Cebimde şıngırdayan anahtarla kumların üzerinde paytak paytak yürürken Ulaş elimi tuttu. Deniz tüm güzelliğiyle dalgalarını bize savuruyor güneş ise en güzel turuncusuyla batmadan evvel bizi selamlıyordu.
"Ne güzel bir yer." Ufka doğru bakıp huzurla kocaman bir nefes aldım.
"Seveceğini biliyordum." Bembeyaz dişleriyle gülümsedi ve tutmakta olduğu elimi kaldırıp küçük bir öpücük kondurdu.
İçeri girdiğimizde bordo koltuğa kendimi attım. Ulaş ise gülümseyerek yanımdan geçti ve küçük odamızın bir parçası olan mutfağa ilerledi. Döndüğünde elinde içine küçük bir limon parçası atılmış çay vardı ve bana uzattı. Kendikinden bir durum alırken ayak ucuma doğru oturdu.
"Temizlenmek ister misin saçların kum doldu." Çayımdan kocaman bir yudum aldım ve limonun boğazımı hafifçe yakarak mayhoş tadını bırakışını bekledim.
"Evet olabilir." Hemen ayaklandı ve küçük odaya girdi. Oradan seslendi.
"O zaman şunu dışarı taşımama yardım et de denize karşı bir keyif yapalım." Yanına gittiğimde büyük ama konforlu olduğu her halinden belli olan küvet ile karşılaştım. Ulaş çoktan bir ucunu tutmuştu ve diğer ucunu tutmam için bana işaret yapıyordu.
Ucundan tuttum,tahmin ettiğimden ağırdı. Verandaya çıkarttığımda aklıma nasıl kıyafetlerimle duş alacağım yeni gelmişti. Keşke bikinilerimi getirme şansım olsaydı. Hortumu uzattı ve sonuna kadar açarak küveti doldurmaya başladı. Yeterli miktarda dolduğunda suyu kapattı.
Ulaş karşımda tulumunu bir çırpıda çıkarttığında bakışlarımı kaçırdım.
"E hadi!" Tişörtünü de yere fırlattığında karşımda siyah boxerıyla kalmıştı.
"Ulaş ama ben bunlarla girsem yedek kıyafetimde yok ki."
Küvetin içine girdi ve beni de kolumda çekeledi.
"Bunlarla girmeyeceksin zaten üzerindekileri çıkar iç çamaşırlarınla gir, onlar hızlı kurur." Gözlerim yuvalarından çıkacakmış gibi kocaman açıldığında kahkaha attı.
"Hadi ama bikiniden ne farkı var ki aynı şey. Sadece isimleri farklı." Aslında evet bir bakıma doğruydu sütyen ve külotun bikiniden bir farkı yoktu ama ne yazık ki his olarak bikini gibi rahat hissetmiyordum. Doğruldu ve tişörtünü bir çırpıda çıkardı. Refleks olarak ellerimle göğüslerimi kapattığımda güldü. Onun beni soyması çok daha garip hissettirdiğinden altımı kendim çıkarma kararı almıştım. Rahatsız olduğumu anlayarak bakışlarını kibarca başka yöne çevirdi ve ben altımı çıkartıp küvete direne dek bakmadı. Küvette sırtım onun göğsüne gelecek şekilde uzandığımda ona arkam dönüktü ama gülümsediğini hissedebiliyordum. Saçlarımı tepemde topuz yaptım. Omuzlarıma küçük birer öpücük kondurdu. Elindeki süngeri suya batırdı ve omuzlarımdan aşağı sırtıma doğru süngeri sıktı. Su damlacıkları sırtımdan aşağı yol izlerken esen rüzgarla irkildim. Hafifçe sırtımı köpükle ovmaya başladığında vücudum biraz daha gevşedi.
"Tenine bayılıyorum." Bu söylediğiyle beraber şu an içinde bulunduğum durum tekrar yüzüme vurdu sanki, utandım. İşaret parmağıyla omuzlarıma dokunuyor ardından sırtıma doğru kaydırıyordu.
"Sanki benim için yaratılmış, her bir parçan." Enseme bir öpücük kondurdu. Sessiz kalmayı tercih ettiğimde saçlarıma masaj yaparak şampuanı yedirdi, hoşuma gitmişti. Parmakları saçlarımın arasında dolaşırken huzurla gülümsedim. Hava esmeye başlamıştı ve ıslak olmak bizi iyice üşütüyordu. Bu yüzden ilerleyen dakikalarda hızlı küvetten çıktık ve çabucak toparlanıp arabaya geçtik. İyi ki de öyle yapmıştık çünkü arabaya biner binmez bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya başladı. Arabayı çalıştırmadan önce Ulaş bana doğru döndü bende cama vuran yağmur damlalarından bakışlarımı alıp Ulaş'a çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz Serseri #Wattys2019
Ficção AdolescenteGöz göze geldiğimizde "Bana ne yapacaksın?" diye sordum sesimin korku barındırdığını anlamak zor değildi. Dudaklarıma doğru yanaştığında artık beni öpeceğinden emindim ki, dudaklarıma bir kaç santim kala birden uzaklaştı ve sinir bozucu bir kahkaha...
