Rusya'ya gitmek için arabayla havalanına yol aldık. Havaalanında yarım saat uçağın kalkmasını bekledik. Aylin herzamankisi gibi doğru zamanlama yapıp bizi uçağın kargosuna taşıdı. Uçak Ukrayna'ya gidiyordu. Çünkü Rusya'ya uçuşlar tamamen kilitli. Sadece diplomatların olduğu uçaklar var, onlarında kargo bölümü yok. Bu yüzden Ukrayna'ya kadar uçakla, Rusya sınırında yaya hareket edicektik. Uçağın Ukrayna'ya gitmesi 4 saatimizi aldı. Uçaktan çıktığımızda hava kararmış ve dışarısı buz gibi soğuktu. Dışarı çıkıp en yakın alışveriş mağazasına gittik. Dışarıdaki soğuktan bizi bi nebze koruyacak kıyafetler alıp Rusya'ya olan yolculuğumuza devam ettik. Bulunduğumuz noktayla Rusya sınırı arasında 23 kilometre fark olduğuna göre bir arabaya ihtiyacımız vardı. Yoldan geçen bir yolcu otobüsünü durdurup bizi sınıra kadar götürmesini rica ettik. Allah'tan otobüs boştu ve çalışma saatleri çoktan bitmişti. Adamın bizi sınıra götürmesi yarım saatimizi almıştı. Otobüsten indikten sonra saatler 00.34'ü gösteriyordu. Yarım saatlik yaya yürüdükten sonra dev duvar karşımızda bütün ihtişamıyla duruyordu. Üzerine özgürlük ile ilgili sprey boyayla çeşitli yazılar yazılmıştı duvarın. Aylin 3.5 metre kalınlığındaki duvardan öteki tarafa ışınladı bizi. Şansımıza duvarın biraz uzağındaki elektrik tellerini kıl payı geçmiştik. Her 10 dakika bir elektrik verilen teller her zaman cayır cayır sıcaktı. Açıkcası hepimiz önümüzde duran ormana girmeye cesaret edemiyorduk. Her an ağaçların içinden birşey çıkacakmış gibi adımlarımızı dikkatlice ata ata duvarın diğer çıkışına varmıştık. İnternette okuduğumuz gibi giriş iki katlı demir kapılarla kapatılıp, kaynaklanmıştı. Bu giriş kullanılmadığı için askeri nöbet tutturmayla uğraştırmazlar diye düşünmüştük. Oysa iki tane asker dev kutunun içinde oturmuş, televizyon izliyorlardı. Aylin hepmizi eliyle kenara itip yola çıktı. Arkasından sesimizin çıkabileceği yükseklikte bağırmayı denedik ama bir işe yaramadı. Askerler Aylin'i farkedince ellerine silah alıp kutunun içinden çıktılar. Aylin herzamanki cilvesini kullanıp adamları ikna edecek olmuş ki adamlar birkaç dakika sonra Aylin'le içeri girdiler. Bizse dışarda oturmuş Aylin'in çıkmasını bekliyorduk. Yaklaşık 15 dakika sonra Aylin, içerden elinde iki silahla dışarı çıktı. Yaptığına sevinmiş olacak ki hazır silahlar elindeyken havaya iki el ateş açtı. Etraftaki askerler sesin geldiği noktaya, yani buraya doluşmaya başladı. Biz ise Aylin hanım yüzünden girmeye çekindiğimiz ormanın içinde bulduk kendimizi. Aylin;
"Özür dilerim ama n'apiyim? İlk defa özel eğitilmiş iki Rus askeri hakladım. Sevinmek en doğal hakkım."
"Biz sana sevinme demiyoruz, dikkat çekmemeye çalışacağımızı anlatıyoruz. Ama şimdi senin yüzünden bu uçsuz bucaksız ormanın içinden çıkmanın bir yolunu bulmaya çalışacağız."dedim. Aylin suratında hafif bir sırıtmayla başını yere eğdi. Yarım saatlik yürüyüşten sonra uyuyup sabah devam etmeye karar verdik. Şansımıza birkaç metre ilerde askerlerin yaptığı bir ağaç ev vardı. İlk önce erkek merdiveni yapıp kızların çıkmasını sağladık. Daha sonra ağaca tırmana tırmana kızların yanına geldik. Ağaç ev o kadar küçüktü ki diz kapaklarımdan aşağısı aşağıya sallanıyordu. Zero'nun omzuna başımı koyup uykuya daldım. Sabah kalktığımızda ağaç evin içinde iki tane sincap dolaşıyordu. Sophie'ni çığlığı basmasıyla hem sincaplar kaçtı, hemde bizim tatlı uykumuz. Ama yine de iyi yapmış bizi uyandırarak, saat tam 10 olmuştu. Uzun zamandır bu kadar uyumamanın verdiği enerjiyle yola tekrardan koyulduk. Yürümeye başlayalı 1 saat oldu ama hala bir ses soluk çıkmıyordu. En sonunda Oliver biraz ilerden hareket eden arabaların sesini duydu. Birkaç saniyelik sessizlikten sonra var gücümüzle sesin geldiği yere koştuk. Yaklaşık 50 metre ilerde kocaman bir otobana çıktık. Otobana gelmenin sevincini yaşayamadan araba aramaya başladık. Rusya 2 yıldır dünyadan haber almıyor. Bu yüzden bu yopraklar üzerinde yaşıyan kimse bizim kim olduğumuzu bilmiyordu. Zaten bunun için buraya gelmiştik. Kim bilir, belki bebeği burada büyütürdük. Artık orasına Zero ile Sophie karar versin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Simyacı
Science FictionBaşka bir evrenden annemin rahmine düştüm. Benim yüzümden ailem darmaduman oldu ve babamla birlikte yepyeni bir hayata adım attık. Zero'yla bu cennet diyarlarda tanışıp kader ortağı olduk. Jack ve Dany'nin yaptıkları pislikler hayatımıza altından k...