Üşüyorum, hemde çok. Dar bi tünelin sonunda inanılmaz derecede üşüyorum. Etrafımda mavi galoşlu insanlar bana bakıyorlar. Kuyruk sokumumdan enseme doğru bir acı yürüyor. Nereye geldim ben?
***
Gözlerimi araladığımda üstümde mavi bir tulum vardı. İçi yumuşacık, koyun yününden yapılmış bu tulum yüreğimdeki soğukluğu çekip atmıştı. Bilincim yerine geldiği zaman meraklı gözlerle etrafıma baktım. Bir grup insan bir yatağın etrafında toplanmış, suratlarındaki tebbessüm odaya enerji salıyordu. Sağ tarafıma baktığım zaman yatağın içinde bir kadın uyuyordu. Bir kadın odaya girip beni kucağına alıp yatağın içine yatırdı. Şimdi ise yatağın içindeki kadının kucaklarındaydım. Birkaç saniyeliğine göz göze geldik. Benim suratımda beliren tebbessüm odanın içindeki herkesin uzun bir A harfi kullanılan bir ağıt çekmesine neden oldu. Annemin(o kadına öyle demem gerekiyormuş) gözlerinden iki damla yaş suratıma düşünce huylandım. Daha sonra anladım ki annem gerçekten hislenmişti. Üzüldüm. Kim annesinin ağlamasına dayanabilir ki?
Annem benim başımı omzuna yastladı. Benim ise dudaklarımdan şu sözler haykırdı; Ağlama...***
Annemin ağlama sesi bir anda kesildi. Odayı sanki hiç bitmeyecek bir sessizlik kapladı. Yaşlı bir kadın annemin yanına yaklaştı ve şöyle dedi
"Kızım bir problem mi var?"
Annem hemen dikleşti ve beni yaşlı kadının ellerine verdi. Daha sonra ise uyumam için bizlere özel yapılmış küçücük yatağa koydu beni. Derin bir uykuya dalmak istedim. Ama yapamadım. Sürekli sağıma soluma dönüp annemin o hareketini düşündüm hep. Fakat bir yanıt bulamadım. Hangi anne çocuğunu sevmez ki? Hangi anne çocuğunu istemez ki? Bu soruları bırakıp asıl konuya döndüm. En son hatırladığımda bir optik evren haritasına bakan iki kişi vardı. Aralarında arada bir bana bakıp uzun bir süre konuştular. Daha sonra küçük bir cam kürenin içine koydular beni. Suratlarına baktığımda kızıl saçlı bir kadın, cüsseli kumral bir adama dönüp şu sözleri söyledi;
"Ne zaman?" kumral adam ise hiçbir cevap vermeden başka yöne döndü. Kadın peşinden koşturup bir cevap almak istiyordu. Anlamıyorum, neden ben? Benim ne özelliğim vardı? Adamın en sonunda sabrı taştı ve kadına döndüp;
"Eğer sonsuz bir zincir oluşturmak istiyorsak bunu yapmalıyız. O marslıların atası olacak. Bütün marslılar ona tapacak, tanrının oğlu olarak kabul edecek. Bu durumda bende seninle beraber tanrı olup evrende istediğimiz şeyi yapabileceğiz."dedi. Kadın;
" Onca insan, milyonlarca Neptünlü, trilyonlarca Vegalıyı nasıl kandırırsın? Onu diğerleri gibi doğal ortamda yapmadık. O bir prototip. Daha fazla bekleyebiliriz."dedi. Beni kontrol edebilecek bir oyuncak olarak görüyorlardı. Adam en sonun çıldırıp;
"Buna ihtiyacımız var. Konsey zinciri koparmak istiyor. Düşünsene evrendeki bütün simyacı ve kimyacıların zincirleri kopuyor. Söylesene o zaman ne yapacağız. Acele etmeliyiz. O hem bizi, hem evreni kurtaracak." dedi. Manyağın tekiydi bunlar. Adam dev panelde birşeylere basıp durdu. Daha gelişim evresine girmediğim için beni bu kapsülden çıkaracağa benzemiyorlardı. Adam terleyip üzerindeki yeşil kapşonluyu çıkardı. İçinde ince bir kumaştan yapılmış kırmızı bir tişört vardı. Kadın arkadan gelip adamın boynuna atlayıp;
"Hadi gel onlardan bir tane daha yapalım." dedi. Adam ise ona kötü bir bakış attı ve kadını omzundan kucağına alıp;
"Anlamıyorsun değil mi? O çok güçlü. Ondan iki tane yaparsak değil aynı gezegende aynı samanyolunda durmazlar." Kadın üzgün bir surat ifade yapınca adam gülümsedi ve kadını panele yatırıp dudaklarından öptü. Kadının eli nereye değdiyse içinde bulunduğum kapsülün kapağı kapandı ve hızla dönmeye başladı. Korkmaya başladım. Kan basıncım yükselmişti. Adam kadını orda bırakıp yanıma koştu. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Kadın yanına gelince adam tek eliyle onu yere itekledi. Adamın gözleri önünde kaybolmuştum. Ve sonra buraya gelmiştim. Yeni bir gezegen yeni maceralar demek. Gerçi daha önce birkaç yere daha uğramıştım ama o aralar bilincim yerinde değildi. Herneyse artık bir Dünyalıydım ve bunun sonuçlarına katlanacaktım. Alem simyacı görsün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Simyacı
Science FictionBaşka bir evrenden annemin rahmine düştüm. Benim yüzümden ailem darmaduman oldu ve babamla birlikte yepyeni bir hayata adım attık. Zero'yla bu cennet diyarlarda tanışıp kader ortağı olduk. Jack ve Dany'nin yaptıkları pislikler hayatımıza altından k...