Final

625 16 2
                                    


Sabah odama Toprak geldi. Onu her gördüğümde başka şeylerle uğraşmak istiyordum ama yapamıyorum. Bunca zamandır rüyalarımdan çıkmayan kadın şimdi karşımda kanlı canlı dikiliyor. O bana yakınlaşmak istedikçe ben ondan kaçıyorum. Zero'ya çok fazla çaktırmasamda ona deli gibi sarılmak, sevdiğimi haykırmak istiyorum. Yapamasam da onun gerçek olduğuna inanmak ruhuma iyi geliyor. Bunca yılın yorgunluğunu çekip alıyor benden. Seviyorum onu. Köpek gibi seviyorum. Sonunda bu taş yürek eridi ya, onun için bile seviniyorum. Ah birde yüzüne söyleyebilsem. Yanıma gelip ince sesiyle "Oturabilir miyim?" dedi. Birşey demeden kafamı salladım. Yanıma oturup önümdeki kağıtlardan bir tanesini alıp inceledi. Birşey anlamayınca kağıdı yerine bıraktı ve arkasına yaslandı. Konuşmak istiyordu. Aslında ben de istiyordum ama yapamadık. Aramızdaki duvar buna mani oluyordu. Elbet o duvarı kırmasını bilecektim. Aslında tam da bütün enerjimi toplamış, konuşmak için güç bulmuştum ama yapamadım. En sonunda saçma bir giriş yaparak "Neden canlandın?" dedim. Aptal kafam. Normal insanlar hal hatır sorar, ben giderim "Neden doğdun?" dermişcesine kızı köşeye sıkıştırıyorum. Bu saçma soru ona da komik gelmiş olacak ki minik bir tebessüm yaydı. O tebessüm benim açılmama neden oldu. Kız suratıma bakıp "Onu toprağıma sor" dedi. Şaşırmış gibi bir ifade yaptım. Verdiği cevabı açıklamak için konuşmaya başladı;

"Ben de bir simyacıyım. Nasıl sen enerjiyi kontrol edebiliyorsan ben de toprağı kontrol ediyorum. Toprağın üzerinde yetişen her bitki benden kopan bir parça. Şöyle açıklayayım; ben bir tohumdum. Siz beni toprağa gömene kadar yarı ölüydüm. Toprağa gömdüğünüzde baş ucumda döktüğünüz yaşlar bana can verdi. Bu yüzden herkesin yanına gidip teker teker teşekkür ediyorum. Sıra en son sana geldi. Bu yüzden buraya geldim".

"Tabii ya, teşekkür etmek için geldin. Başka bir şey için gelemezdin ki zaten".

"Anlamadım?"

"Boşver, teşekkür etmene gerek yok yani. Biz sadece emeklerimizin uçup gitmesine üzülüyorduk"

"Emekleriniz uçup gitmedi, hem zaten ben doğsam bile hormon takviyesi sonucu ölecektim. Bu şekilde olması daha iyi oldum"

"Sana hormon takviyesi yapacağımızı nerden öğrendin?"

"Eee, onca gün anne karnında boş boş oturmadım"

"O zaman onca gün annenin acı çektiğini bildiğin halde neden dışarı çıkmak istemedin?"

"Dışarı çıkıp çıkmamam benim elimde değildi, annem sonradan simyacı oldu. Tamamiyle simyacı olması için en az 7 yıl beklemesi gerek. Onun beyni vücudunu hala normal bir insanmış gibi yönetiyordu. Sen karnı kesmeseydin 9 ay oradan çıkmayacaktım. Benim orada nelerle cebelleştiğimi soran kimse yok."

"Peki o zaman soruyorum, orada hangi acıları çektin?"

"Annemin rahmi ikiye bölünmüştü. Boyutlarım normal bir bebek boyutundaydı ama ben normal bir bebeğin iki katı daha küçük bir rahimde yaşıyordum"

"Siz bebekler çok fazla hareket etmezsiniz ki"

"Evet, çok hareket etmeyiz. Fakar bu dar alanda ister istemez kordon da etrafımıza sarılıyordu. Sen o gece beni dışarı çıkarmasaydın kordon benim boğazıma dolanacaktı"

"Tamam, senin o rahimde neler yaşadığının artık bir anlamı yok."

"Neden, bunca zaman beni beklemedin mi?"

"Bekledim mi? Bekledik hep beraber bekledik yani seni Toprak bebek"

"Bebekliğim mi kaldı canım, kocaman kız oldum ben"

SimyacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin