40. Bölüm - Es!

4.2K 467 70
                                    

Karşılıklı oturduğumuz masa da, bir pencere önünde ağır ağır yağan kar tanelerini gözlerimizin önüne seriyordu adeta. Biz öğrenci değildik sanki, dersimiz kalmıyordu geride; tek derdimiz birbirimizle olan muhasebemizi görmekti. İstediği iki salep önümüzde, o kendininkinden içerken ben duyacaklarımı peşinen sindirme derdinde dışarıyı izliyordum. Başlamalıydı artık! Neyse derdi söylemeliydi ki ben de içimdekileri söyleyip hesabı kapatayım. Ama susuyordu Uğur! Suskunluğu iyice aramızda çığ olurken dayanamadım sonunda dışarıdaki bakışlarımı Uğur'a çevirdim. O anda dikkatle beni izlediğini gördüğümde sevimli görünüyor olduğundan emin göz kırpıp: "Salebini içsene!" dedi. Öyle rahattı ki, az evvel gözlerimin önünde kur yaptığı kızı çoktan unutmuş gibiydi. Birini bu kadar çabuk markaja alıp bu kadar kolay çıkarabilen tek insandı Uğur ve onun için zor olan tek kişinin ben olduğumdan tamamen habersizdim.

"Ne istiyorsun?" dedim daha fazla dayanamayarak. "Ne gibi?"

"Bütün kadınlar senin olsun mu istiyorsun?"

"Benim de bir zevkim var Azra aşk olsun, herkesi isteyecek kadar midesiz miyim?"

"Değil misin?"

Sadece güldüğünde aslında kendini oda sorgulamıştı. Sahiden bu yaptığı midesizlik değilde neydi ki?

"Değilim."

"Bence sen kendini görmüyorsun. O kızı öyle sıkıştırmış nasıl göründüğünden haberin var mı senin?"

"Kıskanılası bir erkek gibi görünüyor olmalıyım. Zira o kız okula geldi geleli kaç kişinin elde etmek istediği biri biliyor musun? Elbette bilmiyorsun çünkü sen erkek değilsin."

"Elde etmek nedir Uğur?" "Felsefe mi yapacağız Azra?"

"Söyle, sende bunlarla alakalı konuşacaktın zaten bana söyle; elde etmek nedir Uğur?"

"Ne istediğine göre değişir?"

İstediğim konuşma bu değildi tabi ki de ama ben artık Uğur'a istediğim hesabı sorabilir olmalıydım. Önümde ki salep fincanını itekledim ileri, zira salep içecek falan da değildim. Kollarımı masaya dayadım ve gözlerimi gözlerinden almadım. Zaten sandığım şeylerin içindeydi; Uğur'un bir daha gözlerine bakma imkanını bulamayacağım. Bu konuşma kavga ile bitecek, ona nefret sözleri sarf edecek ve salep biraz soğumuş bile olsa üstüne dökecektim.

Dökmedim!

"Ne istiyorsun?" diye tekrar sordum. "Merak ediyor musun?"

"Ediyorum ki soruyorum söyle!"

"Aslında düzenli bir hayat istiyorum. Mesela senin gibi okuldan çıkınca eve gittiğimde kapıyı annem açsın istiyorum. Ya da sürekli bahsettiğim bir kardeşim olsun istiyorum. Ya da babamın kızacaklarından korkmak da istiyorum. Kaç yaşına gelirsem geleyim hem de."

"Bu yaptıklarınla istediklerinin bağlantısı ne o zaman?" "Teselli diyelim."

"Onun bunun koynunda mı teselli oluyorsun?" "Bu hazzı anlamanı beklemiyorum Azra."

Silkelenip bu sözü hazmetmem arasında geçen üç beş saniye içinde bakışlarımı ondan çekmek zorundaydım. Vereceğim cevap ya da daha söyleyeceklerim içimde kaybolup giderken onu yeniden duyduğumda kaldırdım ancak bakışlarımı.

"Ben bir erkeğim. Mazeret değil! Yani erkek olmak! Erkeklerin hormonları varsa kadınların da var. Ama kimi teslim kimi değil. Mesela ben teslimin sen değilsin! Sen duygusalsın ben maddeci. Örneğin bugün ki kızın benim için tek anlamı benimle sevişip sevişmeyeceğiydi. Kabul etmesi için teklifte bulanacak kadar alçalmam ama bunu benden beklemeyecek bir kıza da gereğinden fazla yaklaşmam. Avcı psikolojisi, benim gibiler hep avını tanır."

YAS SÜRGÜNÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin