın kapağını araladığımda ordan bana göz kırpan cam şişede ki çikolatalı süte uzandım.
Uzun ve şişko bardağa sütü doldururken bugün olanları düşünmeye dalınca elime ve tezgaha dökülen sütü görünce içimden bir sürü küfürü sıraladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz Serseri #Wattys2019
Novela JuvenilGöz göze geldiğimizde "Bana ne yapacaksın?" diye sordum sesimin korku barındırdığını anlamak zor değildi. Dudaklarıma doğru yanaştığında artık beni öpeceğinden emindim ki, dudaklarıma bir kaç santim kala birden uzaklaştı ve sinir bozucu bir kahkaha...