47. Bölüm - Aldanırım

4K 521 63
                                    

Ömer'in, Süleyman'a işini gereği gibi yapmadığı yönünde ki fırçaları esnasında Süleyman'ın aldığı bir telefon ile Uğur'un mahallesinde ki hezimetinden de haberdar oldu. Kendini günler sonra kapana sıkışmış gibi ilk kez hissederken, az evvel Azra'nın Uğur'a kıyamayan tarafı ile yıkıldığı gerçeğini görmezden geliyordu. Kendince Azra'ya sadece öfkeliydi ve öfkesi bir nefrete dönüşmüştü. Yanılıyordu, Azra ne yaparsa yapsın hissettiği duygunun adı nefret olamazdı. Ne yapacağını bilmez halde arabasını hazırlamalarının talimatını verdiğinde, Süleyman'ı:

"Mahalleden bir süre uzak durun ama en kısa zamanda Azra'yı yeniden takibe başla Süleyman, ne yaptığından adım adım haberdar olacağım." diyerek tembihledikten sonra, odasından çıkardı. Hemen arkasından da ilk evliliğinden itibaren ona yoldaş olmuş Türkan'ı aradı. Türkan, yaklaşık on beş yıldır hayat arkadaşıydı Ömer'in. Azra ile evliliğinin ilk yıllarında biraz ihmal etmişti onu ama daha sonra Azra'nın ilgisizliğinin ikamesi gibi olmuştu Türkan. İlk eşinin dırdırları ile Azra'nın suskunluğu arasında hep ne istediğini bilen Türkan olmuştu, Ömer'in hayatında. Belki biraz namusuna düşkün bir kadın olmuş olsaydı, onu çıkardığı bataklığın altını üstünü bilmiyor olsaydı Ömer, Türkan'a verecekleri, bir ev, dolgun limitli bir kredi kartından daha fazla bile olabilirdi. Böylece Uğur gibi çulsuzların koynuna hevesle atılan Azra yerine, kendine kul köle olacak bir kadınla sürdürürdü hayatını. Ama Türkan gibi birini hiç bir surette insan içine çıkarıp 'kadınım' diye tanıtamazdı Ömer. Türkan'a geleceğini bildirdikten sonra günlük planlarının hepsini iptal ettirdi Ömer. Bu sıralar işlerini biraz aksattığı gerçeğine karşılık; bir an önce hayatına dönerek çözüm bulacağına kendi kendine söz verdi; ancak, öncelikle Türkan'ın tesellisine ihtiyacı vardı. Şirket koridorlarında az evvel Azra'nın tüm itibarını serdiği yerlere daha kuvvetli basarak çıktı içeriden. Aracına binmeden evvel şoföre yalnız yolculuk edeceğini söyledi ve aracının direksiyonuna kendisi geçti. Aslında daha yavaş kullanmayı severdi aracını Ömer, ama bugün başkaydı. Bugün ruhu hiç olacağını sanmayacağı kadar dağlanmıştı. Hayatında ilk kez bir kadını sevmek denin şeyin acısını çekiyordu. Onu hiç sevmemiş bir kadını sevmeye devam ederken görmezden gelmek bunların hepsini yaşamaktan çok daha kolaydı. Şimdi ise onu bile bile itmişti o adamın kollarına. Daha çok ihtiyaç duyacaktı Azra geçmişine, daha çok inanacaktı mutluluğun o adamda olduğuna. Belki Mehmet'i bile zamanla unutacaktı, kendisinden boşanacak onunla evlenecekti. Kesinlikle saçmalıyordu, Azra çocuğunu unutup boş verebilecek bir anne değildi. Ne o Mehmet'ten ne de Mehmet ondan vazgeçemezdi. Üç günde üç yüz kere sormuştu resmen annesi. Geceleri ağlayarak uyumuştu! Sabahına annesi gelmezse okula da gitmeyeceğini söylemiş kendince tehdit bile etmişti babasını. Susmuştu çoğu kez Ömer ama bir türlü dili Azra'nın yaptığı ihaneti Mehmet'e söylemeye yetmemişti.

Eksik kalmış, konuşmayı bilmeyen yetersiz biri olmuştu. En sonunda da kısaca: "Annen bizi terk etti, Mehmet!" demişti. O sözünden sonra suskunluğu artmıştı Mehmet'in, sessizliği gözle görülecek bir hastalık gibi yayılmıştı alışamadığı evlerinin her tarafına. Türkan'ın yanından erken çıkıp Mehmet'i okuldan kendisinin almasını planladı hemen kafasında, eğlenceli bir şeyler bulabilirdi Mehmet için. Ne yaparsa eğlenirdi ki? Şimdi Azra olsa hemen bir şeyler bulur, yüzünü güldürürdü Mehmet'in. Azra yapabiliyorsa kendisi de yapabilirdi. Belki de bu yüzden gitmişti Azra o adama. Bu yüzden unutamamıştı. Bu yüzden geçmişte takılı kalmıştı. İlgisizliğinden, iş kolik tarafından bunalmıştı, arayışa düşmüştü, hep onunla kıyaslamıştı kocasını. 

Bir an bu fikri kafasından attı Ömer, o adamla kıyaslanabileceği hiç bir tarafı yoktu onun. Basit bir tamirci parçası olduğunu söylemişti Süleyman, üniversite okumuş; okuduğu bölümle ilgili çalışmamış, yetiştirme yurtlarında büyümüş, on yedi yaşında hırsızlıktan sabıkalı olmuş serserinin tekiydi. Peki öyleyse neyini unutamamıştı Azra onun? İlk ilişkisiydi belki de. İlk seviştiği adam, ilk öpüştüğü erkek! Uzanıp kravatını gevşetti Ömer, şimdi çok daha net görüyordu; Azra'yı nasıl da paylaşamadığını? Bunca sene sormadıklarının aslında korkularının karşılığı olduğu için kenarda kaldığını... Neden ayrılmışlardı acaba? Kürtaj yaptırıp kendi evladına kıyacak kadar hem de? Belki de aldatmıştı adam onu? Ya da yasa dışı işleri vardı.

YAS SÜRGÜNÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin