FİNAL GİBİ

5.3K 561 88
                                    



Uğur, İbrahim'den telefon gelir gelmez, aracını çektirdiği arkadaşının telefonundan aradı Azra'yı. Ama Azra'nın telefonuna o dakikadan sonra bir daha ulaşılamadı. İbrahim'e Azra'nın tam olarak ne dediğini bir kez daha sordu. Sonra karısının sancılandığına emin oldu, İbrahim'e telefonunu eve getirmesini söyledikten sonra arkadaşını başka bir tamirciye yönlendirip eve gitti. Merdivenleri çıkıp evden içeri girdi. Her şey yerli yerinde ve olması gerektiği gibiydi. Mutfağa girdi Uğur, oradan yatak odasına sonra da doğacak bebeklerinin odasına. Hazırlanan hastane çantası öylece duruyordu. İbrahim telefonunu getirince ilk iş Gökçe'yi aradı, Azra onu hiç aramamıştı. Sonra kayınvalidesini aradı. Kadının haberi yoktu, endişelenmişti ve sorumsuzluğu yüzünden bir araba laf saymıştı. Uğur, sıkıntı içinde evden çıktı. Sonra yeniden aradı Azra'yı gene ulaşılamıyordu. Yakınlarda gidebileceği markete sordu hiç gelip gelmediğini, sonra da hastaneye gitti. Her zaman muayene olduğu doktorun bulunduğu hastaneye, doktora sordu Azra'nın onu arayıp aramadığını. Aramamıştı! Giriş yaptırmamıştı! Hastane de değildi! Yeniden Gökçe'yi aradı, yeniden kayınvalidesini...

"Ah akılsız kızım ah," dedi Güzin Hanım bu defa da telefonu kapatırken.

"Merak etme, şarjı bitmiştir dönmüştür eve. Git evde ara karını böyle telefonla olacak iş mi?" diye de ekleyince geri döndü Uğur eve. Merdivenleri ikişer ikişer çıkıp dairenin önüne uzanan merdivenlerin başında Mehmet'i gördü. Mehmet, basamağın en üstüne oturmuş, dizlerinin üzerine çıkardığı kitabına bir şeyler yazıyordu:

"Mehmet?" deyince Uğur, çocuk başını kaldırdı.

"Ne yapıyorsun oğlum burada?"

"Ödevimi."

"Annen yok mu? Çaldın mı kapıyı?"

Mehmet, her şeyden habersiz masumca salladı başını. Uğur, Mehmet'in kitaplarını topladı çantasına koydu, sonra da çantayı aldı çocuğun elinden ve elinden tutup indirdi aşağı. Durağa doğru yürürken Mehmet'e annesiyle konuşup konuşmadığını sordu. Mehmet annesinin onu aradığından bahsedince, Uğur biraz rahatladı. Demek ki şarjı bitmişti yoksa Mehmet'i mutlaka arardı. Yoldan bir taksi çevirdi ve Mehmet'le birlikte arka koltuğa yerleşti. Mehmet annesinin nerede olduğunu o an sordu Uğur'a, adamda dudaklarını kıvırıp:

"Bir fikrim yok," dedi.

Mehmet, annesi için endişelenmedi. Henüz ortada endişelenecek bir durum yoktu ama gene de:

"Annem benim okul çıkışıma mutlaka evde olurdu," dedi. Uğur, az evvelki rahatlama hissinin kaybolması ile Mehmet'e çevirdi bakışlarını sonra da:

"Babanı arar mısın Mehmet, acaba annen seni bugün de dönmeyecek falan mı sanıyordu?" dedi. Ömer oğlunun telefonuna cevap vermezse, gidip o adamı şirketin zeminine gömecekti. Mehmet, denileni yaptı. Çantasından telefonunu çıkardı, sonra da son arama kayıtlarından babasını aradı. Telefonu kısa süre sonra cevaplandı, Uğur adamı duyabilmek için kulağını hafifçe yaklaştırdı çocuğa ve Ömer'in sesi net ulaştı ona.

"Mehmet?"

"Babacığım, nasılsın?"

"İyiyim canım, sen nasılsın? Döndün mü okuldan? Kim var yanında?"

"Döndüm. Annem evde yoktu, Uğur Abi'mle tamirhaneye gidiyoruz."

Sonra bundan emin olamadı Mehmet, Uğur'a baktı; sahi nereye gidiyorlardı? Uğur, devam etmesini gösterir bir ifadeyle başını salladı ve Mehmet:

"Anneme ulaşamıyoruz baba. Benim okul bitişi saatime asla gitmezdi bir yere, belki de bugün de sende kalacağımı düşünmüştür. Öyle olabilir mi?"

YAS SÜRGÜNÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin