Gitme

439 20 1
                                    


Akşam yemeğinden önce duş almaya karar verdim. Kıyafetlerimi çıkarırken içinden çamur parçaları, dallar, ölü böcekler çıktı. Bedenimi uzun zaman sonra ilk kez aynada görüyorum. En az 5 kilo vermişim. Sırtımda kaburga kemiklerim gözüküyordu. Bu son evre meselesi vücudumu yiyip bitiriyor. Suyun ısınıp ısınmadığını kontrol etmek için parmağımı uzattığımda banyonun kapısına bir el iki kez tıklattı. Robb;

"Yanına gelmemi ister misin?" diye sordu. Bu hâlimi görmek ikimiz için de hoş olmazdı açıkcası. Çekinircesine "Daha sonra" dedim. Robb hiçbir karşılık vermeden aşağı kata indi. Aynaya bakıp moraran göz altlarıma dokunuyorum. Uzunca bir süredir doya doya uyuyamamıştım. Bu gece Robb'a sımsıkı sarılıp öğlene kadar uyuyacağım. Yaşlı dedenin odundan yapılmış yatağının yayları böbreklerimi deliyordu. Bazı geceler Robb'u düşünmekten uyumayı dâhi unutuyordum. O tekrardan yalnız bırakacağım düşüncesi sinirlerimi bozuyor. Ondan uzakta nefes alamıyorum fakat onun yanında kalırsam ölüm anımı bekliyecek olurum. Robb'u sonsuza dek kaybedecek düşüncesini düşünmek yerine hasretine katlanırım daha iyi.

Küvetin içi sıcak suyla ağzına kadar dolmuştu. Adımımı atar atmaz birkaç litre su dışarı taştı. Etrafta bulunan ızgaralar banyonun suyla kaplanmasını az da olsa engelliyordu. Vücudumu suyla ısladığımda iliklerimden fışkıran titreme kemiklerimi sızlattı. Yanda duran tası küvetteki suyla doldurup başımdan aşağı yavaş yavaş döktüm. Göz pınarıma su değmeden önce göz yaşlarım yanaklarımı ıslattı. Seviyorsun, özlüyorsun. Kavuştuğun zaman ise doya doya öpemiyorsun. Hasretini gidersen bile yeniden onu yalnız bırakacağın düşüncesi bütün zevkini kaçırıyor. Dudaklarınız birbirine değince hayattaki herşeyi boşver deyip bırakıyorsun. Aklın başına gelince ister istemez kaçıyorsun. Bunca acıyı çekmek zorunda mıyım? Normal insanlar gibi doya doya niye öpemiyorum? Bunca şeyin altında ezilmem hoşuna gidiyor değil mi? Sabredeceğim. Evremi tamamlayıp özgürlüğe kanat çırpacağım. Ömrünü yiyip bitiren hapishane köşelerinde ağlayan bir çocuk gibi sabredeceğim.

***

Duştan çıktığımda evdeki herkes mutfakta oturmuş yemek yiyorlardı. Odama çıkıp üstüme Damla'nın kıyafetlerinden giydim. Biraz küçük olsalarda idare eder. Merdivenlerden inerken ayak seslerimi duyan ev ahalisi kafalarını bana doğru çevirdi. Sophie;

"İşte şimdi Aylin'e benzemişsin" dedi. Gerçekten de uzun zamandan sonra kendim gibi hissediyordum. Robb'un yanındaki özellikle boş bırakılmış sandalyeye oturdum. Sophie salçalı makarna yapmış. Bu solucan kılıklı yemekten kurtulduğumu sanıyordum oysa. Çatalımı batırıp büyükçe bir lokmayı ağzıma götürdüm. Zero;

"Uzun zaman boyunca nasıl sabrettin?" dedi. Boğazımdakini yuttuktan sonra;

"Evrem işte, dayanmak zorundayım" dedim.

Oliver;

"Ne zaman bitiyor?"

"Bir iki aya kurtulurum" dedim. Robb lafımı düzeltmek amacıyla;

"Kurtuluruz" dedi. Çatalımı tabağa bırakıp Robb'a bir bakış attıktan sonra;

"Ne var, senin hasretine katlanmak çok mu kolay sanıyorsun?" dedi. Gülümseyip yemeğime geri döndüm. Tam çatalı ağzıma götüreceğim sırada yanağıma bir öpücük kondurdu. Ağzımı mendille sildikten sonra Robb'un elinden tutup yukarı gittim. Robb odanın önünde durunca;

"Bugün ne yapmayı planlıyorsun?"dedi. Hiç anlamamış gibi;

"Bilmem, belki uyurum, sen ne yapacaksın?" dedim.

"Uzun zamanın sonunda ödülümü alırım diye bekliyordum ben"

"Yarına ne dersin? Bugün biraz uykuya ihtiyacım var"

SimyacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin