Koku -2 (Devamı.)

3K 133 12
                                    

Bu bölüm bir ara bölüm niteliğindedir yani bir önceki "Koku" adlı bölümün devamıdır. Ara bölüm olduğu için kısa bir bölüm ama seveceğinizi umuyorum!

Oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın . Ne kadar çabuk oy ve yorum sayısı artarsa o kadar çabuk yeni bölüm gelecek. Sizi seviyorum, iyi okumalar :)


"Kokunu 1000 kilometre öteden bile tanıyabiliyorum. Seni ele veriyor."
Söyledikleri karşısında hala aynı yerde durup duruyordum. Ben bir şey söylemiyordum o ise zaten arkasını dönüp bana bakmamıştı bile.

"Ben sana bir şey söylemek istiyorum."  Sözcükler ağzımdan birden bire dökülüvermişti. Ulaş ise yine beni umursamamış arkasını bile dönmemişti.

"Ben biliyorum kızım, senin öyle bir şey yapmayacağını."

"Anlamadım?" Söylediklerine anlam verememiştim.

"Kasmana gerek yok, söylediklerinin doğru olmadığını biliyorum."

"Ama sen, nasıl?" Söylediklerime kendim bile anlam verememiştim.

"Ben senin öyle bir şey yapacak bir kız olmadığını biliyorum, istesen bile yapamazsın ki istemezsin de." Sigarasından uzun bir nefes çektikten sonra devam etti,

"Beni üzen bana böyle bir yalan söyleyecek kadar sinirli olman, benden resmen nefret ediyorsun."

"Ulaş ben ne diyeceğimi bilmiyorum."
Sigarasını yere attı ve ayağa kalkıp karşımda dikildi. Onun kahveleri tam benimkilerin üzerindeyken sokak lambasına çevirdi gözlerini. Havaya atılan kısa bir bakışın ardından yine o kahveler benimkilerdeydi.

"Gerçekten bir erkekle de kalmadın değil mi?"
Bu saatten sonra inkar etmem zaten doğru değildi, buraya dürüst davranmaya gelmiştim öyle de devam etmeliydi.

"Kaldım."

"Kim?" Bunu sanki çok önemsiz bir detaymış gibi sormuştu .

"Sen tanımazsın." Zaten laf olsun diye sorduğu bir soruya bende laf olsun diye cevap vermiştim ama bu yanıt onu tatmin etmiş gibi gözükmüyordu.

"Kim?" Diye yineledi.

"Okuldan bir arkadaş." Sakin duruşu bu söylediğimle biraz olsun bozulmuş, kafasını kendini sakinleştirmek adına geriye atmıştı.

"Sen söyleme, ben peşini bırakmam bu konunun."

"Ben haftaya okullar kapandıktan sonra gidiyorum Ulaş."

"Nereye?" Şaşırdığını net görebiliyordum, hep böyle gözünün önünde olmamamı bekliyordu.

"Ailemle beraber, yazlığa."

"Ciddi misin?"

"Evet."

"Nereye?"

"Bunu bilmenin sana bir faydası olacağını sanmıyorum Ulaş." Uzun süre sessiz kaldı.

"Hoşçakal. " dediğimde bile sessizliğini bozmadı ben de yürüdüm, eve doğru, onsuzluğa doğru...
Bu onu muhtemelen son görüşüm olacaktı.

Günaydın,
Sevgili günlük,
Bugün sana kızgın kumların serin sularla buluştuğu yerden yazıyorum. Tatilimin bugün ilk günü ve ben gecenin bir körü buraya geldim. Gelir gelmez uyuduğum için ancak sabah uyanınca yazabiliyorum sana!
Okulun bitişinin ardından kafamı meşgul eden diğer etkenlerde bitmiş oldu diyebilirim, şehirden uzaklaşmam da cabası tabi...

Dengesiz Serseri #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin